Sakarya'da 111. Başörtüsü Eylemi
Sakarya Başörtüsü Platformu 111. Başörtüsü Eylemini gerçekleştirdi. Ülkede adalet ve özgürlüğün olmadığı, ulus temelli politikaların iflas ettiği belirtilen açıklamada, tüm stratejilerini ABD-İsrail-Nato ve BM’ye endeksleyenlerin nasıl bir tavır geliştire
Sakarya Başörtüsü Platformu 111. Başörtüsü Eylemini gerçekleştirdi. Ülkede adalet ve özgürlüğün olmadığı, ulus temelli politikaların iflas ettiği belirtilen açıklamada, tüm stratejilerini ABD–İsrail-Nato ve BM'ye endeksleyenlerin nasıl bir tavır geliştirebilecekleri soruldu. Açıklama, İslami Cihad'ın kurucusu Şehit Fethi Şikaki'nin anılması ile son buldu.
111. Basın Açıklaması Sakarya Başörtüsü Platformu adına Özgür-Der Geyve Temsilcisi Mustafa ÖZER tarafından okundu. "Adalet ve özgürlüğün olmadığı yerde; haksızlık, baskı ve zulmün olmasına şaşırmamak gerekiyor. Yıllardır baskı ve yasaklarla ayakta durmaya çalışanların, uygulamış oldukları bu politikaların artık iyiden iyiye iflas ettiğini görüyoruz." diyen ÖZER, son günlerde ülkede yaşananların, bu güne kadar olan elem ve kederi aratacak boyuta geldiğini dile getirdi.
Yaşananlar karşısında aklıselim ile hareket edilmesinin önemine değinilen açıklamada, tüm stratejilerini ABD – İsrail – Nato – BM paralelinde düzenleyenlerin, şimdi tüm bunlara nasıl tavır alabilecekleri sorusu gündeme getirilerek şu ifadelere yer verildi: "Tüm dış politikalarını ABD ve İsrail'in çıkarlarına göre dizayn edenlerin uğradıkları bu acziyet ve çaresizlik, onlarla birlikte zulme ortak olmalarının doğal sonucudur."
ÖZER; seküler ulus temelli politikaların kan ve gözyaşı getirdiğini, bu tezgaha karşı uyanık olmak ve adil düşünmek gerektiğini belirterek, "Başörtüsünü bu halka yasak edenler, cenazeler söz konusu olduğunda şehitlik, gazilik gibi değerleri ağızlarından düşürmüyorlar. Bu iki yüzlülüğü, riyakarlığı deşifre etmek bizim için tarihi bir sorumluluktur. Bunu da bu toprakların Müslüman halkına hatırlatmak istiyoruz."dedi. Açıklama sonunda, "Savaşçı bir mütefekkir ve mütefekkir bir savaşçı" olarak tanımlanan Fethi ŞİKAKİ şehadetinin 12. yılında rahmetle anıldı.
"Zulme Karşı Direniş, Herkes İçin Adalet" ve "Tevhid Adalet Özgürlük" yazılı pankartlar taşıyan platform mensupları, eylem boyunca "Tevhid, Şeytanın Oyununu Bozacak" ve "Başörtüye Özgürlük, Herkes İçin Adalet" sloganlarını attılar. Eylemde "Yasak Sürüyor (D)uyuyor musunuz", "Tevhid Adalet Özgürlük", "Yürüyüş Devam Ediyor", "Yaşasın Başörtüsü Direnişimiz" ve "Örtüne, İnancına, Kimliğine Sahip Çık" yazılı dövizler de taşındı.
Sakarya Başörtüsü Platformu 111. Basın Açıklaması Tam Metni:
"HAKİM SÖYLEM, ADALET VE SAĞDUYUYU HEDEF ALIYOR"
Adalet ve özgürlüğün olmadığı yerde; haksızlık, baskı ve zulmün olmasına şaşırmamak gerekiyor. Yıllardır baskı ve yasaklarla ayakta durmaya çalışanların, uygulamış oldukları bu politikaların artık iyiden iyiye iflas ettiğini görüyoruz.
Yıllardır halkın emeğini ve dinini sömürenlerin, bu alışkanlıklarını bırakamadıkları da ortada. Bu egemen anlayışın sahipleri, 27 Nisan muhtırası ile birlikte cumhuriyet mitingleri adı altında yapmış oldukları provalarla halkı yanlarına çekebilmenin çabasını gütmüşlerdi. Sonrasında ise, merkez medyanın pompaladığı bu provaların daha inandırıcı argümanlarla ve daha ajitatif yaklaşımlarla yenilenmesi gerektiği, hem 22 Temmuz seçimlerinde, hem Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde ve en son olarak da referandum deneyiminde bizzat onlar tarafından müşahade edildi. Son günlerde ülkede yaşananlar, bugüne kadar yaşanan elem ve kederi aratacak boyutlara işaret ediyor. Düşünmeden, sorgulamadan, yargılamadan, şiddet ve cenazeler üzerinden ülke halkını önü alınmaz bambaşka bir çatışma ve anarşi ortamına çekmek istiyorlar.
