Özgür-Der: "Çiçek Serbest, Hukuk Tutuklu!"

Özgür-Der: "Çiçek Serbest, Hukuk Tutuklu!"

Özgür-Der ve Mazlumder, Albay Çiçek’in skandal bir kararla serbest bırakılmasını protesto amacıyla bugün İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi önünde bir protesto eylemi yaptı.

Özgür-Der ve Mazlumder, Albay Çiçek'in skandal bir kararla serbest bırakılmasını protesto amacıyla bugün İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi önünde bir protesto eylemi yaptı. Darbe belgesinin orijinalin ele geçirilmiş olması dahi yargı kurumları tarafından suçun sübutuna yeterli görülmemiş oldu. Darbe örgütlenmesinin mensubu Albay Çiçek'in ikametinin belli olması ve zanlının memuriyeti bahane edilerek salıverilmesini protesto eden Özgür-Der ve Mazlumder üyeleri "Genelkurmay Yargıdan Elini Çek!" ve "Cuntaya Hayır, Darbeciler Yargılansın!" pankartı açtılar.

Protesto eyleminde ilk sözü alan Rıdvan Kaya Albay Çiçek'e ilişkin serbest bırakma kararı ile yargı üzerindeki asker gölgesinin tescillendiğini ifade etti. Kaya halka ve siyasete karşı örgütlenmiş bir cunta yapılanmasına mensup olanların hangi durumda tutuklu kalması gerektiğine dair yargının sürekli darbeciler lehine esnediğine dikkat çekti. İlk tutukluluk haline belgenin orijinali yok denilerek itiraz edildiğini hatırlatan Kaya ikinci tutukluluk haline ise sabit ikameti var denilerek itiraz edildiğini ve bu itirazların Ergenekoncu Çiçek'in serbest kalması için yeterli sayılmasına dikkat çekti. Kaya "Sorunun temelinde merkezinde Genelkurmay'ın olduğu militarist yapılanma var. Bu yapılanma ile hesaplaşmadan ne hukuk ne temel hak ve özgürlükler teminat altına alınabilir."

Rıdvan Kaya'nın ardından söz alan Mazlumder Genel Başkan Yardımcısı Cüneyt Sarıyaşar ise "Başbakan gecikmeksizin Org. Başbuğ'u ve darbe örgütlenmesine karışan bütün subayları görevden almalıdır. TSK, Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanmalı ve iç güvenlikten tamamen el çektirilmelidir. Namlusunu halka çevirmiş bir ordu hiçbir gerekçe ile meşru görülemez." dedi.

Son olarak İLKAV Genel Başkanı Mehmet Pamak ise özetle şunları ifade etti: "Sorunun merkezi olarak Türkiye'de darbeci zihniyetleri yetiştiren eğitim anlayışı ve yasal düzenlemeler var. Bu darbe fideliği kesinlikle tasfiye edilmelidir. Ordu yeniden yapılandırılmalı, iç güvenlikten tamamen çekilmeli, cunta yapılanmasına karışan tüm subaylara derhal görevden el çektirilmelidir. Askeri bürokrasinin halka tahakküm etme yolları tamamen kapatılmalı ki adalet, güvenlik ve huzur temin edilebilsin. Ordu mensupları rehabilitasyona tabi tutularak darbeci saplantılarından kurtarılmalıdır."

Protesto eylemine katılan topluluk tarafından "Genelkurmay Yargıdan Elini Çek", "Ergenekon Çetesi Dağıtılsın Militarizm Bataklığı Kurutulsun", "Darbeci Karargah Dağıtılsın!", "Hükümet Başbuğ'u Görevden Al!" ve "Darbeciler Serbest, Hukuk Tutuklu!" sloganları atıldı.

Haksöz Haber

Fotoğraf: Murat Ayar

Basın açıklamasının tam metni:

Ergenekon Cuntası Hükümeti Düşürüp Meclis'i Kapatmadan

Hükümet Ergenekon Cuntasını Dağıtmalıdır!

