Akhisar Özgür-Der Temsilciliği’nin çağrısıyla Akhisarlı Müslümanlar Yeni Camii önünde Cuma namazı sonrası Suriye'deki vahşeti protesto etme ve Suriye'ye yapılan yardımlar üzerinden karalanmaya çalışılan İHH'ya destek olmak için bir eylem yaptılar. Akhisar Ensar Vakfı ve Akhisar Memur-Sen’in de destek verdiği eylem Hüsamettin Yılmaz tarafından yönetildi.
Eylemde ilk sözü Akhisar Özgür-der adına Ahmet Düzgün aldı. Düzgün, Suriyeli Müslümanların yanında olduğumuzu, silah dahil her türlü yardımın ulaştırılmasında Ak Parti hükümetini desteklediğimizi belirtti. Ensar Vakfı adına söz alan Mehmet Çavul, Müslümanları Suriyeli Müslümanlarla dayanışmaya çağırdı. Yardımları engellemeye çalışan çevreleri tövbeye davet etti.
Son olarak basın açıklamasını Akhisar Özgür-Der adına F. Mehmet Yılmaz okudu. Eylemde “Tırları Durdurup Yardımları Engellemeye Çalışanlar, İşkence Fotoğraflarına Bakın ve Utanın!”, “Beşşar Esed Cenevre’ye Değil, Savaş Suçları Mahkemesine!” yazılı pankartlar açılırken “Suriyeli Mazlumlara Yardımı Engelleyenler, Baas Rejiminin Suç Ortağıdır!”, “Baas Canavarını Durdurun!”, “İnsanlık Onuru Suriye’de Ölmesin!”, “Suriye’ye Özgürlük Direnişle Gelecek!”, “Stop the Massacre in Syria!”, “Suriye’de Katliamı Durdurun!” yazılı dövizler taşındı.
Eylemde okunan basın açıklaması:
İşkence Fotoğrafları Baas Rejiminin Ne Olduğunun Belgesidir!
VAHŞETE SESSİZ KALMAK DİLSİZ ŞEYTANLIKTIR!
24 Ocak 2014
Baas rejiminin Suriye’de işlediği insanlık suçları işkence fotoğraflarıyla bir kere daha belgelendi. Tüm dünyayı sarsan bu görüntülerin insanlık tarihine kara bir leke ve büyük bir utanç olarak kazınacağı kesindir. Bu fotoğraflar Beşşar Esed’in Suriye’yi bir baştan bir başa “Ebu Gureyb”e dönüştürdüğünün yeni bir delili olmuş, bu büyük insanlık trajedisini Suriye’de yaşanan vahşete göz yumanların gözlerinin içine sokmuştur.
Aslında tüm vahşiliğine, insanın kanını donduran korkunçluğuna rağmen ortaya çıkan bu görüntülerin yeni bir duruma işaret etmediğinin altını çizelim! Suriye halkı tam 3 yıldır maruz kaldığı bu zulümleri haykırıyor. Ve ne yazık ki, tüm dünya bu vahşet karşısında 3 maymunu oynuyor.
Tam bu noktada Baas rejimini Cenevre Konferansına davet edip taltif edenlerin de Suriye halkının katledilmesi suçunun dolaylı ortakları olduğunu vurguluyoruz. Kuşkusuz Esed rejiminin ağırlanması gereken yer Cenevre değil, Uluslararası Savaş Mahkemesi olmalıdır!
Öte yandan Türkiye’de haftalardır yaşanan “Suriye’ye giden tırlar” tartışmasının da ortaya çıkan bu görüntüler ışığında yeniden değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatıyoruz. 3 yıldır tecrit edilmiş, sistematik ve kitlesel bir tarzda işkence ve katliama maruz kalmış bir halkın, açlıktan ölümlerle karşılaşan insanların haykırışlarını duymazlıktan gelenler, mazlumların seslerini bastırmaya çalışanlar hiç utanmadan, vicdanları sızlamadan tır tartışması üzerinden Suriye direnişini boğmaya yönelik bir kirli kumpas yürütmektedirler.
Bu zalimane kampanyayı yürütenler içinde yer alan Esed aşıklarının, tescilli Baas sözcülerinin hallerine denilecek hiçbir şey yok. Onlar ruhunu şeytana satmış işbirlikçi zalimlerdir. Ama ya sırf hükümete düşmanlık yapmak kaygısıyla bu zulme ortak olanların durumu? Vahşi bir diktatörlük altında canını, ülkesini, onurunu korumaya çalışan insanlara zayıf da olsa uzanan yardım elini kesmeye yönelik bu utanç verici çabalar içerisinde oynadıkları rol ile İslam Ümmetinin gözünde ne kadar zelil bir pozisyona düştüklerini görmüyorlar mı? Onları da artık uyanmaya, yanlıştan vazgeçmeye, mazlumlara düşmanlık politikaları yürütme günahından tövbe etmeye çağırıyoruz!
Ve şimdi diyoruz ki, bu zulüm fotoğrafları tam 3 yıldır inanılmaz zulümlerle Suriye halkını katleden bu zalim diktatörlüğün işlediği insanlık suçları karşısında bugüne kadar sessiz kalan, yeterli duyarlılığı göstermeyen, bin bir türlü mazeret ileri sürerek Baas zulmüne göz yumanlar için bir şey ifade etmeli! Baas zulmü karşısında yeterli tepkiyi göstermeyen, suskun kalan, Suriyeli mazlumların yanında yer almayan herkes bu gayrı insani ve gayrı ahlaki tavırlarıyla Esed’in suçlarına ortak olduklarını artık görmeliler! Görmeli ve hala insanım diyebiliyorlarsa mutlaka zulme karşı tavır almalılar!
Suriye’den yansıyan bu korkunç manzara karşısında vicdan sahibi herkesi Baas rejimin işlediği insanlık suçlarını kınamak üzere harekete geçmeye; duyarlılık sahibi tüm kardeşlerimizi Suriye direnişiyle dayanışmaya çağırıyoruz.