Özgür-Der'den Cumhuriyet Törenleri Açıklaması

Özgür-Der'den Cumhuriyet Törenleri Açıklaması

Son günlerde basının tek gündemi 29 Ekim Cumhuriyet resepsiyonuna Cumhurbaşkanının eşinin başörtülü katılması… Özgür-Der, 29 Ekim Cumhuriyet törenleri hakkında bir basın açıklaması yaptı:

Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, yarın yapılacak 29 Ekim Cumhuriyet törenleri hakkında bir açıklama yaptı.

Basın Açıklamasının Tam Metni:

HAKKI YOK SAYAN, HALKA YABANCI BİR TÖREN CUMHURİYETİ

28 Ekim 2010

Yarın yine kesin olarak "tüm Türkiye'de, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde ve dış temsilciklerde coşkuyla kutlanacağından" emin olduğumuz 29 Ekim Cumhuriyet Bayramının asli niteliğini günlerdir gündemde olan resepsiyon tartışmaları çok net biçimde özetliyor. Önce Cumhuriyetin kurucu partisi CHP'nin, ardından resmi ideoloji savunucusu aydınların ve nihayet rejimin biricik muhafızı ordunun Çankaya'daki törenlere ilişkin sergiledikleri başörtüsü hazımsızlığı sadece sıradan bir siyasi rahatsızlık, bir çekememezlik olarak görülemez. Bu tavır özünde Kemalist Cumhuriyetin İslami değerlere asırlık tahammülsüzlüğünün ve halka yabancılaşmasının tipik bir yansımasıdır.

Sorun sadece Çankaya'daki resepsiyonla sınırlı değildir. Bayram denilen şey bu ülkede, Cumhurbaşkanının eşinden, Vatan Caddesinde tören eziyetinin muhatabı kitlelere, okullarda metazori icra edilen basmakalıp kutlamalara kadar tüm toplumu saran bir tedirginlik ve anlamsızlık kaynağıdır adeta. Belli bir azınlık haricinde, tüm halkı potansiyel tehdit algılayan, üniformatik bir ulus kurgusu etrafında kitleleri daracık bir kalıba döküp, şekillendirmeye çalışan ve bu yüzden de geniş kesimleri ezik, edilgen ve mutsuz kılmış bir Cumhuriyet var karşımızda. Küçücük çocukları bile mutlu olabilmek için tayin ettiği kimliği kabullenmeye mecbur bırakan, bununla yetinmeyip her sabah avaz avaz haykırmaya zorlayan bir zorbalık düzenidir bu.

İşte yarın devletçe kutlanacak olan şey bu düzenin kuruluşunun yıldönümüdür. Tam 87 yıl önce bir Meclis darbesi ile kurulan ve ondan sonraki süreçte de sürekli biçimde askeri müdahalelerle, yargı darbeleriyle bugünlere getirilmiş bu Cumhuriyetin halkın egemenliğine dayandığı iddiası büyük bir yalandır. Kemalist laik Cumhuriyette halkın yeri ve sınırı bellidir. Halkın tamamı ya da büyük bir kesimi, yani cumhur, istese de istemese de kendisi için biçilmiş kıyafeti giymek zorundadır. Kendisine dayatılanı değiştirmesi de, değiştirmeyi teklif etmesi de yasaktır!

Kendisine layık görüldüğü kadarıyla özgürlüğe razı olanlara; kimliğini, inancını, taleplerini egemenlerin insafına terk edenlere; dayatılanı dayatma olarak algılamayıp gönüllü teslimiyete dönüştürenlere kutlu olsun!

ÖZGÜR-DER

Önceki ve Sonraki Haberler