Ankara Özgür-Der Gençliği Çalışmalarını Yayınladı

Ankara Özgür-Der Gençliği Çalışmalarını Yayınladı

Ankara Özgür-Der Üniversiteli Gençler, Çalışmalarını Dergi Formatında Yayınlayarak Herkesin İstifadesine Sundu.

Ankara Özgür-Der Üniversite Gençliği, her yıl düzenlenen programların bu yılın ilk yarısında yapılan Siyer çalışmasını dergi formatında yayınlayarak diğer kardeşlerinin de istifade etmesine vesile oldu.

Dergiyi hazırlama konusunda programlara katılan tüm öğrencilerin görev alması hem birlikte iş yapabilme becerisinin gelişmesine hem de kardeşlik hukukunun oluşmasına yardımcı oldu. Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Ali Can kardeşimiz; “Uzun yıllardır İslami gruplar dersler yapıyorlar. Elbette hepsinin bütün Müslümanlar üzerinde ayrı bir etkisi ve katkısı var. Ancak bu derslerle ilgili geleceğe aktarılacak düzenli bir külliyatımız, kütüphanemiz oluşmamış. Bu nedenle bu çalışmalarda bazen zorlanılıyor veya tekrarlar yapılıyor. Oysa İslami Kimliğe sahip olan her bir çevre özellikle gençlerle ilgili yapılan çalışmaları yılsonlarında bir kitapçık, risale veya kitap halinde derli toplu yayınlayabilse ve bu işte o çalışmalara katılan kardeşlerimizden istifade etse hem ileriye dönük bir kütüphanemiz olacak hem de o gençlerin tamamı kitap, dergi alanında tecrübe edinecektir. Bu alanlarda uğraşırsak, gençleri bu alanlarda dört başı mamur eğitebilirsek (hem pratik-hem de teorik alanda) o zaman belki içimizden yeni Afgani, yeni bir Kutup, yeni bir Şeriati veya Abduh çıkabilir. Onlar işin içerisinde buldular kendilerini, şimdi büyüklerimiz bazen bu alanları biz gençlere bırakmakta zorlanıyorlar elbette bunda günümüz gençliğinin fazlaca apolitik olması etkili oluyor.” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Ankara Özgür-Der Üniversite Gençliğinin çıkardığı çalışma kitapçığına Ali Can imzasıyla yazılan önsözü;

Bugün şöyle bir baktığımızda her yerde Hz. Peygamber’imize yönelik birçok etkinlikler düzenleniyor. Onun adına birçok şiirler yazılıyor veya ilahiler besteleniyor. Gerek kandiller aracılığıyla olsun, gerek Kutlu Doğum Haftalarıyla, gerekse de diğer birçok etkinliklerle her yerde Hz. Muhammed var. Her yerde onun ismi anılıyor. Adı her söylendiğinde eller hemen kalplere gidiyor, dudaklar mırıldanıyor. İsmi süslü tablolarla yüksek yerlere asılıyor.

Peki, kalplerimize kazınıyor mu? Bu yapılan organizasyonların çoğu-hepsi değil elbette- bize onun davasını, şirkin karşısındaki tavizsiz duruşunu, sabrını ve kişiliğini anlatıyor mu? Yoksa olayın özünü saklayıp sadece şekil ve şemaliyle bizleri oyalıyor mu? Bu etkinlikler bize onu örnek almak için ve onun gibi olma yolunda yardımcı oluyor mu, yoksa sadece onu göklere çıkarmamıza mı yarıyor veya örneklik seviyesinden çıkararak aramıza karışmasını mı engelliyor? Sizce hangisi?

