Müslüman Şahsiyet Eksikliği Konuşuldu
Özgür-Der’in her ayın son çarşambasında Zübeyde Hanım Kültür Merkezi’nde Aşılması Gereken Zaaflarımız ana başlığıyla düzenlediği panellerin 5.’si 27 Şubat, Çarşamba akşamı yapıldı.
Birey-Cemaat İlişkisinde Zaaflar-1: İSLAMİ ŞAHSİYET EKSİKLİĞİ adını taşıyan bu ayki panelde İslami cemaat ve Müslüman şahsiyetin zaafları değerlendirilirken şahsiyet oluşumunun nasıl olması gerektiği tartışıldı.
Panel yöneticisi Bahattin Urlu konuya dair kısa bir sunum yaptığı konuşmasında bireyselleşme sorununa dikkat çekerek aslında bu sorunun salt modern bir hastalık olmadığını, tarih boyunca insanın sürüklendiği bir zaaf olduğunu ve nebilerin de bunun ıslahı için mücadele ettiklerini belirterek "sağlıklı bir şahsiyet oluşmadan sağlıklı bir İslami yapı da mümkün olamaz", dedi. Konunun önemini böylece ortaya koyduktan sonra Urlu, sunumunu yapması üzere sözü tebliğcilerden Ramazan Kayan'a verdi.
Konunun önemine dönük vurgularıyla sunumuna başlayan Kayan, şahıs ve şahsiyet kavramları üzerine durduğu konuşmasında insanın fıtri yapısını tahlil ettikten sonra İslami yapının ödevinin şahıslara şahsiyet kazandırmak olduğunu söyledi. Şahsiyetli insanlar oluşturma yolunda cemaatlerin usulî yanlışlarına da değinen Kayan, bunlardan mükemmeliyetçi yaklaşımın olumsuzluklarına dikkat çekerek insan yetiştirmede mutlaka insanın fıtri yapısı ve ihtiyaçlarının dikkate alınması ve insana ilgi gösterilmesi gerektiğini belirterek bununla birlikte insanları şımartmanın da ayrı bir yanlış olduğunu söyledi. Yapılması gerekenini de Kayan "insanları şartlandırma ve şımartma değil, şuurlandırma" olarak saptadı.
Müslüman şahsiyet olma yolundaki insanlarda bugün savrulmaya kadar varan birçok olumsuzluğun gözlendiğini söyleyen Kayan, bunlar arasında en önemlilerinin de 1- laubalilik, 2- gösteriş, 3- şekilcilik, 4- ciddiyetsizlik ve 5- itidalsizlik olarak saptadıktan sonra bunları kısaca tahlil etti. Bu genel olumsuzlukların yanı sıra cemaatsel birliktelik içerisinde bulunan şahsiyetlerde gözlenen diğer bazı zaafları da 1- zihinsel donukluk, 2- ruhsal yorgunluk, 3- yön-yöntem noktasında bulanıklık 4- tatmin edici, somut pratikler geliştirememe 5- gelecek tasavvurunu netleştirememe 6- adanmışlık ve fedakârlık bilinci eksikliği 7- faydacılık ya da pragmatizmi belirleyici ölçü edinme ve bunu birliktelik zemini kılma olarak saptayan konuşmacı, bunları tahlil ettikten sonra yapısal birliktelik içerisinde şahsiyetin nasıl oluşması gerektiği ve bunun için yapılması gerekenler üzerinde durdu. Bu bağlamda "cemaat kişiliği yok etmemeli" diyen Kayan, böyle bir durumun var olduğunu belirterek gerek fert ve gerekse de cemaat düzeyinde 1- kimseye dayanmama, kendi ayakları üzerinde durma ve bağımsız olma, 2- aidiyet bilincini şahıs ya da yapı değil davanın esasları üzerine oturtma, 3- sorumluluk bilincini zinde kılacak programlar yapma, 4- ölümü hayatın içine taşıyarak diri bir ahiret bilincini oluşturma, 5- bireyselleşme ve sekülerleşmeyi engelleyecek sürekli bir mücadele bilinci ve cemaat birlikteliğini gündemleştirme, 6- güçlü ve etkili bir örneklik sergileme, 7- başarı forması yerine takva örtüsüne bürünme, 8- helal-haramı, özellikle de ekonomik alanda hududullahı gözetme, 9- vahiyde, teori ve pratikte derinleşme, 10- birliktelik ruhunu besleyecek ders halkaları oluşturma ve buradaki okumalardan edinilecek birikimi süreklileştirip yaygınlaştırma, 11- çabaları önemsemek ve sonucu Allah'a havale etmenin üzerinde durarak eleştirel bir akl, kurucu bir irade, dinamik bir kalp ve berrak bir zihin inşasının gerektiğinin altını çizerek konuşmasını tamamladı.
