K.Çekmece’de "İslam Ümmetinin İhyası” Konuşuldu
Özgür-Der Küçükçekmece şubesinde "İslam ümmetinin ihyası” başlıklı bir panel gerçekleştirildi. Panele konuşmacı olarak Abdurrahman Dilipak, Ramazan Kayan ve Rıdvan Kaya katıldılar. Konuşmacılar sunumlarında konu hakkında şu görüşleri dile getirdiler.
İlk konuşmacı Abdurrahman Dilipak: İslam, ümmet ve ihya kavramlarının karşılıklarını vererek konuşmasına başladı ve kaybedilen bir şeyin nerede nasıl kaybedildiğini bilmemiz gerekir, tekrar ona kavuşmak için ise neden kaybedildi ise o şeylerden vazgeçmemiz gerekliliğini vurguladı. Tarih içerisinde yaşanmış yanlışları aklıselim ile tahkik edeceğiz, tarihe küfretmeden ders çıkararak yanlışlarımızı düzelteceğiz. Moskova'da yaşayarak cennete gitmek mümkün olabilirken Mekke'de yaşayarak cehenneme gitmemiz mümkündür. İslam kelimesi seleme kökünden gelen teslim olmak manasında, esenlik, selamet manasında bir kelimedir. Barış manasındadır. İnsanın kendisi ile, çevresi ile, evren ile barışık olması anlamlarını taşır. Bu barış sağlanamazsa Allah ile savaş başlar. İslam bizi Allah ile barışa davet eder. Ümmet ise İslam dinine icabet eden bir topluluk adıdır. İslam ümmetinin ihyası evrensel bir sorumluluğu beraberinde getirir İslam ümmetinin ihyası bir konferans konusunun başlığı olmamalı, oturup üzerinde uzun soluklu bir çalışmanın adı olmalıdır. Koca bir ümmetin tekrar ayağa kaldırılma çabasından ziyade bizlerin daha küçük ölçekli birimlerimizi ihya çabası içine girme zorunluluğumuz vardır. İnsan en başta kendini, ailesini ve yakın çevresini ihya çabası içerisine girmelidir. İslam da tebliğ yapılması gereken en önemli sorumluluğumuzdur. Müslüman'ın yakın çevresinden başlayarak tüm insanlığa iletmek zorunda olduğu barış mesajı olmalıdır. Sosyalisti, marksisti, kemalisti fark etmez, Hz. Hamza'nın kalbini, ciğerini çıkarıp yiyen vahşi Müslüman oldu ise herkesin Müslüman olma ihtimali vardır. Müslümanların bu gün en çok kelam ilmine felsefe ilmine çalışmaları gereklidir. Tüm evreni kurtaracak bir mesajı iletmek hepimizin üzerinde bir vazifedir.
İkinci konuşmacı Ramazan Kayan: İslam ümmetinin ihyası konu başlığına baktığımızda bir imhadan bahsediliyor. Ortada bir imha, bir çöküş bir zilletin var olduğu muhakkak. Resulü Ekrem bir hadislerinde çözülmenin ilk olarak hilafet makamında son olarak ta namazın terk edilmesi hususunda olacağını bizlere bildirmektedir. Siyasi hırslar dünyevi çıkarlar hilafetin çöküşünü beraberinde getirdi. Yavaş yavaşta namazın topluluklar halinde terk edildiğini hep birlikte müşahede ediyoruz. Resulü Ekrem diğer bir hadiste şöyle buyuruyor. Aç insanlar yemek sofrasında nasıl yemeğe saldırıyorlarsa düşmanlarınızda bir süre sonra size öyle saldıracak ve sizi yavaş yavaş tüketecekler. Ashap bizim sayımız daha mı az olacak diye soruyor, hayır diyor resul fakat sizler onlardan korkacak, sel sularının sürüklediği çer çöp gibi olacaksınız". Ümmet ne zaman izzetini, heybetini, rüzgarını kaybetti buna iyice bakmamız gereklidir. Resul şöyle diyor bir hadisinde: "ben sizlerin benden sonra şirke düşmenizden korkmuyorum, sizin dünya nimetleri yüzünden birbirinize düşmenizden korkuyorum". Şura süresinin 30. ayetinde şöyle buyrulmaktadır: [Hesap Günü] başınıza gelecek her felaket kendi ellerinizle yapıp-ettiklerinizin bir ürünü olacaktır; bununla beraber Allah çok bağışlayıcıdır; ümmet bu halde ise hangi yanlışımız hangi, günahımızdan, hangi ertelediğimiz işlerden dolayı bu hale düşmüştür onu iyice anlamamız gereklidir. Allah bir toplum kendi özünde olanı değiştirmedikçe biz onları değiştirmeyiz buyurmaktadır.
Akidenin felsefeleştiği, ibadetin gelenekselleştirildiği, dinin Protestanlaştırıldığı, ahlakın liberalleştirildiğini görüyoruz. Düştüğümüz bu kötü durumu şunlara dikkat ederek düzeltebiliriz.
1-Kurtarıcı beklemekten vazgeçeceğiz. Mehdi düzeyinde bir kurtarıcıdan bahsetmiyorum, parti liderlerinden, cemaat önderlerinden, ağabeylerden bahsediyorum. Yapılması gereken işleri kanaat önderlerine pas etmememiz gerektiğinden bahsediyorum.
2-Ertelemekten vazgeçeceğiz. Kalplerde oluşan kasvetin sebebi ertelemekten olur.
3-Mükemmeliyetçilikten vazgeçeceğiz. Şu an elimizden ne geliyorsa onu yapacağız.
4-Parçacı anlayışlardan uzak duracağız. Herkes ne kadar gerekiyorsa yapmaktan mükelleftir.
Kestirme çözüm arayışlarından, bedelsiz başarı arayışlarından, sihirli formül arayışlarından, kolaycı zihniyetten vazgeçeceğiz. Allah için yapılacak işler müsait zamanlarda yapılacak işler olmaktan çıkarılıp birinci öncelikli işler listesine almalıyız.
Son konuşmacı Rıdvan kaya: Tarihi süreç içerisinde ümmetin bir sürü kazanımları ve kayıpları yaşadığını belirterek özellikle yakın dönem ıslah çabaları içerisinde bulunan kanaat önderlerinin tağuti düzenler karşısında onurlu duruşlarının çok önemli olduğunu söyledi. Seyyid Kutup, Mevdudi, Afgani, Humeyni İslam devrimi, yakın zamanda tekerlekli sandalyeye mahkum Ahmet Yasin'in her şeye rağmen dik duruşları sayesinde İslamın özlediği izzet ve şerefine tekrar kavuşmaya başladığını. Bizimde onurlu bir duruş göstererek yaşamamız neticesinde önemli kazanımlar elde edeceğimizi belirtti. Diğer kazanımlarımızın Kuranın ölüler kitabı olmaktan çıkarılıp diriler için hayat kitabı olması, Kuranın herkesin anlayabileceği bir kitab olduğunun anlaşılması Resulullahın sünnetinin doğru anlaşılması ulusal kimliklerden arınıp İslami kimliğe yönelimin artmasıdır diyerek konuşmasını sonlandırdı. Programı çok sayıda katılımcının sorularına verilen cevaplarla sona erdi.
Haber: Ramazan İleri