"Kur'ân'a Göre Milliyetçilik ve Irkçılık"
Kahramanmaraş Özgür-Der’in aylık programları kapsamında düzenlediği “Kur’ân'a Göre Milliyetçilik ve Irkçılık” konulu seminer Murat Koç’ un sunumu ile gerçekleşti.
İlyas Yıldırım / Haksöz Haber
Fotoğraf: A. Sami Demir
Sunum öncesi Vedat Karataş Hucûrat Sûresi'nin 9-13. âyetlerini okuyarak meâlini verdi.
Murat Koç özetle şunlardan bahsetti:
"Bir inanç, bir söz etrafında toplanan insan topluluğu olan millet kavramı; Kur'ân'da 'İbrahim'in Milleti' şeklinde kullanılmıştır. Bu kavram Kur'ân'da 16 yerde geçer ve bu âyetlerin tamamında bir inanç, bir söz etrafında toplanan insan topluluğu anlamında kullanılmıştır. Kısacası din ve şeriat anlamlarına gelir. Millet kavramının galat-ı meşhur anlamının Kur'ân'ın ifadesi ile alakası yoktur. Millet kelimesi Tanzimat'tan sonra içi boşaltılarak ulus kelimesine evrilmiştir.".
Konuşmasına devamla millet-ulus-ırk kavramlarının kullanımı ile ilgili M. Âkif Ersoy, Yusuf Akçuralı (Üç Tarz-ı Siyaset kitabı), Şemsettin Sami (Kâmus-i Türkî) gibi isimlerin kavramları kullanım şekillerini örneklendiren Koç, o dönemde nasıl bir anlam kargaşasının oluştuğunu, kavramların içlerinin nasıl boşaltıldığını belirtti.
Ulus kavramına da değinen Koç, "Ulus sanayi toplumuna ait bir olgudur. 'national' olarak geçer ve modern-seküler bir kavramdır. Ulus tarih, kültür ve ortak köken gibi bağlar temelinde bir araya gelen insan toplumuna denir. Ulusçuluk kendini bir ulusa bağlı hisseden insan cemiyetinin birtakım ilkelere bağlı kalması ve bu programa göre hareket etmesidir." dedi.
Ulusçuluğun tarihine değinen Koç sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Rönesans ve Reform'la beraber Aydınlanma Çağı'nın sonucu olarak Batı, Tanrı'nın hayata müdahalesini ya da söz sahibi olmasını engellemiş ve tamamen bilimin gösterdiği çizgide düşünmüş, anlamış ve buna göre doğru ve yanlış ortaya konmuştur. Bu anlayışla devam eden Batı düşüncesi bireye kadar indirgenmiş ve hümanizm düşüncesine varmıştır. Bu düşünce ilahi olana karşı mücadelede varılan yerdir. Bu düşünceden beslenen ideolojilerde Tanrı bir engeldir. Kürt ulusalcıların 'Kürtlerin geri kalması İslâm'dan dolayıdır.' tezi bu düşünce tarzının ürünüdür.".
Koç, insan fıtratındaki inanma özelliğinin bu gibi düşünce tarzlarında da var olduğunu ve kendi kutsallarını oluşturduklarını belirterek "Führerler, Mussoliniler... gibi örnekler mevcuttur." dedi.
Irkın tanımına da değinen Koç, "Irk şekilseldir ve dünyada dört çeşit ırk mevcuttur. Bunşar siyah, beyaz, sarı ve kızıl şeklindedir. Kısaca kafatasının şekli, biçimidir. Yani ırkın galat-ı meşhur anlamı gerçek anlamında değildir. Bu kavramda da içerik değişmiştir." dedi.
Koç, bu kavramlarla oluşturulmaya çalışılan ideolojilerin, sistemlerin, ulus devletlerin vs. tamamının İslâm düşüncesine karşı savaştığını dile getirdi.
Koç konuşmasında "İslâm topraklarını ulus devlet olarak tasarruf altına almaya çalışan emperyalistlerin-Batılıların mücadelesi İslâm ile olmuştur ve ulus yaratmaya(!) çalışmışlardır. Kısmen başarılı olmuşlardır tasarımlarında ama Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır inancıyla biz tekrar o dirliğini kaybeden Müslümanlar olarak dirliğimizi yakalamak için öbek öbek tanışarak, birbirimizle kaynaşarak, beraber olarak, birbirimizle ziyaretleşerek, ortak mücadele alanını genişleterek inşallah yerelden küresele doğru bu oyunu bozmak da Rabbimizin bize yüklediği bir vazifedir diye inanıyorum." dedi
Sunumunun sonunda soruları cevaplayan Koç, daha sonra Çözüm Süreci'ne değindi ve bu konuda dinleyicilere izlenimlerini aktardı.