Özgür-Der Milli Eğitim Önündeydi: "Andımız" Kaldırılsın!
Özgür-Der, eğitim alanında süregelen dayatmalar arasında öne çıkan konuları gündemleştirmeye devam ediyor.
Geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da biri Saraçhane Parkı ve biri Beyazıt Meydanı’nda olmak üzere iki ayrı eylem düzenleyen Özgür-Der, eğitimle ilgili bu yılki eylemlerin üçüncüsünü Cağaloğlu’ndaki Milli Eğitim İl Müdürlüğü önünde düzenledi.
Saat 14.00’te Cağaloğlu’ndaki İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanan Özgür-Der mensupları adına Güney Uzun, bu eylemlerin neden düzenlendiğine ilişkin şunları söyledi: “İlköğretimde devam eden başörtüsü yasağına, her sabah çocuklara okutulan ‘Andımız’ zulmüne ve eğitim-öğretimdeki ırkçı müfredata son verilmesini; ayrıca liselerde okutulan Milli Güvenlik Bilgisi dersinin kaldırılmasını, kesintisiz eğitim zulmünün son bulmasını ve anadilde eğitim özgürlüğünü talep etmek için buradayız.”
“Başörtüsü Yasağı ve Andımız Dayatmasından Arındırılmış Bir Eğitim Çocuklarımızın Hakkıdır!”, “Okulda Kışla Düzenine Son! Irkçı-Tağuti Ant Dayatmasına Hayır! Her Kademede Başörtüsüne Özgürlük!”, “Başörtüsü Yasağına, Andımız Saçmalığına, Anadilde Eğitim Yasağına, Milli Güvenlik Despotizmine, Kesintisiz Eğitim Zorbalığına HAYIR!” yazılı pankartların açıldığı eylemde “Kemalist Şoven Ant Dayatmasına Son!” , “Kemalist Şartlandırmaya Hayır! İnanca Saygı Eğitime Özgürlük!”, “Kesintisiz Eğitim = Kesintisiz Zorbalık”, “Anadilde Eğitim Hak; Tartışılması Ayıptır!” vb. yazılı dövizler taşıdılar. Ayrıca çocukların ellerindeki “Neden İnanmadığım Değerler Üzerine Ant İçmeye Zorlanıyorum?”, “Niçin Okula Başörtümle Gidemiyorum?” yazılı dövizler dikkat çekti.
Özgür-Der Genel Başkan Yardımcısı Kenan Alpay, eylemde yaptığı konuşmada “Andımız” denilen yemin metninin akıldan uzak olduğu gibi İslami inanca aykırı ve ırkçı ifadeler içerdiğini ifade etti. Ant dayatmasının şirk içeren sözlerinin çocuklarımıza zorla okutulmasının büyük bir zulüm olduğunu ifade eden Alpay, uygulamanın ırkçı içeriğinden ötürü insani olmadığını da sözlerine ekledi.
Kur’an kursu için yaş sınırının kaldırılması ve Milli Eğitim Bakanlığı yapısından Atatürk milliyetçiliği ve laiklik ilkesinin çıkarılmasının olumlu bir gelişme olduğunu ifade eden Alpay, Kemalist müfredata da son verilmesi gerektiğini söyledi. Başörtüsü yasağı denilen zorba uygulamanın ilköğretimden ve liselerden de kaldırılması gerektiğini belirten Alpay, Balyoz ve Ergenekon iddianamelerinde geçtiği gibi adeta cuntaların casusluk faaliyeti olarak gördüğü Milli Güvenlik derslerine de bir an önce son verilerek okulların kışla görünümünden arındırılmasını istedi. Çocuklarımızın fiziksel ve biyolojik olduğu kadar zihinsel anlamda da her tür cahili kirlilikten, ırkçı ve Kemalist dayatmalardan arındırılması gerektiğini söyleyen Alpay, inançlarımıza ve insanlığa aykırı ideolojik yaklaşımların okullardan temizlenmesi gerektiğini söyledi. Alpay, sözlerini anadilde eğitim özgürlüğünün insani bir hak olduğu vurgusuyla tamamladı.
Eylem boyunca “Herkes İçin Adalet Başörtüye Özgürlük!”, “Irkçı-Kemalist Müfredata Son!”, “Çocuklar Bizimdir Devletin Değil!”, “Irkçı Andı Reddediyoruz!”, “Okullarda Başörtü Yasağına Son!”, “Yaşasın Başörtüsü Mücadelemiz!”, “Çocuklar Asker Okul Kışla Değildir!”, “Milli Güvenlik Dersleri Kaldırılsın!”, “Okullarda Kışla Düzenine Son!”, “Kemalizmin Değil, Rabbimizin Kuluyuz!”, “İslami Kimlik Şerefimizdir!”, vb. sloganlar atıldı ve tekbir getirildi.
