K.Çekmece'de "İnfak, Sadaka ve Zekat " Semineri
Küçükçekmece Özgür-Der temsilciliğinde alternatif eğitim dersleri devam ediyor. Bu hafta "Hayat Rehberimiz Kur'an Işığında dersler" üst başlığında "İnfak, Sadaka ve Zekat " adlı konuyu Ramazan İleri sundu.
Ramazan İleri sözlerine Kuran'ı Kerim'in ilk vahyedilen suresi Alak'ı okuyarak başladı. Rabbimizin bize kelimeleri verdiğini ve bizim bu kelimelerin anlam dünyası ile hayatımızı biçimlendirmemiz gerektiğini belirtti. Bu duruma en güzel örneği Rabbimizin yine Kuran'da verdiğini söyleyerek. "Ve (Allah), Âdem'e, (Allah'ın) isimlerinin hepsini (bu isimlerdeki hikmetleri) öğretti." (Bakara / 31) ve "Derken Âdem Rabbinden (birtakım) kelimeler aldı. Bunun üzerine (Allah da) tövbesini kabul etti." (Bakara/37)
Kimi yahudiler, kelimeleri 'konuldukları yerlerden' saptırırlar ve dillerini eğip bükerek ve dine bir kin ve hınç besleyerek: "Dinledik ve karşı geldik.(Nisa/46) bu ayetlerden de anlaşıldığı üzere kelimelerin kullanılış alanı ve hayata yansıtılması iki farklı şekilde olabildiğini görüyoruz.
Hayatı nasıl anlamlandıracağız? Neden yaşıyoruz?
Modern hayat bize bitip tükenmesi olmayan bir hayatı yaşadığımız yalanı ile oyalamakta ve yapılması gereken işlerimizi hep erteletmektedir. İyi bir okul bitirip diğer yaşıtlarımızdan öne geçme hırsı. İş hayatında çok para kazandıracak bir kariyer yapabilme, güzel bir eş ile evlenmek, lüks ev ve araba gibi bizi asıl amacımızdan ulaştıran kelimelerin bize verdiği misyonun dışına çıkan bir hayat dayatmaktadır.
Mülk elinde bulunan (Allah) ne yücedir. O, her şeye güç yetirendir. O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır. (Mülk/ 1-2 )
Rabbimiz bizleri duygularımız ile yaşatıyor ve duygularımız ile imtihan ediyor. İnancımızı ile bedenimizle ifade etmemizi istiyor. Mülk edinmeye karşı meyyal oluşumuzda bir duygudur.
Kadınlara
Sa-de-ka fiilinin kök anlamı, "doğru söylemektir" ki, bu fiilde sözün, haber verilen şeye uygunluğu söz konusudur. Yani 'sadaka', kulun kulluğunun 'sahici' olduğunu kanıtlayan bir şeydir.
Dinî – ahlakî bir terim olarak infak, genellikle "Allah'ın hoşnutluğunu elde etme amacıyla kişinin kendi servetinden harcama yapması, muhtaçlara aynî ve nakdî yardımda bulunması" demektir. Bu açıdan infak, farz olan zekâtı ve gönüllü olarak yapılan her çeşit hayrı içermektedir. "(Ey Muhammed!) Sana neyi infak edeceklerini soruyorlar. De ki: İhtiyaçtan fazlasını infak edin" (Bakara /219)
Lûgatler, Ze-ke-ve kökünden türeyen 'zekat' kelimesinin karşılığı olarak, temizlik, arınma, saflık, bereket, artma, güzel övgü anlamlarını vermekle birlikte, dikkatli bir gözle bakıldığında, bütün lûgat anlamlarının iki kategori altında toplanabileceği görülmektedir. Bunlar, 'artma' ve 'temiz olma'dır. Çoğu lûgatlerde kelimenin asıl anlamının 'artma' olduğu söylense de, Kur'an ayetlerinin hiç birinde bu mana yoktur. Kur'an, bütün farklı kullanımlarında, 'temiz olma' kök-anlamını kullanmıştır. Bununla birlikte, kök-anlam yöntemi uygulandığında, 'artma' anlamının, temiz olma yahut arınma eyleminin bir 'sonucu' olarak kelimenin anlam dünyasına dahil edilmiş olabileceği söylenebilir. Burada, zekatın verilmesiyle birlikte malda gerçekleşecek 'bereket'e gönderme yapıldığı aşikardır. Çünkü mal, hak sahibinin payını almasıyla 'kir'inden kurtulur ve Allahu Teala'nın bereketlendirmesi suretiyle de 'artar.'
İleri sunumuna katkılar ve sorulara verilen cevaplarla sonlandırdı.
Haber: Kürşat Okur