Özgür-Der'den Suriye'ye 60 Ton Un Yardımı
Özgür-Der "Suriye Halkıyla Dayanışma Gecesi"nde topladığı yardımları Suriye'ye un olarak ulaştırdı.
HAKSÖZ-HABER
Özgür-Der Suriyeli Muhacirlere Yardım Komisyonu Suriyeli kardeşleri ile dayanışmasını sürdürüyor. “Her Evden Bir Torba Un” kampanyası kapsamında daha önce yüzlerce ton un yardımında bulunan komisyon, en son olarak 60 ton unu da Suriye halkına ulaştırdı. Bayrampaşa'da düzenlenen “Suriye Halkıyla Dayanışma Gecesi”nde yapılan bağışların da yer aldığı 3 tırlık yardım Ra’s-ul Ayn, Halep ve Rakka’ya ulaştırıldı.
Gaziantep’ten yola çıkan 60 ton un yüklü yardım tırlarından biri Kilis’teki Öncüpınar Sınır Kapısından Halep’e, ikincisi Akçakale Sınır Kapısından Ra's-ül Ayn’e, üçüncüsü de aynı sınır kapısından Rakka’ya gönderildi.
Kilis Öncüpınar Sınır Kapısı
Kilis üzerinden Halep’e giden birinci yardım tırı, Kilis’e giden Özgür-Der heyeti tarafından karşılandı. Yardımlar ile birlikte Öncüpınar Sınır Kapısına geçen heyet, burada İHH ve Ligasetül Melhuf üyeleri ile bir araya geldi. Kısa bir sohbetten sonra tampon bölgeye geçen yardım tırındaki unlar, mazlumlara ulaştırılmak üzere direniş gruplarından Ligasetül Melhuf’a ait kamyonlara yüklenerek Halep’e gönderildi.
Ligasetül Melhuf üyelerinden Ebu Ömer, Türkiyeli Müslümanlara gayretlerinden dolayı teşekkür etti. Suriye’deki durumdan kısaca bahseden Ebu Ömer şunları söyledi: “Suriye’nin hemen hemen dört bir yanında direniş devam ediyor. Tüm direniş gruplarının zafere olan inancı tam. Bu inançla 3.yılına giren direnişimiz, zalim devrilinceye kadar devam edecektir. Allah’ın yardımıyla kısa bir sürede bu zalimden kurtulacağız. Direnmek kadar önemli olan bu yardımlardan dolayı teşekkür ediyoruz. Sizden ve yardımda bulunan dünyadaki diğer Müslümanlar Allah razı olsun.”
Şanlıurfa Akçakale Sınır Kapısı
Şanlıurfa üzerinden sınıra giden diğer un yüklü tırlar Adana, Diyarbakır ve İstanbul Özgür-Der üyelerinden oluşan bir heyet tarafından Akçakale Sınır Kapısında karşılandı. Tampon bölgeye geçen heyet Dir'ül Müslimin (Müslümanların Zırhı) ve Ahrarür Şam (Şam’ın Özgürleri) üyeleri tarafından karşılandı. Getirilen yardımları tampon bölgede muhaliflere teslim eden heyet, sınır beldesi olan Tel Abyad’a geçti.
Burada camı, çerçevesi, kapısı olmayan bir mekânda direnişçilerin misafiri olan heyet, direnişçilerle sohbet etme imkanı buldu. Direniş grubu liderlerinden Ebu Yahya heyetimizden gelen soruları cevaplarken şunlara değindi:
“Cihad eden gençlerimizin sayısı yeterli ama mühimmat eksikliği söz konusu. Diktatör rejim bizimle cephe savaşı yapamıyor. Yaptığı tek şey herhangi bir hedef gözetmeksizin ölüm uçakları ve füzeleri ile muhaliflerin eline geçen bölgelere saldırmak. Bunun da uzun sürmeyeceğini biliyoruz. Geçtiğimiz günler itibari ile Rakka şehrinin kontrolünü de ele geçirdik. Şehri yağmalamadan çıksınlar diye çevrelerini sardık ve çıkmaya zorladık. Şu an şehir merkezinin kontrolü elimizde, sadece şehrin bir çıkışında sıkışmış bir alayları var. Orada yaklaşık 5 bin civarında asker bulunuyor. Dışarı ile irtibatları yok, yardımlar hava yoluyla sağlanıyor. Birçok grup birleşerek Rakka şehrini aldık. Herkesin girdiği belli bölgeler var ve şu an da o bölgelerde yardım ve imar çalışmalarına başladık. Aylardır evlerine ekmek girmeyen yerler vardı ama şu anda onlara ulaşmaya başladık. Rejim gittikçe sıkışıyor ve Allah’ın izniyle sonu gelecektir.”
“Değirmenlere İhtiyacımız Var”
Geceyi Tel Abyad’ta geçiren heyet sabah namazı ile beraber Rakka şehrine gitmek üzere yola çıktı. Rakka’nın alınması ile beraber Tel Abyad ile Rakka arasındaki buğday ambarları da muhaliflerin eline geçmiş. Tıka basa buğday dolu olan ambarlar ne yazık ki işlevsel değil. Bunların işlevselliğini kazanabilmesi için değirmen ihtiyaçlarının olduğunu söyleyen Ebu Yahya, bu konuda yardım kuruluşları ile irtibata geçtiklerini aktardı.
Muhaliflerin değirmenleri olması halinde insanlara daha fazla un ve ekmek yardımı yapabilecekler. Özgür-Der heyeti konuyla ilgili araştırma yapacaklarını ve Ebu Yahya’nın sık sık vurguladığı “artık imar çalışmalarına başlamalıyız” kaygısına destek vermeye çalışacaklarını söylediler.
Normalde düz bir arazide seyreden Rakka yolunun belirli bölümlerinde güvenlik sebebiyle ana yoldan çıkarak, ara yollar ile şehre varan heyet, burada yardım çalışmaları yürüten kurum ve kişilerle konuşma fırsatı buldu. Tüm görüşmelerde şehrin imarı için yoğun bir planlama çabalarının olduğu gözlemlendi. Heyetin şehirde olduğu saatlerde uçaklardan bombaların atıldığı, füzelerin herhangi bir hedef gözetilmeden gönderildiğine şahit olundu. Ama ne olursa olsun insanların geçmişe göre daha huzurlu oldukları, özgürlüğü artık hiçbir şeye değişmeyecekleri görünen bir olguydu.
Günü Rakka’da geçiren heyet, akşam saatlerinde Akçakale sınır kapısından geçerek Adana, Diyarbakır ve İstanbul’a döndü.
Haber: Mehmet Ali Kaçmaz