Çeliker sunumuna Kur'an'ın amacı nedir sorusunu cevaplayarak başladı özetle şunları anlattı:
Elif, lam, râ. Bu, Rabbin izniyle insanları karanlıklardan aydınlıklara çıkarıp, güçlü ve övgüye layık olanın yoluna iletmen için sana indirdiğimiz bir kitaptır." (14/İbrahim, 1)
"İşte o kitap, kendisinde hiç bir şüphe yoktur. Muttakiler için yol göstericidir." (2/Bakara, 2) ayetleri bize Kur'an ın amacını göstermektedir.
Tüm ilahi kitaplar gibi, son vahiy olan Kur'an'ın da amacı yeryüzünde zulmü, adaletsizliği ortadan kaldırmak ve insanlara, Allah'ın kendilerinden razı olacağı davranış normlarını kazandırmaktır. Tabii ki tercih yine insana bırakılmış ve yapacağı tercihin hesabının da mutlaka sorulacağı vaad edilmiştir.
Kur'an, bireyin ve toplumun ıslahını hedefler. Dolayısıyla insanlara vahyi ölçüler sunmak, bizatihi hayata bu ölçülerle bakmak, pratiğe bu ölçülerin kaynaklık etmesini sağlamaktır. Vahyin tamamlanmasının üzerinden geçen bin dört yüz yıllık süre içerisinde kendini İslam'a, Kur'an'a nispet eden birçok anlayış, cemaat, mezhep, tarikat vs. türemiştir. Bunlar gerek akide, gerekse amel anlamında birbirinden çok farklı olmalarına rağmen hepsi Kur'an'dan deliller bulmakta ve doğru yolda olduklarını iddia etmektedirler. Bu düşünce ve hareket mensupları Kur'an'a yönelirken amaçları kendi anlayışlarını, düşüncelerini destekleyecek deliller içerdiğini düşündükleri ayetleri cımbızla çıkartmaktadırlar. Bu Kur'an'a parçacı yaklaşımdan kaynaklanmaktadır. Kur'an'a parçacı yaklaşan çevreler bulundukları dini konuma ayetleri delil getirirler. Ancak ayetleri Kur'an bütünlüğünde değerlendirmedikleri için hayatı da parçalara bölmüşlerdir.
De ki: "Benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm hep alemlerin Rabbi Allah içindir." ayetinin sunduğu perspektifle Kur'an'a ve hayata bütüncül yaklaşmalıyız. Rabbimiz hayatımızın her alanında evlilikten yolda yürümemize ticaretten eşimize çocuklarımıza davranışlarımıza kadar ölçüler indirmiştir. Doğru kulluk hayatı bölmeden her alanda Kur'an'ın bildirimlerine uymaktır.
Kur'an'a bütüncül bir şekilde teslim olmak yerine, parçacı bir yaklaşım Allah tarafından " Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp, bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? " ayeti ile eleştirilmiştir. Kur'an'a parçacı yaklaşımların sonucu kimi çevreler Kur'an'ın sadece ahlaki öğütlerini ön planda tutmuşlar, kimileri ise dini sadece hayır ve hasenata indirgemişlerdir. Bazı çevreler ise Kur'an'ın bir şifre kitabı olduğuna inanmışlar ve gayba taş atmaya devam etmektedirler. Diğer bir kesim ise dini sadece ibadete indirgemiş ve dini vicdanlara hapseden bir anlayışı benimsemiştir.
Oysaki Kur'an, hayatın içerisine tüm yönleriyle müdahil olan, onu değiştirip dönüştürmeye çalışan bir toplum oluşturmayı amaçlamaktadır. Ayrıca Kur'an; vahye iman etmiş herkesi, Allah'ın razı olabileceği yaşama engel olan her türlü zulüm, şirk, sömürü ve vahiy karşıtı bütün münkerlere karşı dinamik bir duruş ve tavır içine sevk etmelidir." diyerek sözlerini tamamladı.
Verilen aradan sonra ikinci bölümde sorulan soruların cevaplanmasıyla seminer tamamlandı.