Özgür-Der: Anadilde Eğitim Hakkı Tanınmalı!
Özgür-Der: “Anadil yasağı sadece Kürt kavminden insanlarımızın değil, bu ülkede yaşayan herkesin karşı çıkması gereken bir zulüm sayılmalı.”
Anadilde eğitim talebiyle BDP'nin okullarda bir haftaya boyunca sürdüreceği boykot hakkında bir açıklama yapan Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, eğitimde ve hayatın tüm alanlarında anadilin kullanılması talebinin temel bir hak olduğunu ifade etti.
Konuyu gündemleştiren siyasi hareketin bugüne dek bu konuda çok somut bir talep ve program önermemiş olmasına da dikkat çeken Rıdvan Kaya, "çocukların siyasal tartışmalara alet edilmemesi", "eğitimlerinin aksamaması" yönündeki klişe söylemleri tutarsızlık olarak niteledi. Okul boykotunu bir hak ihlali olarak algılayan devletin, önce sırf inançlarından ötürü 'bazı öğrencileri boykot etme' tavrını terk etmesi gerektiğini söyleyen Kaya, inancıyla, kültürüyle herkesin özgürce yaşayabildiği bir ortamı fiilen imkansız kılan resmi ideolojik dayatmalarından vazgeçilmesi çağrısında bulundu.
Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklama:
ANADİLDE EĞİTİM HAKKI TANINMALI,
İSLAMİ KİMLİĞİ HEDEF ALAN DAYATMALARA SON VERİLMELİDİR!
20 Eylül 2010
Anadilde eğitim talebini gündemleştirmek için okulların bir hafta süreyle boykot edilmesi çağrısı Türkiye'de eğitim alanında süregelen çarpıklıkları ve adaletsizlikleri bir kere daha ortaya koydu. BDP'nin çağrısıyla okulların açıldığı bugünden başlamak üzere 5 gün süreyle gerçekleşmesi talep edilen okul boykotunun Kürt illerinde etkili olması bekleniyor.
Aslında TC sisteminin asırlık bir utancı sayılması gereken anadil yasağı sadece Kürt kavminden insanlarımızın değil, bu ülkede yaşayan herkesin karşı çıkması gereken bir zulüm sayılmalı. Ne var ki, çeşitli siyasal nedenlerle bu konunun dar bir zeminde ele alındığı görülüyor. Konuyu gündemleştiren siyasi hareketin bugüne dek bu konuda çok somut bir talep ve program önermemiş olması ise gündemin daha ziyade bir güç gösterisi şeklinde algılanmasına yol açıyor.
Tüm bu arka plan tartışmalarından bağımsız olarak, eğitimde ve hayatın tüm alanlarında anadilin kullanılması talebinin temel bir hak olduğu gerçeğinden hareketle biz bu talebi destekliyoruz. Bu talebin dikkate alınması için gündemleştirilen okul boykotu çağrısının ise mantıklı ve işlevsel bir eylem olduğuna inanıyoruz. Okulu kutsayan ve devletin adeta hayatın dışına çıkartıp, hiç kimselere dokundurtmadığı bir alan muamelesi yapma anlayışını ise saçma ve tehlikeli buluyoruz. Öğrenciler devletin istediği gibi biçimlendireceği nesneler değil, belli bir inanca, kültüre, sosyal çevreye ait varlıklardır, öncelikle de kendi ailelerinin üyeleridirler. Dolayısıyla "çocukların siyasal tartışmalara alet edilmemesi", "eğitimlerinin aksamaması" vb. tezlerin temel bir hak talebinin püskürtülmesine gerekçe kılınmasını yanlış buluyoruz.
Kaldı ki, boykot çağrısına tepki olarak, başta Milli Eğitim Bakanı olmak üzere, son günlerde eğitimin öneminden ve okula devam etmenin gerekliliğinden sıkça söz eden yetkililere tutumlarında pek de tutarlı olmadıklarını hatırlatıyoruz. Bu ülkede yaşayan milyonlarca kızımıza başörtüsü yasağı dolayısıyla fiilen okul kapılarını kapatan ya da çelişkiler içinde ezik, hırpalanmış, aşağılanmış bir ruh haliyle derse devam etmeyi dayatan bir devletin eğitim hakkının engellenmemesi gerektiğinden söz etmesi doğrusu hiç inandırıcı gelmiyor. Devlet okul boykotunu bir hakkın ihlali olarak algılıyorsa, önce sırf inançlarından ötürü "bazı öğrencileri boykot etme" tavrını terk etmelidir. İnancıyla, kültürüyle herkesin özgürce yaşayabildiği bir ortamı fiilen imkansız kılan resmi ideolojik dayatmalarından vazgeçmelidir.
ÖZGÜR-DER