Özgür-Der Üniversite Gençliği 'Siyonizm Dosyası' eserini değerlendirdi
Özgür-Der Üniversite Gençliği Caner Yaman ve Ömer Kuzgun’un değerlendirmeleriyle Roger Garaudy’nin “Siyonizm Dosyası” kitabını değerlendirdi.
Gazze’de yaşanan katliam nedeniyle gündemimizde olan Siyonizm’i daha iyi anlayabilmek ve Siyonizm’e karşı koyabilmenin daha etkili yollarını konuşabilmek adına Garaudy’nin Siyonizm Dosyası eserini konuşmak istediklerini belirterek sözlerine başlayan Ömer Kuzgun, “Her türlü ideolojiye karşı bir eleştiri getirilebilirken Siyonizm’e karşı getirilen herhangi bir eleştiri antisemitizmle eşleştirilerek mahkûm ediliyor. İşte Graudy bu noktada söz söyleyerek çok önemli bir katkı sunuyor.” dedi.
Graudy’nin Siyonizm’e karşı yapmış olduğu eleştiriler ve yazmış olduğu kitaplar dolayısıyla çeşitli zorluklar ve baskılar yaşadığını aktaran Kuzgun, Graudy’nin Siyonizm’i siyasi ve dini Siyonizm olmak üzere temelde ikiye ayırdığını ve Siyasi Siyonizm’in temellerinin Theodor Herzl tarafından atıldığını söyledi.
“Herzl dini Siyonizm’e net bir sınır çekmiş ve ona karşı savaşmıştır. Bu noktada Siyonizm ideolojisini icat etmiş ve Siyonizm’i devletleştirmek amacıyla çalışmalar gerçekleştirmiştir. İngilizlerin desteği ile de bu görüş Balfour Deklarasyonu’nda somutlaşmıştır.” sözleriyle Siyonizm ve Yahudilik arasındaki ilişkiyi aktaran Kuzgun, Siyonizm’in Yahudiliğe ait kavramlarını çarpıtarak kendisine alan açtığını ve bir ideoloji oluşturduğunu ifade etti.
Siyonist işgal rejiminin ilahi kaynaklarda yer alan vaatlere kendilerini dayandırarak efsaneler ürettiklerini ve bu yolla kendilerine meşruiyet zeminini oluşturduklarını söyleyen Kuzgun, “Siyonist işgalciler, efsaneye dayanan mitlerle kendilerine meşruiyet zemini oluşturdu. Ancak Yahudiler tarafından da bu iddialar yalanlanıyor. Siyonistler, Filistinlileri katledip sürgün etmeyi de bu şekilde kendilerine hak olarak görüyorlar.” dedi.
“Yahudilerin tek bir ırktan yaratılmış olduğu da Siyonizm tarafından icat edilen bir diğer efsane. Yahudi olarak ifade edilen insanlar arasında birçok ırka ait insanlar var.” sözleriyle Siyonizm’in, Yahudiliği dini bir birlikten ırkî bir birlikteliğe dönüştürdüğünün altını çizen Kuzgun, İşgal rejiminin kendisini seçilmiş olarak gösterdiğini ve bu yolla Filistinlilere karşı her türlü zulmü mazur gördüklerini aktardı.
Bir diğer konuşmacı olan Caner Yaman ise Siyonist işgalcilerin politikalarına değinerek sözlerine başladı ve 1930’lu yıllarda bölgede on binden daha az Yahudi nüfusun olduğunu aktararak, “Farklı farklı coğrafyalardan bölgeye yaşanan göç Siyonistler için dini saiklerle değil siyasi gerekçelerle sağlandı. Siyonistler oluşturduğu mitler, efsaneler ve yalan propagandalarla dünya üzerindeki Yahudileri Filistin topraklarına yönlendirdi.” dedi.
Siyonist rejimi, Batılı paradigmasının şımarık çocuğu olarak niteleyen Yaman, “Kemalizm gibi Siyonizm de seküler bir ideolojidir. Bu noktada dini bir araç olarak kullanmaktan çekinmemiştir. Modern Batı paradigması doğrultusunda kurulmuştur ve tarihini yeniden yazmış, yeniden üretmiştir.” dedi.
“Batı’nın Batı dışı toplumları insan olarak görmediği gibi Siyonizm de kendisi dışındaki toplumları insan olarak görmez. Bu nedenle onlara her türlü zulmü maruz görmektedirler. Gazze’ye karşı bugünkü saldırılarında bu kadar pervasız davranmalarının nedeni de budur.” diyen Yaman, siyasi Siyonizm’in devletleşmeden önce kurulmuş bir proje olduğunu ve yıllar öncesinde düşünülüp sistemleştirildiğini aktardı.
Amerika’nın Kızılderilileri katlederek, onları topraklarından ettiğini; Siyonistlerin de Filistinli Müslümanlar için benzer bir süreç yürütmeye çalıştığını ifade eden Yaman, “Siyonist rejim kurulduğu günden bu yana Batı’nın Ortadoğu’daki sömürgeci eli olmaktan başka bir pozisyonda olmadı.” dedi.
Programlar katılımcıların soru ve katkıları ile sona erdi.