Eylem Nurten Şerbetçi’nin Özgür-Der adına okuduğu basın açıklamasıyla sona erdi. Eğitimle ilgili öncelikli taleplerin yer aldığı basın açıklamasının tam metnini aşağıda okuyabilirsiniz.
HAKSÖZ-HABER
Fotoğraflar: Afgani Türkmen - Muharrem Baykul / Haksöz-Haber
***
BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ:
OKULLARDA BASKI ve ZULMÜN SEMBOLÜ HALİNE GELEN
ANT DAYATMASI ve BAŞÖRTÜSÜ YASAĞINA DERHAL SON VERİLSİN!
17 Eylül 2011
Yeni bir eğitim-öğretim döneminin arifesindeyiz. Pazartesi günü ilköğretim okullarının tamamında ve liselerde öğrenciler ve öğretmenler ders başı yapacaklar. Ne yazık ki, pek çok sorun yerli yerinde durmakta. Israrla gündeme taşımaya çalıştığımız haklı taleplerimiz duymazlıktan gelinmekte. İslami kimlik ve değerleri hayatımızın temel ekseni belleyen bizler ve çocuklarımız için okullar yabancılaştırma, yok sayma, inkar mekanı olmaya devam etmekte.
Ant dayatması bu durumun en somut göstergesini teşkil ediyor. İslami kimliğimizin yok sayılması ve bütünüyle cahili bir kimlik inşa çabasının sembolü olan bu ritüel akıl almaz bir bağnazlıkla sürdürülüyor. Her sabah çocuklarımız etnik temelli bir kimlik izharına zorlanıyor, mutlu olmak için ulusal aidiyete mecbur tutuluyor, yetmiyor, totaliter bir anlayışın yansıması olarak varlıkları ne olduğunu bilmedikleri bir ideolojik kimliğe armağan ettiriliyor! Yetkililere soruyoruz: Bu akıldışı komedinin, bu ırkçı ayıbın çoktan bitmesi gerekmiyor muydu? Hala bu saçmalık niye sürdürülmek isteniyor?
Öte yandan okulların açılması, maalesef ilköğretim okulları ve liselerde başörtülü okumak isteyen kızlarımız için sistematik zulmün de başlaması anlamına geliyor. Toplum vicdanında derin yaralara yol açan bu sorunun giderilmesi için yetkililerin gerekli düzenlemeleri yapmaktan imtina ettiklerini ve insanların hak ve özgürlük alanlarına ipotek koyma anlamına gelen bu yasağa son verecek adımların atılmadığını görüyoruz. Bu yüzden İslami kimliğimizin bir gereği olarak başlarını örtmek isteyen kız çocuklarımızın bu yıl da ruhlarına yasakçılık hastalığı hakim olmuş bürokratlarca baskı altına alınmaya çalışılacağından endişe ediyoruz.
Bu noktada Hükümetin ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın temel hak ve özgürlüklerin tesisi konusunda tutarlı ve cesur davranması gerektiğini hatırlatıyoruz. Nitekim bu hafta içinde yayımlanarak yürürlüğe giren MEB’in yeniden yapılanmasına ilişkin kanun hükmünde kararnamenin çok olumlu değişiklikler ve önemli düzenlemeler içerdiğini de gözlemliyoruz.
Okulu kışla, öğrencileri de asker gibi algılayan ve resmi ideolojik şartlandırmayı esas alan önceki misyon tanımının değiştirilmiş olması ve Atatürkçülük, milliyetçilik, milli güvenlik siyasetine bağlılık gibi vurguların eğitimle hedeflenen ilkeler olmaktan çıkarılmasını çok önemli bir gelişme olarak görüyor ve destekliyoruz. Mamafih bu genel düzenleme ile yetinilmemesi gerektiğini de hatırlatıyor, resmi ideolojik şartlandırma ve dayatmaların tümüyle terk edilmesini talep ediyoruz.
Bu aşamada kesintisiz eğitim uygulamasıyla İmam Hatip Okullarının kapatılan orta kısımlarının yeniden açılması, Milli Güvenlik derslerinin müfredattan çıkartılması, anadilde eğitim yasağının kaldırılması için gerekli düzenlemelerin acilen yapılmasını bekliyoruz. Ve tipik bir inkar ve baskı sembolüne dönüşmüş olan ant uygulamasının ve başörtüsü yasağının derhal kaldırılması için hiç vakit kaybetmeksizin harekete geçilmesini talep ediyoruz.
Özgür-Der