Kocaeli Özgür-Der’de IKBY Referandumu ve İdlib Harekâtı Konuşuldu
Özgür-Der Kocaeli Temsilciliğinde Aylık Forum yapıldı. Forumda Irak Kürdistanındaki bağımsızlık referandumu ve İdlib’deki son gelişmeler ile İdlib Harekâtı ışığında Suriye meselesinin geldiği nokta müzakere edildi.
Cumartesi akşamı dernek salonunda gerçekleştirilen foruma Yusuf Mutlu moderatörlük yaptı. İki etapta gerçekleştirilen oturumlarda önce Haşim Ay'ın 10 dakikalık bir çerçeve konuşmasından sonra dinleyicilerin aktif katılımıyla 40 dakika İdlib'deki gelişmeler ve TSK'nın başlattığı İdlib Harekâtı konuşuldu.
Suriye direnişinin başladığı günden günümüze kadar geçirdiği evreler, direnişin düşüş ve kalkışları, IŞİD ve PYD/PKK gibi örgütlerin oluşumu ve Suriye davasına etkileri, uluslararası güçlerin tutum ve atraksiyonları, bölgesel güçlerin özellikle de İran'ın mesele karşısındaki konumu, Türkiye'nin politikalarında gözlemlenen bariz değişimin taktik mi yoksa stratejik mi olduğu konu ve soruları forumda kendisine yer buldu. Son Astana toplantısında İdlib'e dair varılan "çatışmasızlık bölgeleri" mutabakatının Suriye direnişi ve Türkiye açısından bir kazanım olup olmadığının da bağımsız bir başlık olarak tartışmaya açıldığı forumda startı verilen İdlib Harekatı'nın muhtemel amaçları ve muhtemel akıbeti sorgulandı. İdlib Harekatı'nın amaçları arasında sayılan İdlib'deki sivillerin korunması ve Afrin üzerinden PKK/PYD koridorunun önlenmesi hususlarının da tartışıldığı forumda "Türkiye ve Rusya İdlib'de kimi kime karşı koruyacak?" ve "ABD PYD/PKK'yı Türkiye'ye yedirir mi?" soruları müzakere edildi.
Irak Kürdistanında gerçekleştirilen bağımsızlık referandumunun konuşulduğu ikinci bölümde ise Canan Osman Aran 10 dakikalık bir çerçeve konuşması yaptı. Haksöz dergisinin son sayısında konuyla ilgili yayınlanan yazılar ışığında sunumunu yapan Canan Osman Aran'ın çizdiği geniş çerçeve üzerinden dinleyicilerin aktif katılımıyla bir saate yakın konu çeşitli açılardan tartışıldı. Türkiye'nin IKBY'deki bağımsızlık referandumuna yaklaşımı da ilkesel, ahlaki ve hukuki açılardan masaya yatırılarak halihazırdaki dil ve siyasetin gerek reel-politik gerekse de AK Parti'nin kendisine biçtiği misyon ve ümmet coğrafyasında oluşturduğu imajla uyuşmadığı, bu tümden reddedici ve savaşkan politikanın Türkiye ve bölge halklarının da maslahatına uygun olmadığı vurguları öne çıktı. Müslümanların ümmetin iç sorunlarının çözümünde ulus-devlet sayısını arttırmanın tarafı olamayacağı belirtilerek bu bağlamda IKBY'nin bağımsızlığının idealize edilemeyeceği ama halihazırdaki reel şartlar içerisinde karşı çıkmanın veya red cephesi içerisinde yer almanın da doğru ve adil bir tutum olmayacağının altı çizildi.