Müslümanların Dini İslamdır; Sünnilik veya Şiilik Değil
Sakarya Özgür-Der'de Pazartesi Sohbetleri devam ediyor.
İniş sırasına göre tefsir çalışmalarının periyodik olarak devam ettiği sohbetlerde her hafta farklı bir konu hakkında sunum ve değerlendirmeler yapılıyor. Nahl suresinin 23-25.ayetleri ile birlikte Kerbela Olayına siyasal bakış konusunun işlendiği sohbeti Mehmet Kızıltepe yönetti.
Kerbela olayına ait kısa bir kronolojinin ardından olayın hangi temeller üzerinde gerçekleştiği ve ortaya çıkardığı sonuçlarına değinen Kızıltepe;
"Hazreti peygamber ve ardından devam eden Raşid Halifeler döneminden sonra iktidarın dar ve belli bir aşirete ait olarak (Emeviler) sürmesi müslüman topluluklarda belirgin kırılmalar ortaya çıkarttı. Bilhassa yönetim ve bu yönetime ait sosyo-ekonomik imkanların ardı ardına belli tiplerin arasında dönüp durması itiraz şikayet ve protestolarında birikmesine yol açtı. Bu duruma duyarsız kalan iktidar kesimi de bu tavrıyla peşinden gelen olaylara sebep ve gerekçe hazırlamış oldu. " diyerek sürdürdüğü sohbette;
Muaviye'nin kendisinden sonra oğlu Yezid'i veliaht tayin etmesi ve bunun en başta farklı bir gelenek ve anlayışın yansıması olması Kureyş'in bazı kesimlerinde ve özellikle Ehli Beyt ve ona yakın diğer kesimlerdeki rahatsızlığı günden güne büyütmüştür.
Hz.Ali etrafında toplanan ve başlangıçta Ali taraftarları olarak isimlenen Ali Şiası daha sonra Ali'nin de şehid edilmesinin ardından içine düştüğü çıkmazdan kurtulmayı başaramamış buna ilişkin itikadi ve ardından da sosyo-politik temelleri atmaya yönelmiştir.
Ardından gelen yıllar boyunca meselenin ateşi hiç sönmemiş Kerbela olayı da zaten saymış olduğumuz bu temelin üzerinde yükseltilmiştir.
Babadan oğla geçen bir anlayışı kabullenemeyen müslümanlar liyakatsiz kişilerin müslümanların başına geçmelerine itiraz etmişler ve müslüman toplumunda devlet-toplum ayrışması/kırılması yaşanmış devlete ait imkan ve nimetler ancak iktidarın istediği kadarı ile halkın inisiyatifine açılmış ve zamanla oluşan tepki farklı itikadi ve siyasi mezhep ve anlayışlara zemin hazırlamıştır.
Kerbela olayının ardından genel anlamda herhangi bir infial uyanmaması ve fakat ardından geçen zaman içerisinde çaresizlik içerisinde Müslümanlar Şia'yı muhalefetin temel zemini olarak görerek zamanında Kerbela olayına gösteremedikleri tepkiyi burada kurumsallaştırmayı seçmişlerdir.
Günümüzde de durum ortadadır.
Şiilik ve Sünnilik olarak birbirlerine karşı sürekli savaş ve çatışma halinde bulunan iki ana damar vardır. Ana eksen olarak iran'ın temsil edip organize ettiği Şiilik adeta bir din halinde anlaşılmakta asırlar öncesinin intikamını aldığı zannı ile Suriye'de Irak'ta Sünni toplumları katletmektedir. Bunun karşısında Sünnilik de yine aynı şekilde Şiiliğin karşısında kendisini konumlandırarak motive olmaktadır. Şurası ilginçtir ki Şia'da ki Oniki İmam inancı ile Sünni dünyanın Mehdi inancı sanki Mesih inancının iki uzantısı gibi durmaktadır.
Sohbet sorulan sorular ve yapılan katkıların ardından bu minvalde devam ederek sona erdi.