Özgür-Der: "RTÜK, Siyonizme Esas Duruşta!"
Türkiye’de kamuoyu RTÜK Başkanı Zahit Akman’ın Deniz Feneri ile bağlantılı olup olmadığı tartışmaları ile meşgul iken Siyonizmin medyada ve medya denetleme kurulları üzerinde ne kadar etkin hatta belirleyici olduğuna şahitlik ediyor.
Halka karşı işlenen medya suçlarını affetme yetkisini kendinde gören RTÜK'ün Siyonist saldırganlığa karşı insanlık onurunu ayaklandıran Radyo Denge'ye "ceza" kesme işgüzarlığı üzerine Özgür-Der bir açıklama yaptı. Açıklamanın tam metnini okuyucularımıza sunuyoruz:
Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklamanın tam metni:
Siyonist Saldırganlığa RTÜK Desteği mi?
17 Haziran 2009
Türkiye Genelkurmay andıçını tartışırken bürokratik zihniyeti içselleştiren devlet organları hukuk ve adalet kavramını örseleyen kararlar almaya devam ediyorlar. Ne yazık ki, bu eğilim sadece resmi ideoloji dayatmacılığını üstlenmiş geleneksel muhafızlarla sınırlı değil. Bu tutumdan her fırsatta yaka silken kadroların işgüzarca eylemleri de dikkat çekici. RTÜK'ün İsrail vahşetine tepki içeren yayınlarından ötürü Ankara'da 92.1 frekansından yayın yapmakta olan Radyo Denge'ye verdiği yayın durdurma cezası da bu işgüzarlığın tipik bir örneği olarak karşımızda durmakta.
Radyo Denge RTÜK tarafından şiddeti özendirmek ve ırkçı nefret duygularını teşvikle suçlanmakta ve cezalandırılmasına hükmedilmekte. Nedir Radyo Denge'nin suçu? İslami kimlikli ve adalet talebini her fırsatta öne çıkaran bir radyo ne yapmış, ne söylemiş ki, şiddeti özendirmiş ve ırkçılık yapmış?
Radyo Denge Gazze'ye yönelik Siyonist saldırganlığın zirvesine ulaştığı bir vasatta Ankara'da Türk Telekom ile bir İsrail takımı arasında düzenlenecek basketbol karşılaşmasının iptal edilmesine yönelik Filistin Dostları'nın çağrısını yayınladığı için RTÜK nezdinde suçlu bulunmuş! Oysa bizatihi bu kararın kendisi şiddetten yana olmaktır, ırkçılıktır, zulümdür! Bu tutum tam manasıyla işbirlikçiliktir; Siyonist caniliğe siyasi destek sunmaktır. RTÜK aldığı bu kararla Siyonist şiddete ve ırkçılık suçuna katkı sağlamıştır.
İsrail vahşetini tüm dünya ile birlikte Türkiye halkının da günlerce, haftalarca sokaklarda, meydanlarda protesto ettiğini RTÜK üyeleri görmedi mi? Bu acımasız Siyonist saldırganlığa karşı insanlık vicdanı yeryüzü genelinde harekete geçmedi mi? Hemen her yerde İsrail protestoları dalga dalga yayılıp, hükümetleri tavır almaya zorlamadı mı? RTÜK mantığına göre İsrail'i protesto etmek şiddeti teşvik ve ırkçılık sayılmalı ise, tüm dünya halkları suçlu olmalı!
Hayır, suçlu olan saldırganlığa karşı tavır alanlar değil, Siyonist katillerdir! Ve onlarla birlikte Siyonistlerin suçlarını görmezden gelip, İslami ve insani bir sorumluluk duygusuyla harekete geçip, elinden geldiğince bir şeyler yapma gayreti gösteren insanları, kuruluşları mahkum etmeye kalkanlardır!
Başkanına yönelik kampanyayı savuşturmak için kartel medyasına kuyruk sallayan ve kamunun hakkı sayılması gereken cezaları bir kalemde silme kararı alan RTÜK'ün İsrail protestosu nedeniyle İslami bir radyoyu cezalandırması işgüzarlıkta sınır tanınmadığını göstermiştir. Birilerine yaranma çabasının tezahürü olduğu belli bu gayrı adil ve gayrı hukuki kararı alanlar işgüzarlığın, yaranmacılığın bugüne dek kimseye şahsiyet ve onur kazandırmadığını bilmelidirler. Safların bu kadar netleştiği bir ortamda canilerden, saldırganlardan yana saf tutanlara yazıklar olsun!
ÖZGÜR-DER