Tarihte; baskı, yasak ve çatışma ekenlerin neler biçtikleri ortada iken bu seçkinci sınıfın baş aktörleri, toplumsal hezeyana yol açacak bir endişeyi halka yaymak istiyorlar. Uyguladıkları tüm politikalar bir asrı doldurmadan iflasa uğrayınca, karşıt olarak durdukları Müslümanlara boyun eğdirip, onlar üzerinden bir yenilenmeyi, bir kabuk değiştirmeyi, en az zayiatla, en az tavizle gerçekleştirmek istiyorlar. Burada garipsenecek bir şey yok aslında. Tuhaf olan, bu zulüm yenilenmesine alet olmak ve işi bittiğinde kendisini yok edeceğini bile bile, bu çarkın işleyişine ses çıkarmamaktır. Zira sistem artık en kutsal saydığı şeyler üzerinden politika devşirmeye çalışmaktadır. Vatandan, bayrak'tan sonra kullanılacak başka bir malzeme kalmayacak ve korkarız ki bu cinnet hali en başta sağduyunun, aklıselimin katili olacak ve kaybeden yine bu ülkenin insanları olacaktır….
En kısa zamanda, üzerine körükle gidilen bu yangının genişlemesi önlenmelidir. Halkımız tüm bu olup bitenleri aklıselim ile anlamaya çalışmalıdır. Yıllardır, ABD ve İsrail ile düşüp kalkıp bunların düşüncelerine varlıklarını adayanlar, şimdi onlara tavır mı alacaklar? Tüm stratejilerini; ABD ve İsrail ile, Nato ve BM paralelinde düzenleyenler şimdi bunları gözden mi geçirebilecekler? Tüm modernizasyonlarını İsrail'in eline terk edenler şimdi Siyonizm'e rest mi çekecekler? Kendi topraklarında düşen uçaklarının yerini İsrail'e sormak zorunda kalanların, Uluslararası emperyalizme ve Siyonizm'e karşı duruyor gözükmeleri ne kadar inandırıcıdır? Tüm dış politikalarını ABD ve İsrail'in çıkarlarına göre dizayn edenlerin uğradıkları bu acziyet ve çaresizlik, onlarla birlikte zulme ortak olmalarının doğal sonucudur.
Yıllardır hep yığın olarak gördükleri ve kişiliksizleştirmeye çalıştıkları halkın acısını istismar eden egemenler kürt sorununun temelinde yatan ideolojik problemi gözden kaçırmanın telaşı içindedirler. Atılan sloganlar ABD ve İsrail'e inandırıcı gelir mi bilinmez ama oynanan oyun, Ortadoğu'nun Müslüman halkları üzerinde oynanan kirli oyunun bir parçasıdır.
Zaman, toplumsal adalet ve sağduyunun sağlanmasına yönelik hamleler yapılması zamanıdır. Zaman seküler ulus temelli siyasetlerin bu coğrafyada kan ve gözyaşlarından başka bir şey getirmediği gerçeğinin görülmesi zamanıdır. Bizler, Sakarya Başörtüsü Platformu olarak, halkımızı kin ve nefreti körükleyen bu tezgaha karşı uyanık olmaya, adil düşünmeye davet ediyoruz. Başörtüsünü bu halka yasak edenler, cenazeler söz konusu olduğunda şehitlik, gazilik gibi değerleri ağızlarından düşürmüyorlar. Bu iki yüzlülüğü, riyakarlığı deşifre etmek bizim için tarihi bir sorumluluktur. Bunu da bu toprakların Müslüman halkına hatırlatmak istiyoruz.
Bu haftaki açıklamamızı, kendisini Filistin ve Kudüs mücadelesine, dolayısıyla İslam ümmetinin kimliğini yeniden kazanma mücadelesine adamış Büyük Şehid Fethi ŞİKAKİ'yi anarak bitirmek istiyoruz.
Fethi Şikaki, İslami Cihad'ın kurucusu, intifadanın ateşleyicisi, İzzettin Kassam'la başlayan şehitler zincirinin en önemli halkalarından birisiydi. O, hem savaşçı bir mütefekkir ve hem de mütefekkir bir savaşçıydı. O, dosdoğruydu, kınayıcının kınamasından çekinmezdi. O, bilinç sahibiydi, cesurdu. O, düşündüğünden fazla, yaşayan biriydi. "Bir gün Filistin bize, biz de Filistin'e döneceğiz. Filistin bu hareketin amacı, şehadet ise aracıdır." diyordu. 1995 yılında bir 26 Ekim günü şehit oldu.
Yaşasın Özgür Kudüs, Yaşasın Filistin, Yaşasın İntifada
RABBİMİZ şehadetini kabul buyursun.