Sakarya'da 97. Başörtüsü Eylemi

Sakarya'da 97. Başörtüsü Eylemi

Sakarya Başörtüsü Platformu 97.’sini gerçekleştirdiği Başörtüsü eyleminde; 22 Temmuz seçimlerinin toplumda kendi kaderini kendi oylarıyla tayin ettiği hissi uyandırmak için tezgâhlanan suni bir oyun olduğu belirtilirken; düşünce, inanç, dil ve kimliğe yön

Sakarya Başörtüsü Platformu 97.'sini gerçekleştirdiği Başörtüsü eyleminde; 22 Temmuz seçimlerinin toplumda kendi kaderini kendi oylarıyla tayin ettiği hissi uyandırmak için tezgâhlanan suni bir oyun olduğu belirtilirken; düşünce, inanç, dil ve kimliğe yönelik yasaklara karşı çözümün İslami direniş olduğu vurgulandı.

Basın açıklamasını SBP adına okuyan Özgür-DER Sakarya Şubesi Başkanı Kadrican Mendi, 22 Temmuz seçimlerinin bir "demokrasi oyunu" olduğunu şu sözlerle ifade etti: "Türkiye toplumu yarın bir kez daha sandık başına gidecek. Böylelikle, toplumun asıl sorunlarına değinmeden yürütülen seçim çalışmaları son bulacak ve yıllardır tekrarlanan seçim oyunu bir kez daha oynanacak. Toplumda, kendi kaderini kendi oylarıyla tayin ettiği hissi uyandırmak için tezgâhlanan bu suni oyunun, gerçekte yine büyük bir değişikliğe yol açmayacağını, 22 Temmuz seçiminin de, egemenliğin kayıtsız şartsız silahlı bürokraside olduğu gerçeğini değiştirmeyeceğini bir kez daha göreceğiz maalesef…"

Mendi, toplumun önemli bir çoğunluğunu oluşturan başörtülülerin Meclis'te tek temsilcisinin dahi bulunmadığına dikkat çektiği açıklamasına başörtüsünün yasakçılar açısından ne anlama geldiğini ifade eden şu sözlerle devam etti: "Başörtüsü yasağı resmi ideolojinin İslam karşısında kendisini savunma bahanesidir. Resmi ideoloji ile İslam arasındaki kan uyuşmazlığının somut tezahürüdür. Bu gerçeği kavramadan ucuz yollu siyaset yapıp, meydanlarda erkekçe başörtüsü yasağını kaldırmayı vaat edenler, Meclis'e girince ürkekçe davranmıştır. Namus sözü verenler tek başına iş başına geldiklerinde dahi zalim egemenlerden mutabakat dilenmiştir.Bu seçim döneminde yasağı diline dolayanlar ise hizmet veren-hizmet alan gibi çarpık bir ayrıma giderek, çözüm bulduklarını sanmaktadır. Kendilerine hatırlatmak isteriz ki; tesettür, hizmet alana da hizmet verene de Allah'ın emridir. Allah'ın emirlerinin kimin için geçerli kimin için geçersiz olacağına karar vermek ise hiç kimsenin haddi değildir. O yüzden dünkü kamusal alan yalanına bugün hizmet veren-alan yalanını ekleyenler; bu şekilde sorunun çözümüne değil, yasakçı egemenlere hizmet etmektedir. Yasağın tek çözümü, her yerde ve hiçbir şart olmaksızın hemen şimdi kaldırılmasıdır! "

Mendi açıklamasına,"Sakarya Başörtüsü Platformu olarak, seçimimizi kukla partilerden değil İslami direnişten yana yaptığımızı kamuoyuna duyuruyoruz. " sözleriyle son verdi.

"Başörtüsü İslam'ın Emri, Müslüman Kadının Kimliğidir", "Tevhid, Adalet, Özgürlük" ve "Zulme Karşı Direneceğiz;Başörtüsüne Özgürlük" yazılı pankartlar taşıyan platform mensupları eylemde "Direne Direne Kazanacağız" sloganını attılar. Eylemde "Zulme Karşı Direneceğiz", "Yaşasın Başörtüsü Direnişimiz", "Yasakçılar Yenilecek;Direnenler Kazanacak","Başörtümüz Kimliğimiz;Vazgeçmeyiz" ve "Başörtüsü İslam'ın Emridir" yazılı dövizler de taşındı.   

 

Sakarya Başörtüsü Platformu 97. Basın Açıklaması Tam Metni:

 

Sahici kazanımlar sahici mücadelelerle elde edilir!

