Özgür-Der: “28 Şubat’ın Tüm Kirlilikleri Kaldırılmalı!"
Erdoğan’ın EMASYA’nın kaldırılması yönünde adım atıldığını açıklaması hakkında bir açıklama yapan Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, bu açıklamanın önemli ve olumlu gelişmelere işaret ettiğini belirtti. Açıklamada 28 Şubat sürecinin tüm kirlilikleriyle birlikte kaldırılması gerektiğine de dikkat çekildi.
Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya'nın yaptığı açıklamada EMASYA ile ilgili kamuoyu duyarlılığının etkisini de göstermesi açısından Başbakan'ın EMASYA ve iç tehdit konsepti ile ilgili adım atacağını ifade etmesinin olumluluğuna dikkat çekildi.
28 Şubat sürecinde ihdas edilen darbeci kafa ürünü diğer uygulamaların ve militarist işleyişe zemin teşkil eden tüm çarpıklıkların giderilmesi gerektiğinin de belirtildiği Özgür-Der bildirisinde Saldıray Berk'in ifade vermemesi, Erzincan'da tatbikat adı altında 3. Ordu Tabur Komutanlığı'na bağlı motorize araçların yürütülmesine ve ardından mahkemenin Albay Recep Gençoğlu hakkında verdiği karara da dikkat çekildi.
Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklama:
28 ŞUBAT SÜRECİ TÜM KİRLİLİKLERİYLE BİRLİKTE ORTADAN KALDIRILMALIDIR!
1 Şubat 2010
Başbakan Erdoğan'ın TRT 1'de dün (31 Ocak 2010) yayınlanan bir programda EMASYA Protokolü'nün iptaline ve Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nden iç tehdit konseptinin kaldırılacağına dair açıklamaları son derece önemli ve olumlu gelişmelere işaret etmektedir.
28 Şubat darbe sürecinin mimarlarının dayatmalarıyla ülke gündemine sokulan bu kavram ve düzenlemelerin halk ve siyaset üzerindeki militarist tahakkümü perçinleyen niteliği açıktır. En son ortaya çıkarılan Balyoz darbe planında da bir kere daha görüldüğü üzere bu zemin hep darbecilerce meşruiyet arayışlarına gerekçe kılınmıştır. Son darbe ifşaatlarıyla birlikte kamuoyunda, hukukdışı arayışların ve militarist kuşatmanın gerekçesi, daha doğrusu bahanesi kılınan bu düzenlemelere artık son verilmesi kanaati güçlenmiş ve bu yönde talepler artmıştır. Kuşkusuz, Başbakan'ın aslında çok daha önce atılması gerekirken, geciktirilerek bugünlere kadar korunan bu düzenlemelerle ilgili olarak nihayet adım atma konumuna gelindiğini açıklaması kamuoyu duyarlılığının etkisini göstermesi açısından da önemli bir gelişme sayılmalıdır.
Tatbikat mı, Gözdağı mı?
Bu noktada gerek 28 Şubat sürecinde ihdas edilen darbeci kafa ürünü diğer uygulamaların, gerekse de en genelde militarist işleyişe zemin teşkil eden tüm çarpıklıkların giderilmesi için de çaba sarf etme zorunluluğu vardır. Darbecilerin kendi kendilerine kışlalarına çekileceğini ve cuntacılık batağından çıkabileceklerini düşünmek saflıktır. Ellerindeki tüm kozları kullanmaya devam edecek ve önceki süreçte elde ettikleri imtiyaz ve alışkanlıklarını muhafaza etmenin gayreti içinde olacaklardır.
Nitekim 28 Ocak Perşembe günü Erzincan'da yaşanan "tatbikat" hadisesi bu konuda somut bir gösterge sayılabilir. Erzincan'da bulunan 3. Ordu Tabur Komutanlığı'na bağlı motorize araçlar 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk'in emriyle kışlalarından çıkıp Üzümlü ilçesi sınırına kadar 17 kilometrelik güzergâhta gidip gelmişlerdir. Kışa hazırlık anlamında rutin bir tatbikat olduğu açıklanan bu "tur"un, Erzincan eski Jandarma Alay Komutanı Albay Recep Gençoğlu'nun Erzurum Savcılığının emriyle şu andaki görev yeri olan Eskişehir'den gözaltına alınıp Erzurum'a getirildiği gün gerçekleştirilmesi dikkat çekicidir.
Albay Recep Gençoğlu, Erzincan'da görev yaptığı sırada Dursun Çiçek imzalı eylem planının icraya konulduğunu hatırlatacak şekilde gerçekleştirilen karanlık bir operasyonla ilgili olarak suçlanmaktadır. Aynı konuda Saldıray Berk de zanlı konumundadır ve savcılıkça ifadeye çağrılmıştır. Ne var ki, aradan uzun bir zaman geçmesine rağmen Saldıray Berk ifadeye gitmemiştir.
İşte bu arka plan ister istemez tam da Gençoğlu'nun gözaltına alındığı gün gerçekleştirilen bu "rutin" tatbikatın ne kadar rutin olduğu sorusunu akla getirmektedir. Onlarca askeri aracın 17 kilometre gidip geri gelmesi ile acaba bir yerlere mesaj mı verilmeye çalışılmaktadır. Akla 28 Şubat sürecinin fitili ateşleyen Sincan'da tank yürütme fiili gelmektedir. Hatırlanacak olursa Sincan'da da tankların rutin faaliyet icra ettikleri açıklanmıştı. Aslında ordunun bu tür faaliyetleri zaten hep "rutin" algıladığını düşünürsek, belki de ortada anlaşılmayacak durum kalmayabilir.
Tatbikat Sonuç Verdi mi?
Ve böylesi bir gelişmeden sonra Albay Gençoğlu'nun Erzurum'da özel yetkili savcılıkça ifadesinin alınmasından sonra tutuklanmak üzere sevk edildiği mahkeme tarafından serbest bırakılması ister istemez birtakım şaibeleri beslemiştir. Kamuoyu şimdi doğal olarak acaba Orgeneral Saldıray Berk'in emriyle icra edilen "rutin tatbikat" ile bu serbest bırakılma olayı arasında bir bağlantı olup olmadığını merak edecektir!
Sürecin acil adımlar gerektirdiği ve hesaplaşmanın kaçınılmaz olduğu açıktır. Meclis ve Hükümet 28 Şubat sürecinde ihdas edilen tüm militarist düzenlemeleri iptal etmeli, aynı zeminde gelişen alışkanlıkları da topyekûn ortadan kaldırılmalıdır. Askeri kışlasına, asli vazifesine döndürmek için gereken adımlar cesaretle atılmalı ve bunun en güvenilir yolu olarak da 28 Şubat sürecinin tüm sorumluları darbecilik suçundan bir an önce yargı önüne çıkartılmalıdır!
ÖZGÜR-DER