Sakarya Özgür-Der: ”Militarist Müfredata Son!”
Özgür-Der Sakarya Şubesi yaptığı basın açıklaması Türkiye tarihi boyunca halkı tek tip ve militarist insanlar haline getirmeyi hedefleyen And ve Milli Güvenlik Derslerinin acilen müfredattan kaldırılması gerektiğini belirtti.
Basın Açıklamasının Tam Metni:
ÖĞRENCİ ANDI VE MİLLİ GÜVENLİK DERSLERİ KALDIRILSIN!
1933 yılından beri o zaman için ilkokul şimdilerde ise ilköğretim okulu öğrencilerine okutturulan andımızı Milli Eğitim bakanlığı Talim Terbiye Kurulu 10 Mayıs 1933 tarih ve 101 sayılı kararı ile yürürlüğe sokulmuş ve bu militer söyleme yasallık kılıfı kazandırılmıştı. İlk başlarda bir cümleden ibaret olan andımıza sonradan "ey bugünümüzü sağlayan " ile devam eden kısım 1972 yılında eklenerek bugünkü halini aldı.
Yepyeni bir ulus devlet yaratma idealini güden cumhuriyetin kurucu kadrosu asıl zaferin okullarda kazanılacağının farkında olmalı ki bu ulus bilincini çocukların beyinlerine işlemek ve bu bilinci devamlı kılmak için her sabah çocuklara bu ırkçı ve şovenist tekerlemeyi yaptırmaktadır. Her sabah nu şekilde yemin ettirilen çocuklara daha sonra üst üste ettikleri bu yemin hatırlatılmış ve yeminlerine sadık kalmaları istenmiştir.
Görüleceği üzere öğrenci andında Türklük bilinci yerleştirilmeye çalışılmaktadır. Bakanlık genelgesinde yer alan şu ifadeler olayı özetler niteliktedir;
"Öğretmen öğrencinin bu fikirleri ve ifadeleri iyice anlayıp anlamadıklarını emin olmak üzere, her ifade ve fikir hakkında çocuklara çeşitli sorular sorarak, bu ifadeleri yerli yerinde kullanıp kullanmadıklarını anlamak için öğrenciye cümleler kurduracaktır."
"Öğrenciye bu and ayakta ve hep birden söyletilecek, öğretmende öğrencilerin karşısında ayakta durarak onlarla birlikte söyleyecektir."
Fakat yıllarca zorla ve baskı ile okutulan öğrenci andı gibi uygulamalar rejim açısından artık mızrağın hiçbir şekilde çuvala sığdırılamadığı kendisine yabancı tarihine yabancı annesine babasına yabancı yaşadığı toplumdan uzak bir neslin ortaya çıkmasına sebep oldu.
Ayakları yere basmayan entelektüel birikimini kökten kaybetmiş her şeyi Türklük (güya doğruluk, güya çalışkanlık) üzerinden değerlendirmesi gerekirken menfaat ve çıkarcılığı karakter edinmiş bir ucube nesil ortaya çıkıverdi.
Tek parti döneminin ardından devam eden süreçte rejimin tıkanması ile birlikte açılmak zorunda kalınan delikler dahi yeterli gelmemiş ve bugün itibariyle Kemalist rejim bir boyutta kendi iflasını kendisi hazırlamıştır.
Öğrenci andı ile yapılmak istenen boyayı toplum kabul etmemiştir. Toplum yaşadığı tüm baskı ve dayatmalara rağmen İslamileşmekten vazgeçmemiş ve her geçen gün Kemalist dayatmalara olan nefret ve buğz artmıştır.
Bu anlamda orta öğretimde zorla okutulan "milli güvenlik dersleri" de aynı mantığın ürünü olan zorbaca bir yaptırımdır. Orta öğretime gelmiş ve kişiliği yavaş yavaş oturma sürecine girmiş etrafını sorgulamaya başlamış gençler milli güvenlik dersleri ile kontrol edilmek istenmekte ve bu gençler vasıtasıyla toplumun nabzı tutulmak istenmektedir. Çoğu zaman fişleme ve istihbarat alma işlevini de gören milli güvenlik dersleri genç öğrenciler açısından ise adeta bir işkenceye dönüşmektedir. İlmi ve bilimsel hiçbir şey öğretilmemekte tamamen hamasi söylemlerle öğrenciler Kemalizm'e boyun eğdirilmeye çalışılmaktadır.
Bizler Özgürder Sakarya Şubesi olarak okullardaki bu kışla özentisi tutumlara son verilmesini milli güvenlik derslerinin kaldırılmasını ve daha ağzı süt kokan çocuklarımıza yaptırılan sahte yeminlerin hiçbir şeye yaramadığının bilinmesini istiyoruz.
Öğrenci andı ilkelliktir. Milli Güvenlik dersleri ilkelliktir. Irkçı ve baskıcı politikalar insanların özgür düşünebilmelerinin önündeki en büyük engellerdir.
Çocuklarımız varlıklarını türk varlığına armağan edince ne olacak? Bu ülkedeki baskılar ve yasaklar mı sona erecek?
Gençlerimiz Milli güvenlik derslerinde askeri personelin denetim ve gözetimi altında tutulunca ne değişecek? Gençlerin başarısı mı artacak? Üniversite sınavlarında sıfır çekenler mi bitecek?
Bu vesileyle 2010–2011 eğitim öğretim döneminin başında özellikle güneydoğuda uygulanan Kürtçe anadilde eğitimi talep eden okulu boykot eylemi uygulayanlar açısından olmasa da uygulanan statüko göz önünde bulundurulduğunda olumlu sonuçların doğabileceğinin bilinmesini istiyor ve diyoruz ki anadilde eğitim sadece belli bir ırka değil talep eden veya etmeyen herkese tanınmalıdır.
Anadilini konuşmanın yasak olduğu günlerden anadilde eğitimin dillendirildiği tartışıldığı süreçleri yakalamak en azından bu ülke tarihini bilenler açısından hiç de kolay olmasa gerektir.
Açıklamamızın sonunda 2010-2011 eğitim öğretim döneminin özgürlükler açısından bol ve bereketli olmasını referandum tecrübesinden sonra Kemalist baskıcılığın iyice geriletildiği sonuçları doğurmasını dilerken bir daveti de buradan yapmak istiyoruz.
25 Eylül 2010 Cumartesi akşamı saat 20.00 de Özgürder Sakarya Şubesi dernek merkezinde "Eğitimde ideolojik dayatmalar ve çözüm yolları" konulu bir söyleşi gerçekleştirilecektir. Söyleşiye katılanlar Özgür Eğitim-Sen Genel Başkanı Yusuf TANRIVERDİ ile karşılıklı sohbet etme imkânını bulacaklardır.