"Aşkı anlamayan şehadeti anlar mı? Aşkın bir adının şehadet diğer adının da yorulmamak oldugunu bilir mi?

İnsan kendi kişiliğini Kur'ân ikliminde ilmek ilmek dokumaya başladığında aradan namaz kılan, oruç tutan, hacca giden bir insanın yanı sıra cihad kaygısı taşıyan şehadet özlemi duyan bir insan çıkar. Yani dertli bir insan çıkar. Kaygısı Allah rızası ve ahiret endişesi olan bir insan çıkar.".

Tatvan Özgür-Der Gençliği "Şehadet Ayı" adlı program gerçekleştirdi. Program hanımlara yönelik olarak Tatvan Kültür Merkezi'nde saat.13.00 'te başladı. Ayrıca programda Tatvan'daki yoksul aile ve yetimler yararına bir kermes yapıldı. Merve Su ve Nurhat Sönmezlerkardeşlerin çizdiği şehid portrelerinin olduğu sergi açıldı.

Sunuculuğunu Emine Güneş'in yaptığı program, Sedanur Arslan'ın okuduğu Kur'ân-ı Kerîm tilaveti ile başladı.

Kur'ân tilavetinin akabinde günün anlam ve önemine ilişkin konuşma yapan Tatvan Özgür-Der'den Perihan Arslan, "şehidlik" ve "şahidlik" kavramlarına ilişkin şunları söyledi:

"Selâm olsun Sümeyye'ye, Ammar ailesine, Hz. Hamza'ya, Mus'ab b. Umeyr'e... Selâm olsun Hasan el-Benna'ya, Seyyid Kutub'a...

Selâm olsun Mavi Marmara şehidlerine, selâm olsun Esma Biltaci'ye...

Şehidlerimiz maksatlarına ulaştı. Biz kaldık bu diyarda! Biz kaldık bu yolun ortasında. Onlar bu dünya hayatını bırakıp, dipdiri bir yaşamı seçtiler.

Özgür kuşlar gibi şehadet ufkuna doğru kanat çırptılar... Rabbimizden onların şehadetlerini kabûl etmesini niyaz ediyoruz..

Düşmanlarım bana ne yapabilir ki? Sürgün edilmem hicret, hapsedilmem halvet, öldürülmem ise şehadettir.".

Programın devamında Tatvan Özgür-Der gençlerinden Fatma Malkoç Kur'ânda "şehidlik" ve "şehadet" kavramlarına ilişkin "Kim hangi yolda yaşarsa o yolda ölür. Allah yolunda yaşayanlar Allah yolunda ölürler. Elbette böyleleri de vahyin şehadetiyle şehiddirler. Onlar canını ve kanını imana şahid kılanlardır.Fakat onları şehid kılan sırf ölmeleri değil Allah yolunda olmalarıdır." diyerek sözü bazı şehidler hakkında bilgi vermeleri için Tatvan Özgür-Der Gençliği'ne bıraktı.

"Kuşlar titreyerek kıkırdakları,
Bir yıldız daha kaydı dediler,
Arşa merdiven dayayanları,
Yıldızlar hep kovalamak isterler."

Şeyh Said'i Sabiha Bayhan anlattı.

"Bir damla yaş dökmek suhufla,
Anın vacibi olanı yerine getirenler hayrına,
Şubat bitmeden soğumadan yüreğimiz
Şiirsel şehidliğinizin, şahitliği adına.".

Hasan el-Benna'yı Ebru Kara aktardı.

"Bir yaşamın geçmişi kısmen benzerlikler taşır
Gönlün arzusu odur ki, geleceği aynı olsun
Lanet olsun adamım, aramızdaki tek fark rengimiz,
Şimdi sen şehid, ümmet şahid.".

Malcom X'i Seher Çelebi anlattı.

"Şehadet bir çağrıdır tüm nesillere ve çağlara..."

Seyyid Kutub'u İnci Toprak aktardı.

"Allah'ım rahmet et de imanım bana ad ve ekmek kazandırmasın. Bana imanım uğrunda ekmeğimi, hatta adımı tehlikeye atabilecek bir güç ver ki dünyanın parasını kazanıp din için çalışanlardan olayım, dinin parasını kazanıp dünya için çalışanlardan değil." diyen Ali Şeriati'yi ve şehadetini Fatma Malkoç anlattı.

Biz gençler, gelecekler
Tekerinize çomak sokanlar yani
Ufkumuz uykularınızı kaçırıyor
Metin, yarım kalmış bir şiir. (A. Demir).

Metin Yüksel'in şehadetini ve mücadelesini Zeynep Yarba anlattı.

"Siz ey Müslümanlar! Suskun ve aciz, helak olmuş ölüler!" diyen Şeyh Ahmet Yasin'i Semra Alpdağ aktardı.

"Şehadet şerbetine son saatler inşallah. Var mıdır acaba daha güzel şey? Varsa o da sâdece annemdir. Ama ondan ben de emin değilim. Kıyasları çok zor." diyen Furkan Doğan'ı ve mücadelesini Esra Barlak anlattı.

"Toprağın kana boyandığı Diyar-ı Musa'da
Göçmeyi dilemiştik birbirimize hatırlarsan
Bir devrim sabahı gülümsersek eğer, beraber Allah'a
Ölmeyi dilemiştik Nil'in gelini, en yakarışlısından."

Esma Biltaci'nin şehadetini şehadet'in cinsiyet değil niyet meselesi olduğunu Nur Sena Peker anlattı.

Son olarak Abdulkadir Molla da unutulmadı.

"Allah yolunda öldürülenlere 'ölüler' demeyin. Bilakis onlar diridirler lâkin siz anlayamazsınız." (Bakara / 154)

Vera şiirinin ardından "Şehadet" adlı sinevizyon gösterildi.

Programı duâ ile sonlandıran Emine Güneş son olarak şunları söyledi:

"Şahid olan her şey dile gelecektir. Dile gelen her şey Allah'a konuşacaktır. Allah zâten her şeye şahiddir. Bunların arasına şahid olanlar da girer, şahid olunanlar da, şahidlikler de… Dolayısıyla Allah'a kimse yalan şahidlik yapamayacaktır. Bununla verilen mesaj açıktır: Ey insan, gece ve gündüz, ay ve güneş, çift ve tek, dağlar ve denizler, su ve toprak, insan ve melek şahidse eğer, sen Şehîd olan Yaradan bir yana, şahid olan yaratılandan dahi bir şey kaçıramazsın. Hâl bu iken, Allah'ın her şeye şahid olması, sana yetip de artmalı.".