 

Türkiye toplumu yarın bir kez daha sandık başına gidecek. Böylelikle, toplumun asıl sorunlarına değinmeden yürütülen seçim çalışmaları son bulacak ve yıllardır tekrarlanan seçim oyunu bir kez daha oynanacak. Toplumda, kendi kaderini kendi oylarıyla tayin ettiği hissi uyandırmak için tezgâhlanan bu suni oyunun, gerçekte yine büyük bir değişikliğe yol açmayacağını, 22 Temmuz seçiminin de, egemenliğin kayıtsız şartsız silahlı bürokraside olduğu gerçeğini değiştirmeyeceğini bir kez daha göreceğiz maalesef…

Geride kalan haftalar boyunca miting meydanlarında sergilenen trajikomik sahneler, Türkiye siyasetinin çapsızlığını yeterince ortaya koymuştur. Toplumsal sorunları anlamaktan aciz, çözüm üretmek yerine sığ polemiklere sığınan, hamakat ve hamaset kokan demeçler veren siyasetçilerin, sistemin kirli çarklarını değiştirmesi mümkün değildir. Koltuk ve menfaat uğruna oynanan ayak oyunlarıyla Ankara'ya kapak atma çabası içinde olanların ezici çoğunluğu, toplumun ezilen, sömürülen, hakları gasp edilen, dışlanan, aşağılanan ya da bir kenara itilen kesimlerini temsil edemeyecektir.

Büyük bir çoğunluğu oluşturduğu halde yarınki seçimlerde Meclis'te tek temsilcisi dahi bulunmayan en önemli kesimlerden biri de başörtülülerdir.

Bu gerçek dahi tek başına, nasıl kirli bir sistem oyunuyla karşı karşıya kaldığımızı göstermektedir. Düşünün ki siyasetin Ankara sahnesi olan Meclis'e, sözde "başörtüsü siyasi bir simge olduğu" bahanesiyle alınmamaktadır! Bu gülünç durumun arkasında yatan korkunç gerçek ise, yasakçıların başörtüsünü hayattan dışlamak için başvuramayacağı yalanın kalmadığıdır.

Toplumu, bu durumu doğru düşünmeye ve temsil edilmediği bir Meclis'in nasıl meşru sayılabileceğini değerlendirmeye davet ediyoruz.

Başörtüsü yasağı resmi ideolojinin İslam karşısında kendisini savunma bahanesidir. Resmi ideoloji ile İslam arasındaki kan uyuşmazlığının somut tezahürüdür.

Bu gerçeği kavramadan ucuz yollu siyaset yapıp, meydanlarda erkekçe başörtüsü yasağını kaldırmayı vaat edenler, Meclis'e girince ürkekçe davranmıştır.

Namus sözü verenler tek başına iş başına geldiklerinde dahi zalim egemenlerden mutabakat dilenmiştir.

Bu seçim döneminde yasağı diline dolayanlar ise hizmet veren-hizmet alan gibi çarpık bir ayrıma giderek, çözüm bulduklarını sanmaktadır.

Kendilerine hatırlatmak isteriz ki; tesettür, hizmet alana da hizmet verene de Allah'ın emridir. Allah'ın emirlerinin kimin için geçerli kimin için geçersiz olacağına karar vermek ise hiç kimsenin haddi değildir. O yüzden dünkü kamusal alan yalanına bugün hizmet veren-alan yalanını ekleyenler; bu şekilde sorunun çözümüne değil, yasakçı egemenlere hizmet etmektedir. Yasağın tek çözümü, her yerde ve hiçbir şart olmaksızın hemen şimdi kaldırılmasıdır! 

Sakarya Başörtüsü Platformu olarak bir kez daha vurgulamak istiyoruz ki; yarın oynanacak olan seçim oyununun, Türkiye'de yaşanan toplumsal sorunların çözümüne sahici hiçbir katkısı maalesef olmayacağını söylemek zorundayız.

550 milletvekilinin iradesinin internetten verilebilecek  bir muhtıra ile ipotek altına alınabileceğini öngörmek, darbecilerin iktidarını kimseyle paylaşmayacağını her vesileyle göstereceklerini, hükümet politikalarının Milli Güvenlik Kurulunda  belirlenmeye, hukuk sistemi kararlarının emir komuta zinciri içinde verilmeye devam edeceğini, Resmi ideoloji ve militarizmin kutsanmaya, paramiliter çetelerin vatanseverlik hizmetinde bulunmaya ve kartel medyanın postal yalamaya devam edeceğini  tahmin edebilmek için türk siyasi tarihinde şu ana kadar yaşananların hatırlanmasının  yeterli olacağı kanaatindeyiz.

Bu acı gerçekleri değiştirmek ise içinde bulunduğumuz koşullarda vekillere değil asıllara düşmektedir. Sistemin kirli gerçeklerini değiştirmeye yetmeyecek bir pusulaya basılacak mühür ile kimse sorumluluktan kurtulacağını düşünmesin! Herkes, kendi geleceğinin darbelerle çalınmasına, hak ve özgürlüklerinin silah tehdidiyle gasp edilmesine; düşünce, inanç, dil ve kimliğine yönelik yasaklara karşı daha duyarlı davranmak zorundadır.

Sakarya Başörtüsü Platformu olarak, seçimimizi kukla partilerden değil İslami direnişten yana yaptığımızı kamuoyuna duyuruyoruz.

 

Sakarya Başörtüsü Platformu adına Özgür-Der Sakarya Şubesi

Önceki ve Sonraki Haberler