Libya Konsolosluğu Önünde Protesto

Libya Konsolosluğu Önünde Protesto

Libya ve Bahreyn halklarının kıyamı Özgür-Der, Mazlumder ve İHH tarafından yapılan bir yürüyüşle selamlandı; Libya’daki katliamlar Libya Konsolosluğu önünde protesto edildi.

Tunus ve Mısır halklarının, diktatörleri devirmesinden sonra Ortadoğu'da birçok yerde isyan ateşi alevleniyor. Özellikle Libya'da göstericilere karşı Kaddafi yönetiminin katliam boyutunda şiddet uygulaması birçok tepkiyi beraberinde doğurdu. Libya'da Kaddafi diktasının gerçekleştirdiği katliamı protesto etmek, Libya ve Bahreyn halklarının kıyamını selamlamak için Özgür-Der, Mazlumder ve İHH'nın çağrısıyla bu akşam 19.00'da Taksim Meydanı'nda toplanan Müslümanlar, buradan "Libyalı Müslümanların Adalet ve Özgürlük Mücadelesini Destekliyoruz!" yazılı pankart açarak Gümüşsuyu'nda bulunan Libya Konsolosluğu önüne kadar yürüdüler.

Eylemde sivil halkı kıyıma başlayan Kaddafi ve oğulları protesto edildi. Kaddafi'nin fotoğrafları yakıldı.

"Yaşasın Libya Halkının Kıyamı, Kahrolsun Diktatörlük!", "Yaşasın Bahreyn Kıyamı Kahrolsun Diktatörlük!", "Kaddafi Diktası Döktüğü Kanda Boğulacak!", "Stop The Massacre Free Lıbyan People!", "İsyan Ateşi Zalimleri Yakacak!", "Zalim Kaddafi Döktüğün Kanda Boğulacaksın!" yazılı dövizler taşıyan kalabalık sloganlar ve tekbirlerle yolu trafiğe kapatarak Libya Konsolosluğu önünde polisin kurduğu barikata kadar yürüdü.

Konsolosluk önünde eylemi organize eden kuruluşlar adına eylemi Güney Uzun sunarken, ortak basın bildirisi gazeteci-yazar Hilal Kaplan tarafından okundu. Açıklamada Libya'da yaşananların katliam olduğu ifade edilerek, diktatörlerin sadece kendi halklarına değil aynı zamanda bütün insanlığa karşı savaş açtıkları belirtildi.

Kaplan'ın okuduğu bildiriden sonra Özgür-Der adına Haksöz dergisi yazarı Hamza Türkmen, Mazlumder adına Cüneyt Sarıyaşar birer konuşma yaptılar. Konuşmalarda Kaddafi'nin sivil halkın üzerine ateş etme emri tel'in edilerek Libya halkının direnişi selamlandı.

Hamza Türkmen "Bedel ödeyerek ulaştığımız özgürlüklerimizi, küresel kapitalizm, yerel güçler ve ABD, sistemi yeniden yapılanma adına, tüketim kültürünü bahşetme adına, kişiyi tekleştiren liberalleşme adına çalmak istiyor. Özgürlüklerimizi çaldırmamalıyız. Özgürlüklerimiz bizim içindir. Özgürlüklerimiz fıtratla ve vahiyle buluşmak içindir." dedi. Türkmen'in konuşmasının geniş özetini aşağıda okuyabilirsiniz.

Zalimlerin, diktatörlerin ne yaparlarsa yapsınlar, ölümü, şehadeti göze almış, özgürlük ve adalet talep eden halkları yenemeyeceklerini ifade eden Cüneyt Sarıyaşar ise adalet ve özgürlük isteyen halklarla dayanışma sorumluluğuna dikkat çekti. Sarıyaşar, "Diktatörlerin, zalimlerin tıpkı tarihte olduğu gibi Allah'ın da yardımıyla hiç ummadıkları bir zamanda devrildiklerine şahit oluyoruz. Muhammed Buazizi'nin kendini yakmasıyla başlayan ateş Ortadoğu'daki zalimlerin tahtını yerle bir ediyor." dedi.

Libyalı bazı Arapların da Libya'da atılan sloganlarla katıldığı yürüyüşte Kaddafi'nin resimleri yırtıldı ve yakıldı. Yürüyüş ve açıklamalar boyunca "Libya Halkı Yalnız Değildir!", "Zalim Kaddafi Sonun Mübarek Olsun!", "Zalimler Korksun İntifada Büyüyor!", "Şehidlerin Kanı Zalimleri Boğacak!", "İslami Hareket Engellenemez!", "Katil Kaddafi Hesap Verecek!", "Diktatör Kaddafi Sonun Gelecek!", "Yaşasın Küresel İntifada!", "İsyan Ateşi Tağutları Yakacak!", "Bahrey'nde, Libya'da İntifada Her Yerde!", "Bahrey'nde, Libya'da Müslümanlar Kıyamda!", "Eş-Şa'b Yurid İskat el-Nizam!" gibi sloganlar atıldı ve sık sık tekbirler getirildi.

HAKSÖZ-HABER

HAMZA TÜRKMEN'İN KONUŞMASININ ÖZETİ:

Ortadoğu'nun namazı ikame eden halkları, ezilen halkları zulme, zorbalığa, sömürüye, Siyonizm ve ABD işbirlikçiliğine karşı ayakta…

Bir yıl önce Gazze'nin üzerine kimyasal bombalar atılırken Müslüman halkların infialini ezmeye, bastırmaya çalışan işbirlikçi diktatörler, sultanlar, cumhuriyetler şimdi diken üstünde.

