“Mayın Meselesindeki Kuşkular Dağıtılmalıdır!”
Özgür-Der, kamuoyunda ortaya çıkan büyük tepki ve kuşkulara rağmen AK Parti hükümetinin ısrarıyla “mayın tasarısı”nın Meclis’te kabul edilmesi hakkında bir açıklama yaparak, AK Parti hükümetinin hayırlı bir işlemi korku ve endişe bulutlarıyla gölgelediğin
Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklamanın tam metni:
Hükümet Mayın Meselesinde Halkın Zihninde Biriken Şüpheleri Dağıtmak Zorundadır!
4 Haziran 2009
Kamuoyunda ortaya çıkan büyük tepki ve kuşkulara rağmen AK Parti hükümetinin ısrarıyla "mayın tasarısı" Meclis'te kabul edildi. Bilindiği üzere Suriye sınırı boyunca yerleştirilmiş mayınların temizlenmesi konusu günlerdir yoğun tartışmalara konu olmuş, hükümete yönelik olarak söz konusu arazinin İsrailli firmalara peşkeş çekileceğine dair iddialar, suçlamalar dillendirilmişti. Tüm bu iddialara, suçlamalara karşı hükümetin cevabı ise kuşkuları daha da artırıcı yönde cereyan etmiş ve halkı tatmin edici açıklamalar yerine Başbakan polemik yapmayı tercih etmişti. Muhalefeti konuyu bir yıpratma davasına dönüştürmekle suçlayan Başbakan ihale tasarısı ile İsrail'i ilişkilendiren yaklaşımların "ucuz karalama taktiği" olduğu şeklinde karşı suçlamalar getirmişti.
Meclis'te bu sabah erken saatlere kadar süren tartışmalı oturumun ardından kabul edilen yasaya göre Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi işi uluslararası ihale yoluyla gerçekleştirilecek. Karşılık olarak ihaleyi alacak firmaya mayından arındırılacak topraklar tarım faaliyeti yapmak üzere 44 yıllığına kiralanabilecek.
Konuyu muhalefetin yıpratma-karalama aracına dönüştürdüğünü iddia eden AK Parti hükümetinin sürecin başından itibaren çelişkili ve kuşku doğuracak bir politika izlediği açıktır. Hükümet Genelkurmay'ın zaaflı tutumunu izah etmekte zorlanmış, her fırsatta "dünyanın en güçlü ordularından biri" olmakla övünen TSK'nın kendi döşediği mayınları imha etmeyi becerememesinin nasıl büyük bir zafiyet içerdiğine yönelik soruları es geçmiştir. Aynı şekilde İsrail meselesiyle ilgili olarak açık bir tutum yerine polemikçi bir tutumla vaziyeti idare etme tavrı sergilemiştir. Konunun İsrail ile ne alakası olduğunu soran Başbakan'ın net ifadelerle İsrail firmalarının ihale dışında bırakılacağını ifade etmemesi, üstelik İzak-Hasan demagojilerine başvurması mevcut şüpheleri koyulaştırmıştır.
Hükümet bundan sonra atacağı adımların kamuoyu tarafından dikkatle izleneceğini bilmelidir. İsrail konusu Davos hatırlatmaları, muhalefetin ilkesizliği ve benzeri polemiklerle örtülemez. Öncelikle İsrail sıradan bir ülke değil; işgalci, saldırgan, yayılmacı bir güç, tüm Ortadoğu için bir çıbanbaşıdır. Böylesi bir ülkeye ait kuruluşları sınırda mayın temizliği ve 44 yıllığına toprak kiralaması gibi bir konunun haricinde tutmak aklın, ahlakın ve hukukun gereğidir. Bu hassasiyeti etnik ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve benzeri kavramlarla yaftalamak minareye kılıf çalmaktan farksız bir tutumdur.
Kaldı ki, söz konusu arazinin İsrail ile savaş hali içinde olan bir ülke olan Suriye sınırı olduğu görmezden gelinemez. Bir komşu ülkenin Kuzey sınırına yüzlerce kilometre boyunca düşman bir gücün unsurlarının yerleştirilmesine izin vermek, buna aracılık etmek asla mazur görülemeyecek büyük bir ayıptır, suçtur.
AK Parti hükümeti mayın temizleme konusunu tam manasıyla yüzüne gözüne bulaştırmıştır. Bölgede yaşayan vatandaşlar açısından çok gerekli ve insani açıdan da çok hayırlı olacağı açık bir işlemin korku ve endişe bulutlarıyla gölgelenmesine vesile olmuştur. En azından bundan sonraki süreçte kamuoyunu daha fazla gerecek, tedirgin edecek gelişmeleri engelleyecek adımlar atılmalı ve biriken kuşkuları gidermek üzere Siyonist işgal devletine ait firmaların bu riskli ve hassas ihale sürecine dahil edilmeyecekleri ilan edilmelidir.
ÖZGÜR-DER