Sakarya Başörtüsü Platformu 122.Başörtüsü Eylemi
Sakarya Başörtüsü Platformu’nun 122.Başörtüsü Eyleminde Hicretin 1429’ncu yıldönümü olduğu hatırlatılarak; Hicretin sadece coğrafi veya tarihi bir değişiklik olmadığı, Tevhid, Adalet ve Özgürlük için mücadele etmek olduğu vurgulandı.
Sakarya Başörtüsü Platformu'nun 122.Başörtüsü Eyleminde Hicretin 1429'ncu yıldönümü olduğu hatırlatılarak; Hicretin sadece coğrafi veya tarihi bir değişiklik olmadığı, Tevhid, Adalet ve Özgürlük için mücadele etmek olduğu vurgulandı.
Sakarya Başörtüsü Platformu adına Platform Gönüllüsü Kadir BALÇIN tarafından okunan 122. basın açıklamasında; Müslümanların ümmet olabilme bilincinden uzaklaşmış olarak, Hicretin özünden kopuk bir şekilde dünyanın her tarafında baskı ve zulüm altında yaşamlarını sürdürdükleri ifade edildi. Bu durumdan kurtulmanın yolunun ise, her türlü cahiliyeden arınıp ayrılmak, Müslümanların hayatlarında köklü ve kalıcı bir dönüşüm yapabilmeleri ve haksızlıklara karşı, sömürüye karşı direnmeleri anlamına gelen Hicret ile mümkün olduğu "Hicret, bilgiyle inançla ve eylemle, bir bütünlük içerisinde gerçekleştirilebilecek onurlu bir tutumun adıdır. Hicret, Hazreti Muhammed'in örnekliğinde aklı ve ahlakı tüm kirlerden arındırabilmek ve vahyin kalpleri tatmin edici esintisinde cahiliyenin kuraklığından kopup ayrılabilmektir." cümleleri ile vurgulandı.
Hicretin, Müslümanların içinde bulunduğu şartlarda farklı anlamlar ifade edebileceği belirtilen açıklamada şu sözlere yer verildi: "Bu ülkede hicret, Tevhid için, Adalet için ve Özgürlük için mücadele etmektir. Ülkenin her tarafına yaygınlaştırılan yasağın, sona ermesi için baskı ve yasakçılara dur diyebilmek onuru ve kimliği uğrunda direnebilmektir. Hicret, net ve tavizsiz bir duruşla İslam'ın tertemiz örnekliğini hayata geçirebilmektir."
Açıklama; "Hicret; bu ülkede sabır ve namazla Rabbimizden içimiz ürpererek yardım istemektir. Hicret bu ülkede, haksızlıklara karşı, sömürüye karşı direnmektir. Direniş İslam'dır. İslam ise; bizim hayatımızdır, yaşam tarzımızdır, duruşumuzdur. Bu ülkede hicret onurumuzu korumaktır. Hicret bu ülkede başörtüsüdür, başörtümüzdür." cümleleri ile sona erdi.
Başörtüsü İslam'ın Emri; Müslüman Kadının Kimliğidir" ve "Tevhid Adalet Özgürlük" yazılı pankartlar taşıyan platform mensupları, eylem boyunca "Tevhid Adalet Özgürlük" ve "Yılgınlık Yok, Direniş Var" sloganlarını attılar. Eylemde "Tevhid Adalet Özgürlük", "Yasakçılar Yenilecek, Direnenle Kazanacak", "Örtüne, İnancına, Kimliğine Sahip Çık" ve "Yasak Sürüyor, (D)uyuyormusunuz?" yazılı dövizler de taşındı.
