Sakarya'da 92. Başörtüsü Eylemi

Sakarya'da 92. Başörtüsü Eylemi

Sakarya Başörtüsü Platformu 92.Başörtüsü eyleminde eğitim sistemindeki çarpıklıkları, uygulanan baskı ve yasakları protesto etti.

Sakarya Başörtüsü Platformu 92.Başörtüsü eyleminde eğitim sistemindeki çarpıklıkları, uygulanan baskı ve yasakları protesto etti. Eğitimdeki ideolojik baskı ve haksızlıklara karşı duranların yanında olmak yerine, baskıcı zihniyete en büyük desteği verenlerin nasıl olup da meydanlarda özgürlük vaat edebilecekleri sorusu gündeme getirildi.

Sakarya Başörtüsü Platformu AKM sineması önünde gerçekleştirdiği 92. Başörtüsü eyleminde; neslin yozlaşmasının, ahlaki ve insani erdemlerden uzaklaşmasının müsebbibinin okulu kışla gibi gören zihniyet olduğu ifade edildi. Açıklamada eğitim sistemindeki çarpıklıkları, uygulanan ideolojik baskıları eleştirenlerin susturulmak istenişi protesto edildi. Ayrıca eğitimin özgürleşmesi için çalışması gerekirken baskıcı zihniyete en büyük desteği sağlayanların nasıl olup da meydanlardan halka özgürlük vaat edebileceği sorusu gündeme getirildi.

Basın açıklamasını okuyan Özgür-DER Sakarya Şubesi üyesi Hatice Sena eğitimdeki yozlaşmanın ve neslin erdemli olandan uzaklaşmasının nedenlerini şu sözlerle açıkladı: "Okulları kışla gibi gören ve buna göre hareket eden zihniyet, eğitimdeki yozlaşmanın üstünü yasaklarla örttü. Başörtüsünü ve başörtülüleri ve namazı ve namaz kılanları düşman gibi gösterdi. Yüz binlerce öğrenciye her gün okul kapıları önünde başını açma işkencesi çektirmeye devam etti. Yüz binlerce öğrenciyi okulların en ücra köşelerinde namaz kılmaya mahkûm etti. Okul dışındaki etkinliklere dahi öğrenciler başörtülü alınmadı. Onlar başörtüsü ve namaz düşmanlığı ile uğraşırken, asıl görevlerini unuttular. Kendilerine köle yetiştirmek için okulları kullanırken, okulların nasıl bir şiddet yuvasına dönüştüğünü göremediler."

Sena, eğitimde uygulanan ideolojik baskı ve haksızlıkları gündeme getirenlerin nasıl susturulmaya çalışıldığını, "Eğitim sistemindeki çarpıklıkları, yaşanan haksızlıkları ve uygulanan yasakları eleştirenleri ise cezalandırarak susturmaya çalıştılar. Düzenledikleri panelde eğitimdeki ideolojik baskılara itiraz ettikleri için Mehmet Pamak, Yusuf Tanrıverdi ve Mesut Avan ağabeylerimizi 301. madde ile tehdit ettiler. Ne ilginçtir ki ; bu ahlaksızca işi yaparken, en büyük desteği de AKParti yönetimindeki Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden buldular. Merak ediyoruz: Yarın meydanlara çıkıp özgürlük vaat edecek olanlar, işbaşında yaptıkları uygulamaları nasıl izah edecekler?" cümleleriyle açıkladı.

"Başörtüsü İslam'ın Emri, Müslüman Kadının Kimliğidir" ve "Zulme Karşı Direneceğiz;Başörtüsüne Özgürlük" yazılı pankartlar taşıyan platform mensupları eylem boyunca "Uyan,Diren,Özgürleş","Direne,Direne, Kazanacağız", "Yaşasın İslami Direnişimiz" ve "Tevhid,Adalet,Özgürlük" sloganlarını attılar. Eylemde "Başörtümüz Kimliğimiz,Vazgeçmeyiz", "Yaşasın Başörtüsü Direnişimiz" , "Yasakçılar Yenilecek;Direnenler Kazanacak" ve "Halk Göreve"yazılı dövizler de taşındı.   

 

Sakarya Başörtüsü Platformu 92. Basın Açıklaması

 

"Direniş Okulu" eğitime devam ediyor!

