Sakarya'da 84. Başörtüsü Eylemi
Sakarya Başörtüsü Platformu 84. Başörtüsü eyleminde; Militarsit zihniyetin sorgulanamaz olarak anlaşılması için yapılan çalışmalara, Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinden yürütülen politikalara, kaoslardan medet uman oligarşik yapının tekrar sahnelemeye çalış
Sakarya Başörtüsü Platformu 84. Başörtüsü eyleminde; Militarsit zihniyetin sorgulanamaz olarak anlaşılması için yapılan çalışmalara, Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinden yürütülen politikalara, kaoslardan medet uman oligarşik yapının tekrar sahnelemeye çalıştığı Malatya olayı'na değinildi. Açıklamada ayrıca Özgür Kudüs davasının şehidlerinden RANTİSİ'de rahmetle anıldı.
Sakarya Başörtüsü Platformu adına Özgür-Der Sakarya Şubesi Üyesi Ömer SEVİM tarafından okunan 84.basın açıklamasında; "Askeri vesayetin sorgulanamaz ve yargılanamaz olarak algılanması ve kabul edilmesi için yapılmadık hokkabazlık kalmıyor. Militarist zihniyetin bütün bir toplum tarafından kanıksanması için çalışılıyor." cümleleri ile tanımlanmaya çalışılan sorgulanamaz askeri vesayet anlayışının, son zamanlarda gündemi meşgul eden Cumhurbaşkanlığı seçimi ile irtibatlı olduğu şu ifadelerle dile getirildi. "On yıllardır militarist darbeci bir zihniyetle ülkeyi idare edenlerin son dönemde kullandıkları argüman cumhurbaşkanlığı makamı ya da başka bir deyişle cumhurbaşkanının kimin olacağı. Evet! Militarist yapı Cumhurbaşkanlığı tartışmaları üzerinden şahlandırılmaya çalışılıyor. Atatürkçü Düşünce Derneği adlı Ahmet Necdet Sezer'in finansörlüğünde semirtilen darbeci yapılanma, bütün medya ve basını arkasına alarak mitingler düzenliyor."
SEVİM açıklamasında Malatya'da meydana gelen olayla ilgili olarak şunları söyledi. "Bu tür cinayetlerle kendi konumlarının bekasına hizmet eden oligarşik yapı, insafsızlık ve gözü dönmüşlüğün en korkunç örneklerini sergiliyor. Yıllarca kargaşa ve kaoslardan beslenenler çok eski bir oyunun yepyeni versiyonunu sergiliyorlar. Ancak oyunlarının tutmadığı ve tutmayacağı her geçen gün daha açık bir şekilde ortaya çıkıyor." Ayrıca Kudüs'ün Özgürlüğü yolunda şehid olan Abdülaziz El RANTİSİ rahmetle anıldığı açıklama "Kudüs özgürlüğüne kavuşuncaya kadar mücadelenin süreceğine söz veriyoruz. RANTİSİ Filistin Davasının diğer şehitleri gibi ölümsüzdür ve O'nun yolu bizim de yolumuzdur." cümleleri ile sona erdi.
"Başörtüsü İslamın Emri - Müslüman Kadının Kimliğidir", "Zulme Karşı Direneceğiz - Başörtüsüne Özgürlük" yazılı pankartlar taşıyan platform mensupları eylem boyunca "Hukuksuz Devlet, İktidarsız Hükümet" ve "Yolumuz Şehidlerin Yoludur" sloganları attılar. Eylemde, "Başörtüsüne özgürlük, hemen şimdi!", "Örtüne, İnancına, Kimliğine Sahip Çık!", "Dün Okul, Bugün Sokak, Peki Yarın???" ve "Başörtümüz Kimliğimiz, Vazgeçmeyiz" yazılı dövizler de taşındı.
Sakarya Başörtüsü Platformu 84.Basın Açıklaması
Militarizm sorgulanmadan adalet ve huzur gelir mi?
Militarizmin boğduğu Türkiye'de; siyaset, basın, medya ve sivil toplum bizzat militarist güçler tarafından tüketiliyor, kirletiliyor. Hukuk sistemi iğdiş edilerek baştan aşağı militarist zihniyete uygun bir hale getiriliyor. Askeri vesayetin sorgulanamaz ve yargılanamaz olarak algılanması ve kabul edilmesi için yapılmadık hokkabazlık kalmıyor. Militarist zihniyetin bütün bir toplum tarafından kanıksanması için çalışılıyor.