Sakarya Başörtüsü Platformu 122.Basın Açıklaması Tam Metni:
Müslüman kadının hicreti başörtüsüdür
Militarizmin hukuksuzlukları kanıksatılmış, darbelere ve muhtıralara alıştırılmış, yıllardır askeri vesayetle idare edilmesi kabul ettirilmiş, kurnaz politikacılar tarafından sahte ve süslü yalanlarla aldatılmış, bürokrasiye boyun eğdirilmiş, tüketmeye özendirilmiş, kimliği ve kişiliği unutturulmuş, dini ve imanı öcü gibi gösterilmiş, yönü batıcılığa döndürülmüş, her zaman ve her şartta haklının değil de güçlünün yanında olması salık verilmiş bir toplumda ve ortamda Hicretin 1429. yıldönümünü idrak ediyoruz. Evet ! Bugün Muharrem ayının üçü. Müslümanlar ümmet olabilme bilincinden uzaklaşmış olarak Hicretin anlam ve mantığından kopuk bir şekilde dünyanın her tarafında baskı ve zulüm altında yaşamlarını sürdürüyorlar.
Oysa Hicret, iki taraflı bir eylemdir. İslami kimliği kuşanmaya yönelik, muttaki olabilmenin ilk adımıdır. İkinci yönü ise, cahiliyeden ve küfürden arınmak, onlardan kopup ayrılmaktır. Hicret imandan sonra, insanın kendi hayatında hiçbir boşluğa izin vermeden, köklü ve kalıcı bir dönüşüm yapabilmesidir. Hicret, sadece coğrafi veya sadece tarihi bir değişiklik değildir. Hicret, bilgiyle inançla ve eylemle, bir bütünlük içerisinde gerçekleştirilebilecek onurlu bir tutumun adıdır. Hicret, Hazreti Muhammed'in örnekliğinde aklı ve ahlakı tüm kirlerden arındırabilmek ve vahyin kalpleri tatmin edici esintisinde cahiliyenin kuraklığından kopup ayrılabilmektir.
Bu ülkede Hicret, onurunu korumaya adanmış olabilmektir. Hukuksuzluklara, baskılara, yasaklamalara, darbelere karşı özgürlüğü savunabilmektir. Her türlü yalan ve yanlışlara karşı, vahyin sarsılmaz doğrularının etrafında, Hazreti Muhammed'in örnekliğini, en güzel bir şekilde yaşayabilmektir. Bitmek tükenmek bilmeyen İslamizasyon politikalarına karşı, arı duru bir inancı yaygınlaştırabilmek için, Kur'an'ın aydınlığının etrafında, merhamet ve hassasiyetlerimizi bütünleştirebilmektir. Bu ülkede hicret, Katil ABD ve Siyonist İsrail'in işgal ve katliamlarına sesini yükseltebilmek ve hakkı haykırabilmektir. Katillerin ve işgalcilerin taşeronluğunu kabul edenleri, akıllarını başlarına almaları için uyarmaktır.
Bu ülkede hicret, tevhid için, adalet için ve özgürlük için mücadele etmektir. Ülkenin her tarafına yaygınlaştırılan yasağın, sona ermesi için baskı ve yasakçılara dur diyebilmek onuru ve kimliği uğrunda direnebilmektir. Hicret, gelecekleri ipotek altına alınmaya çalışılan geniş halk kesimlerinin özgürlüğü için çaba içerisinde bulunabilmektir. Hicret, Susurluk'tan Şemdinli'ye kalıcılaşmaya çalışan askeri vesayet sistemindeki tüm kirlerden kurtulabilmektir. Kendi halkına aslan kesilip, yeryüzünün efendiliğine soyunanlara ses çıkartamayanlara aldanmamaktır. Hicret, net ve tavizsiz bir duruşla İslam'ın tertemiz örnekliğini hayata geçirebilmektir. Amerikalı zenci Müslüman lider Dhoruba'nın söylediği gibi; "Hicret, adalet için her alanda mücadele edebilmeyi öncelemektir."
122.Basın açıklamamızı ayırdığımız hicret; bu ülkede sabır ve namazla Rabbimizden içimiz ürpererek yardım istemektir. Hicret bu ülkede, haksızlıklara karşı, sömürüye karşı direnmektir. Direniş İslam'dır. İslam ise; bizim hayatımızdır, yaşam tarzımızdır, duruşumuzdur.
Bu ülkede hicret onurumuzu korumaktır.
Hicret bu ülkede başörtüsüdür, başörtümüzdür.