İnsanlar bu etkinlikler sayesinde aslında olayın sadece dış görünüşüyle ilgileniyorlar, ancak asıl görmeleri gereken yeri, yani özü göremiyorlar ya da görmek istemiyorlar. Neden mi böyle düşünüyoruz? Bunu şöyle örneklendirebiliriz. Mesela Kutlu Doğum Haftası etkinliklerine bir bakın, peygamber sürekli yüceltilir. Kâinatın efendisi, bu âlemler onun yüzü suyu hürmetine yaratıldı gibi daha birçok bu ve bunun gibi ifadelerle Hz. Muhammed sürekli yüceltilir, örneklik seviyesinden çıkartılır ve hatta bazen (haşa) Allah ile aynı konuma koyulur. Salavat yarışmaları yapılarak şefaat ile tüm işlenilen günahlara rağmen kayırılma ve kurtarılma beklenir. Hem de Kuran’ın “…hiç kimsenin şefaatinin kabul edilmeyeceği günden sakının.” sözüne rağmen.

Ancak bizlere göre bu istekler sadece insanı tembelleştirir ve günaha daha çok teşvik eder. Kandillere bir bakın! Kutlanma sebepleri nelerdir? Hz. Muhammed’in doğduğu gün veya ana rahmine düştüğü gece vs. Bunlar ne kadar da içi boş sebepler. Peygamber bizden bunları mı istiyor. Yani doğum gününü kutlamamızı veya diğerleri.

Hz. Muhammed’in bizlerden istediği açıktır. Uğruna canını ortaya koyduğu davasını tıpkı onun gibi tavizsiz bir şekilde takip etmek, getirdiği Kuran’ı okuyup anlamak ve onun damarlarımızda kan gibi dolaşmasını sağlamak, kendisini örnek almak ve onun gibi çalışmak olmalıdır. İşte Hz. Muhammed’in bizden istedikleri bunlardır, fazlası değil. Peki, bu etkinlikler istenileni yapıyor mu? Onun davasını, tavizsiz duruşunu, şirkin belini nasıl kırdığını anlatıyor mu? Hayır. Sadece bizi şekil şemalle oyalıyor ve Hz. Muhammed’i göklere çıkararak insanlar ile onun arasına “O peygamber asla onun gibi olamazsınız” diyerek çok tehlikeli ve büyük bir engel koyuyor. Onun aramıza karışması istenmiyor. İşte biz tüm bunların olmadığı bir etkinlik yapmak istedik. Onu örnek almak, onun aramızda dolaşmasına izin vermek ve onun verdiği mücadele hattına sahip çıkmak istedik. Hz. Muhammed gençliği döneminde çok ahlaksız bir ortamda yetişmiş ve kendini bundan korumuş, bu ahlaksızlıktan uzak kalmıştır ve el-emin sıfatıyla anılmıştır. Bizde onun gibi bu modern cahiliyye çağında onun gibi ahlaklı temiz birer genç olarak kalmak istiyoruz. Ve onun örneklik ışığında inanıyoruz ki Allah’ın izniyle bunu başaracağız. Bu yüzden onu daha iyi anlamak ve onu örnek almak için siyer programı düzenledik. Bu programın bizlere çok şey kattığına inanıyoruz. Çünkü programı biz gençler olarak hep birlikte yaptık. Herkesin katılımıyla konularımızı hep birlikte işledik. Bir konuyu her hafta farklı iki kişi anlattı. Ve diğer arkadaşlar da görüşleriyle sohbete katılarak verimli bir hava oluşturuldu. Değerli

ağabeylerimizin katılımlarıyla onların tecrübe bilgilerinden faydalanma fırsatımız oldu. Gerektiği zamanlar bizlerin eksiklerini giderdiler ve bizlere yardımcı oldular. Allah onlardan razı olsun. Ayrıca biz biliyoruz ki söz uçar yazı kalır. Bu yüzden her hafta konuyu anlatan arkadaşlarımızın özetlerinden yararlanılarak birkaç arkadaşımızın yoğun çabalarıyla bir dergi çıkarttık. Bu dergi hem bizim yaptığımız çalışmanın havada kalmaması için hem de bizden sonra bu çalışmayı yapacak arkadaşlarımıza yardımcı olması amacıyla hazırlanmıştır. Hayırlara vesile olması dileğiyle. Allah bizleri kendi yolundan ve peygamberi Hz. Muhammed’in örnekliğinden ayırmasın inşallah!

Selam ile.

ANKARA ÖZGÜR-DER ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİ

Önceki ve Sonraki Haberler