“Ümmetten Ulusa, Ulustan Ümmete Lübnan”
Özgür-Der Kocaeli Temsilciliğinin “Ümmetten Ulusa, Ulustan Ümmete Müslüman Coğrafya” başlığı altında düzenlediği seminerler dizisine Biladu’ş-Şam bağlamında Lübnan oturumuyla devam edildi.
Konuyu Sakarya Özgür-Der'den M. Baki Kızıltepe ve Özgür-Der Kocaeli Temsilcisi Haşim Ay sundular.
Konuşmasına Fransız işgaline kadar Lübnan'ın tarihî gelişim seyrini özetleyerek başlayan M. Baki Kızıltepe, emperyalistlerin büyük Biladu'ş-Şam'ı bölme planlarından bahsetti.
Daha sonra Siyonist İsrail'in kuruluşu ve Lübnan'a yönelik politikalarına dair bilgi aktarımları yapıp değerlendirmelerde bulunan M. Baki Kızıltepe sırasıyla konuyu 1-Büyük Biladuş-Şam'dan Küçük Lübnan'a; 2-İsrail'in işgal ve katliam politikaları; 3-Sistem içindeki konumları, nüfuzları ve örgütlülük düzeyleri açısından Dürziler, Marunîler, Şiiler ve Sünniler; 4-İslami hareketler ve Hizbullah direnişi; 5- Öne çıkan şahsiyetler olarak Abbas Musavi ve Nasrallah boyutlarından konuyu işledi.
M. Baki Kızıltepe son olarak Ortadoğu İntifadaları sürecinde Lübnan'ın konumu ve Hizbullah'ın özellikle de Suriye'deki atraksiyonlarına dair tahliller yaparak konuşmasını tamamladı.
Hizbullah'ın dramatik dönüşümü üzerine kısa tahliller yaparak konuşmasına başlayan Haşim Ay ise, projeksiyon ile desteklediği sunumunda ağırlıklı olarak Muhammed Hüseyin Fadlallah, eserleri ve düşüncelerini tanıtıp değerlendirdi.
Ortadoğu İntifadaları özellikle de Suriye İntifadasına yaklaşımı bağlamında Hamas-Hizbullah karşılaştırması yapan Haşim Ay, "Hamas da Hizbullah da çağdaş İslami hareketlerin direniş tecrübesi bağlamında düne kadar örnek bir pratiğin sahibiydiler. Suriye İntifadası ise hepimizden daha fazla bu iki hareket için çok çetin bir imtihan alanı oldu. İki hareketin de liderlik düzeyinde Suriye ile ciddi ilişkisi vardı. Ne var ki Esed rejimi onları da bir tercihte bulunma noktasına getirdi. Hamas özetle 'Kudüs'ün özgürlüğü ile Şam'ın özgürlüğü arasında fark yoktur' dedi, adalet ve özgürlük iradesi kuşanıp ayağa kalkan kardeş Suriye halkının karşısında olamayacağını söyledi. Hem Esed tarafından cezalandırıldı, hem direniş ekseni edebiyatı yapan İran'ca İsrail ile mücadelesinde yalnız bırakıldı. Ama her hâlükârda adalet, vicdan terazisinde Suriye imtihanını kazandı ve İslami hareketler ile ümmet halkları arasındaki örnekliğini muhafaza etti. Hizbullah ise İsrail'e karşı verdiği destansı mücadelesi ile İslami hareketler ve ümmet halkları nezdinde nasıl ki haklı bir övünç kaynağı olduysa Suriye halkının adalet ve özgürlük mücadelesi karşısında Esed ve İran'ın lejyonerliğine soyunmakla bu imajını kaybetti, haklı bir tepki ve nefretin kaynağına dönüştü ve dolayısıyla imtihanı kaybetti. İşte Suriye fitnesi/imtihanının bu iki hareketin tavır ve tutumları özelinde hepimiz için nasıl bir elek işlevi gördüğü açık şekilde anlaşılmaktadır." dedi.
Daha sonra Muhammed Hüseyin Fadlallah'ın hayatı, mücadelesi, düşünceleri ve yol açtığı etkileri özetleyen Haşim Ay, Fadlallah'ın Türkçedeki eserlerini kronolojik olarak tanıttı.
"İslam ve Kuvvetin Mantığı", "İslami Harekette Hikmet" ve iki ciltten oluşan "İslami Hareket: İlkeler ve Sorunlar" kitaplarının ise kapsadığı konu ve bölüm başlıklarını projeksiyona yansıtarak dinleyicileri Fadlallah'ın zengin, çok boyutlu ve derin düşünce dünyasında bir ufuk turuna çıkardı. Usuli'd-din algısı, tarih-toplum ve sistem değerlendirmesi ve gelecek tasarımı noktasında Fadlallah'ın berrak bir zihne sahip olduğunu belirten Haşim Ay, Şii kültürel havza içerisinden konuşması itibariyle onun düşünce ve açılımlarında yer yer tartışmalı huşulara rastlanmakla birlikte sonuç olarak Fadlallah'ın çağdaş İslami düşünce içerisindeki mühim yeri ve katkısının halen de yeterince değerlendirilmediğini ve maalesef aynı şeyin hemen tüm İslami hareket önderleri için geçerli olduğunu söyledi. Fadlallah'ın eserlerinden hareketle milliyetçilik, bölgecilik, çoğulculuk, kadın sorunu, demokrasi, insan hakları, partisel mücadele – silahlı mücadele, ıslah ile devrim bağlamında neyin asıl neyin arızi olduğu, metot, tedricilik, açıklık-gizlilik, sertlik-esneklik gibi kavram ve konulardan farklı siyasal gruplarla ve iktidarla ilişkilere dair kısa tespit ve tahlillerde bulundu.
Fadlallah'ın tespit ve açılımlarının yanı sıra ayrıca meseleleri ele alış tarzı ve üslubuna da dikkat çeken Haşim Ay, İslami hareketlerin bugün de kavrama ve aşmakta zorlandığı birçok soruna dair Fadlallah'ın çok ciddi açılımlar sağladığını ve dolayısıyla gerek mücadele örnekliği, gerek çok yönlü ve kapsamlı kişiliği ve haseten de bıraktığı fikrî miras itibariyle daha fazla gündemleştirilmeye, üzerinde çeşitli alan çalışmaları yapılmaya ve birçok meselede istifade edilmeye değer çapta benzeri az görülür türden sıradışı bir âlim olduğunu ifade etti.
Seminer, dinleyicilerin soru ve katkılarının konuşmacılar tarafından cevaplanmasını müteakip sona erdi.