Sakarya'da 123. Başörtüsü Eylemi
SBP’nun 123. Başörtüsü Eyleminde; Başbakan’ın Madrid’de yaptığı açıklamaların arkasında durması ve yasağın her yerde kalkması için somut adımlar atması gerektiği vurgulandı.
SBP'nun 123. Başörtüsü Eyleminde; Başbakan'ın Madrid'de yaptığı açıklamaların arkasında durması ve yasağın her yerde kalkması için somut adımlar atması gerektiği vurgulandı. Eylemde Filistin halkına ve İntifadaya destek mesajları verilirken, Siyonist-katil İsrail protesto edildi.
"Başbakan Sözlerinin Arkasında Durmalı, Somut Adımlar Atmalıdır!"
Sakarya Başörtüsü Platformu adına SABED(Sapanca Bilgi Eğitim Dayanışma Derneği) gönüllüsü Sena ARICI tarafından okunan basın açıklamasında; Başbakan'ın Madrid'de yaptığı açıklamaların memnuniyet verici olduğu belirtilirken, Başbakan'ın yaptığı açıklamaların arkasında durması ve yasağın koşulsuz olarak her alanda kaldırılması için somut adımlar atması gerektiği vurgulandı. Bu noktaya gelinmesinin Türkiye genelinde sürdürülen başörtüsü mücadelesinin önemli bir kazanımı olduğu, "Daha öncekilerde yaptığı gibi yasaktan şikâyet etmeyi bırakıp Başbakan'ın bu aşamaya gelmiş olması Kocaeli'nden Van'a, Antalya'dan Sakarya'ya, Konya'dan Ankara'ya yıllardır sürdürülen başörtüsü mücadelesinin ciddi bir kazanımıdır." sözleriyle ifade edildi.
"İslam'a Duyulan Tahammülsüzlüğün En Somut Tezahürü Başörtüsü Yasağıdır!"
"Bu ülkede İslam'a ve Müslümanlara duyulan tahammülsüzlük başörtüsünde somutlaşmış ve cisimleşmiştir. Zaten Başbakan'ın çıkışından sonra Yargıtay'dan gelen "türban serbestîsi laikliğe aykırıdır" açıklaması ile kartel medyasının televizyonlarında Ali Kırca ve Mehmet Ali Birand'ın sarf ettikleri sözler ve ortaya koydukları görüşler hepsi birden bu tahammülsüzlüğün en bariz örnekleri olarak karşımızda durmaktadır." sözleriyle Türkiye'de, İslam'a ve Müslümanlara duyulan tahammülsüzlüğün en somut tezahürünün başörtüsü yasağı olduğu vurgulandı.
"Özgür Kudüs mücadelesinin başarıya ulaşacağına olan inancımız tamdır!"
Siyonist katillerin Filistin'de apaçık bir katliam uyguladıklarını ve tüm dünyanın bu vahşeti sadece seyrettiğinin ifade edildiği açıklamada, işgale karşı onurlu bir direniş sergileyen Filistin halkına şu sözlerle destek verildi: "İşgale karşı direnen onurları ve özgürlükleri için direnmekten ve canlarını feda etmekten çekinmeyen bu onurlu halkı; Filistin halkını, Hamas'ı, İslami Cihadı, İzzettin Kassam Tugaylarını ve Kudüs Seriyyelerini selamlıyoruz. İşgale boyun eğmeyen, işgalcilere sığınarak var olmayı reddeden bu onurlu insanların mücadelelerinin, Özgür Kudüs mücadelesinin başarıya ulaşacağına olan inancımız tamdır. Kudüs bir gün elbet özgürlüğüne kavuşacak, işgalci Siyonistler acı bir yenilgiyi yüreklerinde hissedeceklerdir."
Başörtüsü İslam'ın Emri; Müslüman Kadının Kimliğidir" ve "Tevhid Adalet Özgürlük" yazılı pankartlar taşıyan platform mensupları, eylem boyunca "Yasakçılar Halka Hesap Verecek" ve "Filistin'e Kudüs'e Başörtüye Özgürlük." sloganlarını attılar. Eylemde "Başörtüsüne Özgürlük; Hemen Şimdi", "Yasakçılar Yenilecek, Direnenle Kazanacak", "Örtüne, İnancına, Kimliğine Sahip Çık" ve "Yasak Sürüyor, (D)uyuyor musunuz?" yazılı dövizler de taşındı. Eyleme Akyazı Başörtüsüne Özgürlük Platformu da destek verdi.
Sakarya Başörtüsü Platformu 123.Basın Açıklaması Tam Metni:
Başörtüsü siyasi bir simgedir!
(Hem Madrid'de hem de Ankara'da)
Geçtiğimiz hafta İspanya ziyaretinde bulunan Başbakan Erdoğan'ın başörtüsü ile ilgili açıklamalarına değinerek 123.basın açıklamamıza başlamak istiyoruz.