İkinci konuşmacı Oltay Altın ise Müslüman kavramındaki şahsiyet tamlamasını irdelediği konuşmasında aslında müslüman, mümin kavramlarının tek başına yeterli olduğunu ancak tarihi süreçte yaşanan zaaflar ve günümüzde içerisinde bulunulan sorunlar dolayısıyla böyle bir tanımlamaya ihtiyaç duyulduğunu belirterek Müslüman şahsiyetin Hicri ikinci yüzyıldan itibaren çözülmeye başladığını, modern süreç ile birlikte de bu çözülmenin derinleşerek sürdüğünü söyledi. Tarihsel süreç ve yaşanan konjonktür üzerinden buna örnekler veren Altın, Müslüman şahsiyetin Kur'an'daki sabiqûn kavramına tekâbül etmesi gerektiğini, zaten dine girmenin de kendisiyle birlikte organize, adil ve şahid bir ümmet olma sorumluluğunu beraberinde yüklediğini ve dolayısıyla öncü sabiqûndan olma noktasında Müslümanların bir tercih hakkına sahip olamayacağını söyledi. Müslüman şahsiyetin zaafları konusunda kimlik parçalanması/şahsiyet bölünmesine özellikle dikkat çeken konuşmacı, "tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar bir kimlik parçalanmasıyla karşı karşıyayız" dedi. 1- şahsiyet parçalanması, 2- bireyselleşme eğilimi, 3- mesleki kimliklerin mücadelenin önüne geçirilmesi bağlamında sekülerleşme, 4- şiddetin öne çıkması sonucu mesajın dilinin değişmesi, 5- hiyerarşiyi mutlaklaştırma, 6- etkinliklere katılmakla yetinme, ve 7- okumayı amaçlaştırmayı karşılaşılan temel zaaflar olarak zikreden Altın, Müslüman şahsiyeti inşa etme yolunda kazanılması ve kazandırılması gereken vasıfları da şöyle sıraladı: 1- var olanla yetinmemek ve öncü olma yolunda gayret, 2- sürekli bir ahiret bilincine sahip olmak, 3- mücadelede süreklilik ve sebat, 4- sağlam-yakini bir itikadî temel, 5- doğru-derin bilgilenme, 6- doğru bilgiyi sosyalleştirme/tebliğ, 7- el-emin vasfına sahip olma, 8- kolektif liderlik/fikrin önderliğine ittiba etme, 9- cemaatleşme azmi içerisinde olma, icabında tek başına bir ümmet olabilme, 10- donanımlı olma ve hayata tevhidi/bütüncül bakmak, 11- kuşatıcı olmak, 12- ısrarcı ve dinamik olmak, 13- diri bir imtihan bilinci edinme ve bunu başarı-yenilgi algısına da yaymak, 14- bütüncül bir perspektif için güncel gelişmeleri takip etmek ve siyasi tahlil yeteneğine ulaşmak, 15- zulme karşı yardımlaşıp dayanışmak.
Sonuç babında da insanlık ve ümmet sorunlarını önceleme fedakârlığı, hakkı ve sabrı tavsiye etmenin önemi üzerinde duran Altın "içerisinde bulunulan süreçte özellikle de rölativizm ve muhafazakârlaşmaya karşı teyakkuzda olmalıyız" diyerek konuşmasını "her birimiz yürüyen Kur'an olma azmi ve çabası içinde olmalıyız" vurgusuyla tamamladı.
Program dinleyicilerden gelen soruların her iki konuşmacı tarafından cevaplanmasıyla sona erdi.
Haksöz-Haber
Haber: Abdulvadüd Ay
Fotoğraflar: Niyazi Karaçay