Sakarya'da 107.Başörtüsü Eylemi
Sakarya Başörtüsü Platformu 107.Başörtüsü Eylemini gerçekleştirdi.
Sakarya Başörtüsü Platformu 107.Başörtüsü Eylemini gerçekleştirdi. Halkın inanç ve değerlerinden vazgeçmemesinin egemenlerce hazmedilemediğinin vurgulandığı açıklamada, son günlerde gündemi meşgul eden "Malezya" söylemine dair değerlendirmelere de yer verildi.
Basın açıklaması Sakarya Başörtüsü Platformu adına Özgür-Der Sakarya Şube Başkanı Kadrican Mendi tarafından okundu. Egemenlerin; yıllardır yürüttükleri halkın inanç ve değerlerine yönelik baskı politikalarının istedikleri sonucu vermediğini, şimdi farklı kavram ve söylemlerle son kozlarını oynadıklarını belirten Mendi "28 Şubat ile azgınlaştırılan İslam'ın sosyal hayattan silinip atılması politikası, yapılan tüm baskılara rağmen tutmayıp halkın İslam'a olan ilgi ve teveccühünün artması, içlerindeki kin ve nefretin İslam'la nihai hesaplaşma boyutuna vardıracak kadar gözlerini kararttığı anlaşılıyor."ifadelerine yer verdi.
Açıklamada, İstanbul Şişli'de, başörtülü bir kıza "başını aç", "neden bunu takıyorsun", "neden böyle giyiniyorsun" diyerek yapılan sataşmanın "toplumsal vicdanın ve adalet duygusunun ne hale getirildiğinin" açık bir örneği olduğu vurgulandı. Mendi, gündemi meşgul eden "Malezya" benzetmeleri ile ilgili olarak da şunları söyledi: "Ayrıca son günlerde gündemde tutulan "Türkiye Malezya olur mu?" ya da "mahalle baskısı" çıkışları da Müslüman halk üzerinde oynanmak istenen oyunun birer parçalarıdır. ABD'nin, Ortadoğu'ya "ılımlı İslam" tanımıyla model bir ülke haline getirmeye çalıştığı Türkiye'de, Müslüman halk hem bu "ılımlı İslam" politikalarının ve hem de darbeci zorbalar eliyle zorlanan baskıcı ve yasakçı politikaların arasında sıkışmış durumda gözüküyor."
İslam'ın; Kitabı, Elçisi ve değerleri belli olan bir Din olduğunu belirten Mendi, İslam'a yapılmaya çalışılacak en küçük bir ekleme ya da çıkarmanın saldırı ve zulüm olduğunu vurgulayarak; "İslam; Müslüman halk ile birlikte bizim inancımızdır, ibadetimizdir, duamızdır, her şeyimizdir. Köprüye gelene kadar da, köprüden geçene kadar da bu böyledir ve böyle kalacaktır." dedi.
"Zulme Karşı Direneceğiz – Başörtüsüne Özgürlük" ve "Tevhid – Adalet - Özgürlük" yazılı pankartlar taşıyan platform mensupları, eylem boyunca "Halkın Onuru, Bozacak Oyunu" ve "Zulme Karşı Direneceğiz" sloganlarını attılar. Eylemde "Namazımız, Orucumuz, Başörtümüz Kimliğimizdir", "Örtüne, İnancına, Kimliğine Sahip Çık" ve "Yasak Sürüyor, (D)uyuyormusunuz" yazılı dövizler de taşındı.
Sakarya Başörtüsü Platformu 107. Basın Açıklaması Tam Metni:
"BASKILAR HEP KARŞI MAHALLEDEN" KÖPRÜYE GELENE KADAR DA KÖPRÜDEN GEÇENE KADAR DA DİRENECEĞİZ
On yıllardır baskı ve yasaklamalarla, darbe ve muhtıralarla susturulup sindirilen Müslüman halkın, inanç ve değerlerine olan bağlılığı ve yapılan tün saptırmalara rağmen onlardan vazgeçmiyor olması egemenlerin işine gelmiyor. Bunca zamandır meydanı boş bulup inancın, ahlakın, İslami değerlerin içini boşaltıp istedikleri gibi manipüle eden bu kesimler planlarının tutmadığını görünce farklı kavramlar ve söylemler üzerinden son kozlarını oynama durumunda gözüküyorlar. İslam'a ve Müslümanlara olan düşmanlıklarını bu şekilde ortaya koyuyorlar. 28 Şubat ile azgınlaştırılan İslam'ın sosyal hayattan silinip atılması politikası, yapılan tüm baskılara rağmen tutmayıp halkın İslam'a olan ilgi ve teveccühünün artması, içlerindeki kin ve nefretin İslam'la nihai hesaplaşma boyutuna vardıracak kadar gözlerini kararttığı anlaşılıyor.
İstanbul Şişli'de ikisi bayan beş kişilik bir grup 18-19 yaşlarında başörtülü bir kıza saldırıyorlar. Başörtülü kıza "başını aç", "neden bunu takıyorsun", "neden böyle giyiniyorsun" diyerek sataşıyorlar. Genç kızdan başörtüsünü çıkartmasını isteyen saldırganlara o anda orada bulunan Tuncer Erdoğan adında bir avukat müdahale ediyor ve kızı bir araca bindirerek oradan uzaklaştırıyor. Münferit gibi görünen bu olay toplumsal vicdanın ve adalet duygusunun ne hale getirildiğinin açık bir örneğidir. Ülkenin her tarafında başörtüsü ve başörtülülere karşı başlatılmak istenen saldırıyı ortaya çıkartan bu olay egemenlerin zihniyetini de ele vermiş oluyor.
Ayrıca son günlerde gündemde tutulan "Türkiye Malezya olur mu?" ya da "mahalle baskısı" çıkışları da Müslüman halk üzerinde oynanmak istenen oyunun birer parçalarıdır. ABD'nin Ortadoğu'ya "ılımlı İslam" tanımıyla model bir ülke haline getirmeye çalıştığı Türkiye'de, Müslüman halk hem bu "ılımlı İslam" politikalarının ve hem de darbeci zorbalar eliyle zorlanan baskıcı ve yasakçı politikaların arasında sıkışmış durumda gözüküyor.
Biz Sakarya Başörtüsü Platformu olarak en başta tehlikeli bir oyun planlayıp bunu örgütlemeye çalışanları uyarıyoruz.
İslam'ın, inancın, ahlakın eskisi veya yenisi olmaz. Aynı zamanda İslam'ın ılımlısı veya serti gibi tanımlamalar da kabul edilemez. İslam, insanlık için Rabbimiz tarafından indirilmiş en mükemmel dindir ve bu dinin Kitabı, Elçisi, kuralları ve örfü de bellidir. İslam'a yapılmak istenen en ufak bir ekleme veya çıkartma girişimi, bu dine yapılacak en büyük saldırıdır ve açık bir zulümdür.
Şurası iyi bilinmelidir ki;
İslam; Müslüman halk ile birlikte bizim inancımızdır, ibadetimizdir, duamızdır, her şeyimizdir. Köprüye gelene kadar da, köprüden geçene kadar da bu böyledir ve böyle kalacaktır.