14 Kasım 2009

Genelkurmay Karargahında hazırlanan "İrticayla Mücadele Eylem Planı"nın orijinali ele geçirilmesine ve bu orijinal belgede ıslak imzası olmasına rağmen Kurmay Albay Dursun Çiçek tutuklu bulunduğu Hasdal Askeri Cezaevi'nden serbest bırakıldı. 'Kaos Planı' olarak bilinen ve Hükümeti düşürmek Meclis'i kapatmak ve halkı düşmanlığa teşvik edici bir dizi provakatif eylemler planlayan askeri bir cunta olarak bilinen Ergenekon Terör Örgütü'ne üye olmaktan yargılanan ve iki kez tutuklanan Albay Dursun Çiçek'in ikinci kez tahliye edilmesi yargı üzerindeki asker gölgesinin ne kadar da belirleyici olduğunu göstermektedir.

Hükümet, toplumsal güvenliği sağlamak ve hukukun gereğini yerine getirmek konusunda tereddütlü davranmamalı ve Albay Dursun Çiçek'in dahi görevden alınmasını sağlayamayan bir acziyet görüntüsü vermemelidir. Albay Dursun Çiçek kaos planını Genelkurmay Karargahında ve bütün üstlerinin emir ve bilgileri doğrultusunda hazırlamıştır. Aksi bir durum mümkün değildir. Albay Çiçek'in tutuklanmasına engel olmaya çalışan Genelkurmay hiyerarşisi aslında Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ve Karargahtaki ilgili birimlerin görevden alınmasını ve tutuklanmasını engellemeye çalışmaktadır. Albay Çiçek'in tutuklanması, görevden alınması ve mahkum edilmesi bugün adına Ergenekon Cuntası denilen halka ve siyasete silah doğrultmayı bir hak olarak gören militarist-darbeci örgütlenmenin tasfiye edilmesi demektir.

Albay Dursun Çiçek'in mahkumiyeti ile başlayacak sürecin Org. Hasan Iğsız'a ve oradan da Org. İlker Başbuğ'a uzanacağını görememek mümkün değildir. Siyaseti ve toplumu yargı üzerinden ablukaya alan militer kuşatma Albay Çiçek'i kurtaramazsa işin sonunun Genelkurmay Karargahına ulaşacağını çok iyi bilmektedir. Şemdinli sürecinde Umut Kitabevi'ni bombalayan astsubayları "iyi çocuklar" olarak tanımlayan Org. Büyükanıt nasıl ki yargı sürecine müdahale edip önce bombacı astsubayları sonra da kendini kurtardıysa bugün de aynı süreç Albay Çiçek ve Org. Başbuğ ikilisi üzerinden sürdürülmek isteniyor. Albay Dursun Çiçek Ergenekon Cuntası'nın 'kilit taşı'dır. Bu kilit taşının oynatılmasını engelleyebilirse Ergenekoncular, bu kilit taşını yerinden oynatıp devamını getirebilirse siyaset ve toplum kazanacaktır.

Adı "Bilgi Destek Şubesi" olarak değiştirilen birim yıllarca Genelkurmay'da Psikolojik Harekat Daire Başkanlığı olarak çalışmış ve andıçları, muhtıraları, brifingleri ve kamuoyunu şok edici provakatif eylemleri planlayıp icra etmiş karanlık bir örgütlenmedir. Türkiye'deki iktidar mücadelesinin arkasında halkı ve siyaseti kışla düzenine entegre etmeye, esas duruşta durmaya zorlayan darbeci bir örgütlenme olduğu kesindir. Ak Parti Hükümeti bütün bir ülkeyi kışla mantığına mahkum etmeye iman etmiş, siyasete ve topluma emir vermeyi kendinde doğal bir hak olarak gören ve iktidar hırsıyla gayrı meşru ve insanlık dışı her türlü yöntemlere gözünü kırpmaksızın sarılan bu cuntacı yapılanmayı dağıtmalıdır. Ergenekon Cuntasının dağıtılması ve yargılanması için başta Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ olmak üzere "İrticayla Mücadele Eylem Planı"nda adı geçen tüm karargah subayları açığa alınmalı ve yargı süreci hızlandırılmalıdır.

Özgür-Der

Önceki ve Sonraki Haberler