Hükümet olduğundan bu yana izlemiş olduğu siyasi taktiğine alışık olduğumuz Başbakan'ın velev ki siyasi simge olsun başörtüsü takmanın suç sayılamayacağını söyleyerek, Türkiye'de uygulanmakta olan başörtüsü yasağının hiçbir gerekçe ile savunulamayacağını vurgulaması ülkedeki tüm kesimlerin dikkatini çekti. Buradan yıllardır savunduğumuz şeyin yani Başörtüsünün siyasi simge olarak algılanmasının, yasaklanmasına neden gösterilemeyeceği gerçeğinin Başbakan'ın ağzından dillendirilmesi memnuniyet vericidir. Bununla beraber Başbakan'ın her zaman olduğu gibi bunu lafta bırakmamasını ve en kısa zamanda bu saçma yasağın ortadan kaldırılması ile ilgili somut adımlar atmasını bekliyoruz. Daha öncekilerde yaptığı gibi yasaktan şikâyet etmeyi bırakıp Başbakan'ın bu aşamaya gelmiş olması Kocaeli'nden Van'a Antalya'dan Sakarya'ya Konya'dan Ankara'ya yıllardır sürdürülen başörtüsü mücadelesinin ciddi bir kazanımıdır.
Biz buradan yasakçıların başörtüsünü siyasi bir simge olarak gördüklerini ve bunun için yasakladıklarını, başörtüsünü savunacağım derken bunu kaygan zeminlerde yapmanın bir sonuç getirmeyeceğini ısrarla vurguluyoruz. Zira yasakçı zihniyet kendisini siyasi simge noktasına kilitlemişken ısrarla insan haklarından, Avrupa birliğinden veya farklı yaklaşımlardan bahsetmenin bir fayda getirmeyeceği açıktır. Bu ülkede İslam'a ve Müslümanlara duyulan tahammülsüzlük başörtüsünde somutlaşmış ve cisimleşmiştir. Zaten Başbakan'ın çıkışından sonra Yargıtay'dan gelen "türban serbestîsi laikliğe aykırıdır" açıklaması ile kartel medyasının televizyonlarında Ali Kırca ve Mehmet Ali Birand'ın sarf ettikleri sözler ve ortaya koydukları görüşler hepsi birden bu tahammülsüzlüğün en bariz örnekleri olarak karşımızda durmaktadır.
Hükümet Halkın gönlünü almaya yönelik, kıyısından köşesinden işlerle değil sahici çözümlerle halkın karşısında durabilmelidir. Dışarıda doğru söyleyip içeri gelince şaşırmamalıdır. Madrid'de söylediklerini Ankara'da inkâr edecek bir yaklaşım kabul etmiyoruz. Başörtüsü hem Madrid'de ve hem de Ankara'da siyasi bir simgedir. Ayrıca başörtüsüne özgürlüğü sadece üniversitelerden ibaret saymak gibi bir kolaycılığı da reddediyoruz. Başörtüsü yasağının her alanda hiçbir ön şart koşulmadan tamamen kaldırılmasına yönelik somut adımlar bekliyoruz.
Evet! Başörtüsü siyasi bir simgedir ve on yıllardır bu ülkede planlı ve programlı olarak uygulanan Batıcı politikaların iflas ettiğinin en açık ve en somut göstergesidir. Müslüman halk öğrendikçe, bilgilendikçe, modernleştikçe ve geliştikçe batılılaşmamış, açılıp saçılmamış, başörtüsünde özgürlüğünü bulmuştur. Bu anlamıyla dahi başörtüsü siyasi bir simgedir ve Müslüman halkın özünden gelen sessiz bir isyandır.
Bu hafta değineceğimiz bir diğer konu Filistin'de yaşananlar. Herkes açıkça görüyor, bütün dünya gözleriyle seyrediyor. Siyonist katiller Filistin'de apaçık bir katliam uyguluyor. İşgalci ABD'nin Başkanı Bush'un Ortadoğu gezisinin hemen ardından gerçekleştirilen saldırılarda şehid olan Filistinli sayısı 25'e yaklaştı. Tanklar ve buldozerlerle birlikte yaptıkları saldırıları havadan helikopterlerle destekleyen bu Siyonist çeteler karşılarına kim çıkarsa katlediyorlar. Yaşlı genç, kadın erkek, çocuk onlar için fark etmiyor. İnsanları öldürüyor, evlerini yıkıyor, yaşam alanlarını mahvediyorlar. Bütün bir halkı göçe, yurtlarını terk etmeye zorluyorlar.
Ancak Müslümanlar yılmıyorlar yılgınlık göstermiyorlar. İşgale karşı direnen onurları ve özgürlükleri için direnmekten ve canlarını feda etmekten çekinmeyen bu onurlu halkı; Filistin halkını, Hamas'ı, İslami Cihadı, İzzettin Kassam Tugaylarını ve Kudüs Seriyyelerini selamlıyoruz. İşgale boyun eğmeyen, işgalcilere sığınarak var olmayı reddeden bu onurlu insanların mücadelelerinin, Özgür Kudüs mücadelesinin başarıya ulaşacağına olan inancımız tamdır. Kudüs bir gün elbet özgürlüğüne kavuşacak, işgalci Siyonistler acı bir yenilgiyi yüreklerinde hissedeceklerdir.
Filistin'e, Kudüs'e, Başörtüye özgürlük.
Yaşasın İslami mücadele.
Yaşasın Özgür Kudüs mücadelesi.
Yaşasın Başörtüsü mücadelesi.