Trabzon'dan Suriye'ye Direnişe Bin Selam
KTÜ Özgür-Der Gençliği Trabzon Meydan Park'ta Suriye İntifadasının 4.Yılını selamlamak için basın açıklaması düzenledi.
Suriye İntifadasının 4.Yılını selamlamak için yapılan basın açıklamasının sunuculuğunu KTÜ Özgür-Der Gençliği'nden Arif Can yaptı.
Basın Açıklamasına Haksöz Dergisi YazarıHamza Türkmen ve Suriye Direniş Cephesinden Velid Süleyman da katıldı. Hamza Türkmen 3.yılını tamamlayan Suriye intifadasını tebrik ederek başladığı konuşmasında Suriye direnişinin ne anlam ifade ettiğini üç madde de özetledi.
1-Son 3-4 yıldan bu yana ümmet coğrafyasında var olan intifadalar ve islami uyanış sürecine Suriye'den kitlesel bir katkı sunulduğunu belirtti.
2-42 yıldır Baas-Esed diktatörlüğüne karşı hak, adalet ve özgürlükten yana Suriye'de korku duvarlarının yıkıldığını ve kitleleşen geri dönülmez bir intifada sürecinin başladığını belirtti.
3-Suriye'nin Bilad-i Şam bölgesinin bir parçası olduğunu, Suriye ve Şam'ın özgürleşmesiyle Kudüs'ün özgürleşme yolunu açılacağını, Ürdün ve Lübnan'ın da ABD ve batı emperyalizminden kurtulacağını belirtti.
Dolayısıyla Suriye'nin özgürlük mücadelesinden İsrail'in, Tarsus'ta üsleri bulunan Rusya'nın, Ortadoğu'ya yönelik planları yırtılacak olan ABD'nin ve Mısır'da ki darbeye darbe diyemeyen tüm batının ve başta Suud ve İran olmak üzere tüm diktatörlük rejimlerinin olduğunu belirtti.
Suriye direnişinin arkasında ise öncelikle Türkiye'nin, Türkiye müslümanlarının ve Dünya müslümanlarının olduğunu ve bu direnişin müslümanlar arası safların sıklaştığını ve bizlere hayat verdiği belirtti.
Suriye Direnişi tüm ümmet coğrafyasında da safları netleştirdiğini belirten Türkmen, bir tarafta insan fıtratından, mazlumlardan, adaletten ve İslam'dan yana olanların; öbür tarafta Rus ve ABD emperyalizminden adı solcu ve liberalde olsa diktatörlüklerden yana olanların açığa çıktığını belirtti. Ve insanlıktan, adaletten ve İslam'dan yana olan Suriye Direnişinin 4.yılını selamlayarak konuşmasını bitirdi.
Hamza Türkmen'in konuşması sırasında kortej halinde alana girmeye çalışan Gezi Eylemcisi grupların sloganlarına karşılık verildi ve eylemin bitirilmesini isteyen ve konuşmasına müdahale etmeye çalışan emniyet müdürünü Türkmen, tersledi ve konuşma alanından uzaklaştırdı. Bu sırada eylemi gerçekleştiren KTÜ Özgür-Der Gençliği sık sık tekbir getirerek şu sloganları attılar: 'Yaşasın Suriye Direnişimiz, Yaşasın Küresel İntifada', 'Kahrolsun İşbirlikçi Hainler', 'Kahrolsun İsrail', 'Kahrolsun Rusya', 'Kahrolsun İran', 'Müslüman zulme boyun eğemez', 'Kahrolsun emperyalizm Yaşasın İslami Direnişimiz'.vd
Daha sonra Suriye Direniş Cephesinden gelerek Trabzon'da basın açıklamasına katılan Velid Süleyman şöyle dedi; 'Bizler Suriye'de tevhid, adalet ve özgürlük mücadelesi veriyoruz. Suriye'de Esed diktatörünün yanında Rusya, ABD ve tüm emperyalist güçlere karşı mücadele ediyoruz. Türkiye ve Dünya müslümanlarının Suriye cihadına verdiği desteği selamlayarak Türkiye'den gelen yardımların önemli olduğunu ve Suriye direnişinin siyasi anlamda gündemleştirilmesi gerektiğini söyledi.
Basın Metnini KTÜ Özgür-der Gençliği sözcüsü Bahadır Bayram okudu.
Basın metninin okunmasından sonra Suriye direnişinin mazlum, mustazaf ve mücadele eden evlatlarının zaferi için Tolga Kahraman Dua etti.
Basın Açıklamasının Tam Metni:
Dördüncü Yılına Giren Suriye Devrimini Selamlıyoruz!
3 yıldır kimyasal gazlardan, varil bombalarına, dökme kurşunlardan, şebbihaların işkencelerine kadar bütün yöntemlerle sistematik katliamlardan geçirilen mazlum Suriye halkının Allah’a güvenerek ve O’ndan yardım dileyerek zalim Esed’le birlikte destekçileri İran, Rusya gibi ülkelere karşı başlattığı onurlu direniş 4. Yılına girdi.
