Yılmaz Çakır ''Hz. Ali Dönemi ve Siyasi Dağılmanın Kökleri'' başlıklı seminere tarih usulü değerlendirmesi yaparak başladı. Tarih yazıcılarının objektif olmadığı gerçeğinden yola çıkarak tarihi verilere karşı ihtiyatlı davranmamız gerektiğini, bugünün hakim değerleri perspektifinden yola çıkarak tarih değerlendirmesi yapmanın ciddi zaaflar içereceğini, mümkün olduğunca tarihi olayları kendi dönemleri içinde anlamaya çalışmamız gerektiğini vurguladı. Çakır ilerlemeci tarih anlayışının tarih değerlendirmelerinde düşünsel zaaflara yol açtığının altını çizdi.
Tarihin ibret almak, ders çıkarmak için önemli olduğunu vurgulayan Çakır Hz. Ali dönemi olaylarının kronolojik sırasını verdikten sonra özetle konu hakkında şunları anlattı:
Hz. Ali'nin halife seçilmesi üzerine asabiyet dürtülerinden kurtulamayan Emevi ailesi Şam'a hicret etti. Haşim oğulları'nın Emevi sülalesinden siyasi hakimiyet konusunda rövanş aldığını düşünen Emevi ailesi giderlerken Hz. Osman'ın kanlı gömleğini de götürdüler. Bu gömleği kitleleri Hz. Ali üzerine yönlendirmek için ajitasyon malzemesi haline dönüştüren Muaviye Hz. Osman'ın katillerini isteyerek Hz. Ali'yi zor durumda bıraktı. Valileri Muaviye dışında değiştiren Hz. Ali'ye ilk muhalefet vali yapılmayan Talha ve Zubeyr'den geldi. Hz. Aişeyi'de yanlarına alan Talha ve Zubeyr ile Hz. Ali kuvvetleri Cemel vakası ismi verilen şavaşta karşılaştı. Hz. Ali'nin kazandığı savaşta Talha ve Zubeyr öldürüldü. Bu savaş sonucu sahabelerin birbirlerini öldürmesi üzerine iman, büyük günah gibi konularda kelami tartışmalar yapılmaya başlandı. Muaviye bu olaydan sonra Hz. Ali'ye karşı ayaklandı Sıffin denilen bölgede iki taraf karşılaştı. Savaşı Hz. Ali ordusu kazanmak üzereyken Muaviye tarafındakiler Kur'an sahifelerini mızraklarına takarak aramızda Allah'ın kitabı hakem olsun dediler. Hz. Ali ordusuna bunun savaş hilesi olduğunu,'kendisiyle batıl kastedilen haksöz' diyerek belirttiyse de orduyu ikna edemedi. Hakem olayı sonucu hileyle Muaviye halife tayin edilince Hz. Ali ordusunda önde çarpışan kurra askerler bundan Hz. Ali'yi de sorumlu tutarak ordusundan ayrıldılar. Hariciler diye isimlendirilen bu grup camide Hz. Ali'yi şehit etti. Bundan sonra siyasi hakimiyetini arttıran Muaviye oğlunu da varisi tayin ederek İslam tarihindeki en büyük kırılmalarından biri olan hilafetin saltanata dönüşmesine yol açtı. Ahlak, liyakat, adalet ve istişare'den oluşan İslam'ın temel ilkeleri siyasi alanda göz ardı edilir hale geldi.
Bu olaylardan çıkarmamız gereken en temel dersler şunlardır:
1.Haricilerin ayrılması olayındaki gibi hikmeti gözetmeyen okumalar eksik ve zaaflı okumalardır. Bedevi tavra işaret eder. Medeni tavra ise Hz. Ali'nin uygulamalarını örnek gösterebiliriz. Muaviye'de şehirli-medeni olmasına rağmen bunu ahlaksızca kullanmıştır.
2.Haricilerin olaylardan sonra Hz. Ali'yi de sorumlu tutması örneği önemlilik, öncelik sıralaması yapmada yapılan yanlışlara güzel bir örnektir.
3.Sünniliğin günah keçisi ilan edip olayların sorumluğunu sadece hariciler ve sonrada Yezid'e atfetmeleri de gerçeklikten koparak olayların anlaşılmasında zaaflar oluşturmuştur.
4.Parça doğrular doğrunun tamamı değildirler, olaylar kendi içinde doğru değerlendirilemezse parça doğrularla bir sürü hata yapılabilir.
5.Galiptir bu yolda mağlup şiirindeki gibi hakikatin tarafında şahitlik yapma çabasında iken alınabilecek mağlubiyetler sadece dünyevi kazanım veya kayıplarla değerlendirilmemelidir.
6.Tarihte önemli etkinliklere sahip olmamış Arap ve Türk kavimlerinin İslam'la tanışmalarından sonra ürettikleri medeni tavırlar ve büyük devletler kurmaları İslam dininin onlara neler kattığının en büyük göstergesidir.
Sorulan sorulara konuşmacının cevap vermesinden sonra seminer programı sona erdi.