 

Baskı ve yasaklarla dolu bir eğitim ve öğretim yılı daha geride bıraktık. Bu süre içinde eğitim kurumlarından her gün yeni şiddet ve vahşet haberleri geldi. Okullarda hırsızlık, kavga, yaralama, uyuşturucu , hatta cinayetler bile sıradanlaştı. Nesil bozulurken, ahlaki değerlerden ve insani erdemlerden koptu. İktidar kavgası verenler ise kendilerine sadık köleler yetiştirebilmek için bu yaşananlara sessiz kaldılar. Sadece kendi çıkarlarını koruyup kollamayı tek görev bildiler.

Okulları kışla gibi gören ve buna göre hareket eden zihniyet, eğitimdeki yozlaşmanın üstünü yasaklarla örttü. Başörtüsünü ve başörtülüleri ve namazı ve namaz kılanları düşman gibi gösterdi. Yüz binlerce öğrenciye her gün okul kapıları önünde başını açma işkencesi çektirmeye devam etti. Yüz binlerce öğrenciyi okulların en ücra köşelerinde namaz kılmaya mahkûm etti. Okul dışındaki etkinliklere dahi öğrenciler başörtülü alınmadı. Onlar başörtüsü ve namaz düşmanlığı ile uğraşırken, asıl görevlerini unuttular. Kendilerine köle yetiştirmek için okulları kullanırken, okulların nasıl bir şiddet yuvasına dönüştüğünü göremediler.

Eğitim sistemindeki çarpıklıkları, yaşanan haksızlıkları ve uygulanan yasakları eleştirenleri ise cezalandırarak susturmaya çalıştılar. Düzenledikleri panelde eğitimdeki ideolojik baskılara itiraz ettikleri için Mehmet Pamak, Yusuf Tanrıverdi ve Mesut Avan ağabeylerimizi 301. madde ile tehdit ettiler. Ne ilginçtir ki ; bu ahlaksızca işi yaparken, en büyük desteği de AKParti yönetimindeki Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden buldular. Merak ediyoruz: Yarın meydanlara çıkıp özgürlük vaat edecek olanlar, işbaşında yaptıkları uygulamaları nasıl izah edecekler?

Son günlerde başörtümüz etrafında dönen tartışmaları ibretle izliyoruz. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, özel üniversitede okuttuğu kızının başörtüsünden dolayı diplomasını kürsüden alamamasına ses çıkartmıyor. Kendi kızlarını yurt dışında okutan Başbakan, başörtüsü yasağını sözde eleştiriyor ama özde hiçbir şey yapamıyor. Soruyoruz: Kendi çözümlerini yasaktan kaçarak bulanlar, yarın sınava girmeden başörtüsünü açmak zorunda kalan kızları anlayabilir mi? Zulme razı olmayı ilke edinenler, koltuklarını kaybetme pahasına adaletten yana tavır alabilirler mi?

Yasakların devam ettiği bir ortamda, kartel medyası ise eski bir belediye başkanının eşinin başını açmasını tüm topluma örnek gösterebiliyor. Kartel medyanın borazanları, baş açmakta hiçbir sakınca olmadığı fetvaları veriyor. Acaba, Allah'ın ayetleri ortadayken, bir kişinin hatasını milyonlarca başörtülüye örnek gösterme cesaretini nerden alıyorlar?

Tüm bunlar yetmezmiş gibi muhafazakâr bir gazetenin köşe yazarı da devlet okullarında namazın ve başörtüsünün yasaklanmasını doğal karşılıyor. Çözüm olarak ise cemaat ve vakıf üniversitelerini gösteriyor. O halde yazara göre parası olmadığı için özel okullara gidemeyenlere, her türlü haksızlık yapılabilir, öyle mi? Bu nasıl bir İslam anlayışı, nasıl bir ahlak ve adalet anlayışıdır? Bu başörtüsü yasağından kendi cemaatine rant sağlama teklifi değilse nedir?

Biz Sakarya Başörtüsü Platformu olarak başörtüsü yasağının tamamen kalkması dışında hiçbir çözümü kabul etmeyeceğiz. Allah'ın ayetlerini ne pazarlık konusu yaparız ne de Allah'ın ayetlerine yasak koyanlara taviz veririz. Zulüm var olduğu sürece direniş de olacak ve tüm haksızlıklar İslam'la son bulacaktır.

 

Sakarya Başörtüsü Platformu adına  ÖZGÜRDER Sakarya Şubesi

Önceki ve Sonraki Haberler