Tam 3 yıldır yaşanan bunca zulüm karşısında ve Suriye halkının şahsında insanlık vicdanı ve ümmet duyarlılığımız sınanıyor. Yaklaşık yarım asırdır ayrım gözetmeden Suriye halkının tamamına kan kusturan despotik Baas rejimine karşı İslam coğrafyasındaki diğer intifadalardan da ilham alarak ayağa kalkan Suriye Müslümanları, çetin sınavları göğüsleyerek direnişlerini bugüne taşıdılar. Onlar özgürlüğe bedel olarak direniş iradesini kuşandılar; 21. yüzyılın sözde medeni dünyasında, şu küresel köyün sakinlerinin gözü önünde kimyasal silahlar da dâhil en iğrenç ve acımasız ölüm aygıtlarıyla katliama, kıyıma, açlığa, hastalığa, göçe maruz bırakıldılar. Binlercesi Baas’ın işkence odalarında kıyımdan geçirildi, yüzlercesi tecavüze uğradı. Sayısız yerleşim yerine bombalar yağdırıldı ve onbinlerce masum insan dünyanın derin suskunluğu eşliğinde paramparça edilerek katledildi.
Esed ve işbirlikçilerinin zulmü intifadanın 4. yılında da halen devam ediyor. Kendisine küresel sorun çözücüler payesi biçilen uluslararası toplumun ketumluğundan da aldığı cesaretle Baas rejimi mazlum halka kan kusturmayı sürdürüyor. Uluslar arası toplum denilen emperyalist güruh, mücrim Esed’in patronları İran ve Rusya’yı 4 yıldır sözde ikna etmeye çalışmaktalar. Yakın zamanda düzenlenen ve fiyaskoyla neticelenen Cenevre-2 Konferansı da uluslar arası toplumun umursamazlığını, kandırmaca taktiklerini ve küresel sahnede oynanan tiyatroyu gözler önüne sermiştir.
Bunca zulme, zorbalığa, alçakça katliamlara, imkânsızlıklara ve de uluslar arası toplumun umursamazlığına rağmen kıt imkânlarla ama iman ve umutla tevhid, adalet ve özgürlük mücadelelerini bugüne getiren Suriye halkının zafere doğru yürüyüşü küresel istikbarı derin endişelere, korkulara sevk etmiştir. Onlar; çıkarları uyuşmadığı için daha düne kadar karşı çıktıkları Esed diktatörlüğünü şimdilerde yaşatmak, ömrünü uzatmak için canhıraş çabalar içerisindeler. Suriye muhalefetinin bir kısım siyasi temsilcisini Esed’le pazarlığa, Baas’lı bir çözüm veya geçiş sürecine zorlamaktalar. Küresel “sorun çözücülerin” 4 yıldır katliamlara maruz kalan Suriye halkına öngördüğü tek çözüm, bu çözümsüzlük önerisidir! Küresel zalimler, Suriye’de giderek daha bir yükselişe geçen ve homojenleşen İslami direnişi zayıflatmak, güçten düşürmek ve son kertede İslami direnişin iradesini teslim alarak kendi beklentilerine cevap vermeye mecbur hale getirmek için çabalamaktalar.
Ama öte yandan neredeyse tüm dünya doğal, hukuki, insani talep ve beklentilerini görmezlikten gelse ve Esed-İran-Rusya’dan oluşan vahşet koalisyonu buradan destek alarak katliamlarını sürdürse de aziz Suriye halkı inşallah onurlu bir gelecek maksadıyla istikrarlı şekilde sürdürdüğü direnişini kararlılıkla ve yılmadan devam ettiriyor. Bu onurlu direnişle dayanışma sorumluluğumuz elbette sadece yardım yollamakla sınırlı olmayıp çok boyutlu bir sahiplenmeyi gerektiriyor. En başta da Suriye direnişini Müslümanlar olarak komşu bir halkın mücadelesi olarak değil, mensubu olduğumuz İslam ümmetinin bir imtihanı, imtihanımız olarak görmemiz lazım. Ve bu perspektiften bakarak tam 3 yıldır her türlü imkânsızlığı, zorluğu, katliamı Allah için göğüsleyerek Suriye halkının direnişini sürdürmesinin Müslümanlar için bir onur ve iftihar olarak kavranması gerekir.
Üç yıldır bir takım saçma sapan iddialar ve gerekçeler öne sürerek adeta Esed zulmüne meşruiyet arama uğraşı içinde olanlara, türlü ideolojik veya siyasi hesaplarla zulmün yanında saf tutanlara, Esed mücrimini yere göğe sığdıramayacak kadar alçalanlara lanet dilemek dışında söyleyecek sözümüz yok! Bununla birlikte Suriye halkına uygulanan bunca vahşetten sonra, Suriyeli mazlumlardan yana safını belirlemeyenlerin, susup görmezden gelmeyi tercih edenlerin, zulme karşı açık tavır almaktan çekinenlerin içine sürüklendikleri ilkesizliği ve ölçüsüzlüğü teşhir etmek Suriye direnişiyle dayanışma içinde olan herkesin boynunun borcudur!
Bu onurlu direnişi dün olduğu gibi bugün de destekliyor, zulmün karşısında başkaldıran mazlum Suriye halkıyla her fırsatta dayanışma içinde olacağımızı bir kez daha vurguluyoruz! Buradan bir kez daha dördüncü yılına giren Suriye devrimini selamlıyor ve başta katil Esed rejimi olmak üzere onu yaşatmak için canhıraş çalışan İran, Rusya ve zorbalara çanak tutanları telin ediyoruz!
KTÜ Özgür-Der Gençliği