On yıllardır militarist darbeci bir zihniyetle ülkeyi idare edenlerin son dönemde kullandıkları argüman cumhurbaşkanlığı makamı ya da başka bir deyişle cumhurbaşkanının kimin olacağı. Andıçları, Sarıkızları sorgulayamayan, sorgulanması hayal bile edilmeyen ülkede Cumhurbaşkanı olmasına kesin gözü ile bakılan Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın başörtüsü ile Çankaya'ya çıkmasının imkansız olduğuna dair onlarca yazı ve yorum yayınlanabiliyor. Emekli darbeci Kenan Evren "Emine Erdoğan başörtüsünü çıkartarak Köşk'e çıkarsa çok büyük bir takdir toplar" diyecek kadar küstahlaşıyor, yüzsüzleşiyor. Kıymeti resimleriyle menkul bu darbeci paşa bıraksın başörtüsü ile uğraşmayı da başörtüsüne özgürlük için haftalardır, aylardır, hatta yıllardır meydanlardan seslerini yükseltenlerin seslerine kulak versin , açıklamalarını okusun. Dünyayı kendi dar çevrelerinden ibaret sayan bu anlayışın , militarist zihniyetin tipik bir uzantısı olduğunu anlamak hiçte zor değil.
Evet! Militarist yapı Cumhurbaşkanlığı tartışmaları üzerinden şahlandırılmaya çalışılıyor. Atatürkçü Düşünce Derneği adlı Ahmet Necdet Sezer'in finansörlüğünde semirtilen darbeci yapılanma, bütün medya ve basını arkasına alarak mitingler düzenliyor. Topu topu kırk-ellibin kişinin katıldığı miting, tarihin en büyük toplantısı olarak lanse ediliyor ve bunun üzerinden Hükümet Kanadına, Başbakan'a ve dolaylı olarak da Müslüman halka gözdağı verilmeye çalışılıyor.
"Soğukkanlı yaklaşımlarla", "Gerilim politikalarında uzak olma" tutumlarıyla halk üzerinde tedavisi güç bir yılgınlık oluşturan Akparti Hükümeti ise; olan biteni seyretmenin yanında cesur ve kararlı bir profil çizemiyor ve buna ilişkin söz ve davranışlarda bulunamıyor.
Son dönemde artırılan darbe tartışmaları ve darbeci kesimlerin büyük bir utanmazlık ve cüretkarlıkla askeri müdahale beklentisi içerisinde olduklarını açıkça beyan etmeleri Hükümet Kanadının uyanmasına yetmiyor ve Başbakan: "Bir sivil toplum örgütü demokratik hakkını kullanmıştır" diyebilecek kadar duyarsızlaşabiliyor.
Şayet gelinen bu noktada oligarşik çevrelerin dayatma ve baskılarına boyun eğilip taviz verilecek olursa inandırıcılık ve tutarlılığın bir daha bulunamayacak şekilde kaybedileceği açıktır ve ortadadır. Siyasetin normalleşmesi ve militarist zihniyetin geriletilemese dahi duraksatılması noktasında Tayip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı önemli bir fırsat niteliği taşıyor olsa da, kendisinin kişisel ihtirasını ne şekilde besleyeceği konusunda da çok ciddi soru işaretlerini taşıyor. Ancak kışlacı zihniyet ve yapılanmanın zayıflatılmasına yapılacak olan her hamle çok büyük önem arz ediyor.
Biz Sakarya Başörtüsü Platformu olarak; kim tarafından yapılırsa yapılsın nerden ve ne şekilde gelirse gelsin zulmün her türüne, uzlaşmacılığın her şekline karşı olduğumuzu bir kez daha ilan ederken, pragmatik ve gündelik politikaların az bir faydası yanında çok büyük zararlarının olduğunu vurgulamak istiyoruz. Militarist zihniyete verilecek olan her tavizin, geriye yasak olarak, baskı olarak, tuzak olarak, işkence ve tahakküm altında yaşama mecburiyeti olarak döneceğinin bilinmesi herkes için faydalı olacaktır.
Bu hafta kışkırtılan milliyetçiliğin beslediği şiddet ortamı can almaya devam etti ve Malatya'da hunharca bir cinayet işlendi. Bu tür cinayetlerle kendi konumlarının bekasına hizmet eden oligarşik yapı, insafsızlık ve gözü dönmüşlüğün en korkunç örneklerini sergiliyor. İktidarlarındaki tıkanıklık, iflas ve çöküşü bu tür cinayetlerle örtmeye ve ertelemeye çalışanlar halka korku ve endişe vermek istiyorlar. Yıllarca kargaşa ve kaoslardan beslenenler çok eski bir oyunun yepyeni versiyonunu sergiliyorlar. Ancak oyunlarının tutmadığı ve tutmayacağı her geçen gün daha açık bir şekilde ortaya çıkıyor.
Ayrıca bu hafta 17 Nisan Özgür Kudüs Davasının büyük Şehidi Abdülaziz El Rantisi'nin şehadet yıldönümüydü. "Ölüm bir kalp krizi ile de gelebilir, bir Apachi helikopteri ile de. Ama ben Apachi ile gelen ölümü tercih ederim." diyen Aziz Şehid Rantisi'yi rahmet, minnet ve gıpta ile anarken, Kudüs özgürlüğüne kavuşuncaya kadar mücadelenin süreceğine söz veriyoruz. Rantisi Filistin Davasının diğer şehitleri gibi ölümsüzdür ve O'nun yolu bizim de yolumuzdur.
Sakarya Başörtüsü Platformu adına Özgürder Sakarya Şubesi