HAMAS, Siyonist İsrail canilerine karşı Gazze'de büyük bedeller ödeyerek direnirken, bu diktatörler ve işbirlikçi rejimler Müslüman halkların yardım elini kesmeye çalıştılar. Ariş'i unutmadık. Türkiye'den Mısır'ın Ariş limanına giden İHH'nın yardım konvoyuna Mısır Firavun'u Mübarek'in ve Mısır Haman'ı Ömer Süleyman'ın yaptığı zulmü ve saldırıları unutmadık.

Mısır'ın Firavunu, Libya'nın, Tunus'un, Cezayir'in, Yemen'in, Bahreyn'in diktatörleri bu süreçte Müslüman halkı zorla baskıyla susturmaya çalıştılar. Türkiye'de de İsrail dostları TÜSİADÇILAR, Ergenekoncular, Balyoz Darbe planında kullanılması düşünülen Mason locaları, Rotary ve Lions Kulüpleri ve monşörler de bizim dayanışma ruhumuzla alay etmeye çalıştılar.

Ama Allah günleri insanlar arasında döndürüyor. Ve Mavi Marmara baskını karşısında sessiz kalan diktatörlere karşı, artık Müslüman halklar sessi yükseliyor.

Ve şimdi sömürüyle, işkenceyle, sürgünlerle sindirilen Ortadoğu'nun Müslüman halkları en başta insani ve İslami kimliklerine sahip çıkıyor. Gazze deneyimini Ortadoğu'nun tümünde yeniden canlanıyor. Hak ve özgürlükler bayrağını şerefle yükseltiyor.

***

Hak ve özgürlük arayışı Tunus'tan, Mısır'dan, Bahreyn'den, Yemen'den sonra şimdi de bedeller ödeyerek Libya'da yükseliyor. İntifada Ortadoğu'da küreselleşiyor.

Biz Libya'yı Ömer Muhtar'dan, Senusi hareketinin öğrencisi ıslah önderi Muhammed Abduh'tan biliriz.

Ve biz Libyayı yarım asırdan fazla elemanları sürek avına tabi tutulup tutuklanan, sürülen, işkence edilen ve şehid edilen Libya'daki İhvan-ı Müslimin hareketinden biliriz.

ABD'nin Ortadoğu'ya getirmek istediği özgürlük ve insan hakları söylemi fos çıktı. Yalan çıktı. Onlar BOP projesi ile bizleri sekülerleştirmeyi, laikleştirmeyi ve liberalleştirmeyi amaçlamışlardı. Ama Filistin'deki seçimlerde HAMAS başarısı ile gördüler ki onlar biz Müslümanları kandıramayacak ve devşiremeyecekler. Bu nedenle emperyalistler tekrar işbirlikçi rejimlere ve diktatörlere yapıştılar.

Ve şimdi GAZZE'de Siyonist İsrail'e, küresel kapitalizme ve işbirlikçi rejimlere karşı verilen mücadele örnekliği Libya'da, Tunus'ta, Mısır'da yeniden canlandırılıyor. Tevhid ve adelet arayışı, insanlarımızı hak ve özgürlüklere yöneltiyor.

Ortadoğu'da Türkiye'nin modelliği tartışılıyor. Model alınan Kemalist ve jakoben laik tek parti rejimi değildir. Örnek alınan derin devletin, JİTEM'in, Ergenekon'un ve işkenceci yapının nasıl tasfiye edildiğidir. Örnek alınan Türkiye'deki İslami mücadelenin 28 Şubat'ta meydanlarda darbecilere, tanklarına, köpeklerine, zehirli gazlarına karşı yükselttikleri direniştir. Tevhid, adalet, özgürlük sesidir. Başörtüsü mücadelesidir.

Artık Ortadoğu'da küresel kapitalizmin değil, bizim rüzgârımız esiyor. Bu hak ve adalet arayışının rüzgârıdır. Bu fıtrata ve bir adım ötesinde de vahye yönelmenin rüzgarıdır.

Ancak Türkiye'de de, Libya'da da tüm Ortadoğu'da da dikkat edilecek bir durum var. Bedel ödeyerek ulaştığımız özgürlüklerimizi, küresel kapitalizm, yerel güçler ve ABD, sistemi yeniden yapılanma adına, tüketim kültürünü bahşetme adına, kişiyi tekleştiren liberalleşme adına çalmak istiyor. Özgürlüklerimizi çaldırmamalıyız. Özgürlüklerimiz bizim içindir. Özgürlüklerimiz fıtratla ve vahiyle buluşmak içindir.

Libya'da kıyam eden halka Kaddafi'nin ordusu ve paralı askerleri roketlerle ve makineli tüfeklerle ateş ediyor. Yağmalama girişimleri de bu çapulcu sürüsünün işi. Gelen haberlere göre Libya intifadası, Trablusgarp dışındaki bütün şehirlerde inisiyatif kurmuş durumda.

Allah'ım Libyalı Müslümanlara dayanma gücü ver. Onlara sekinet ver, onlara gaybi yardımını bağışla ya Rabbi!

İnşallah bu küresel intifadanın ikinci aşamasına da geçilir. Ve Ortadoğu halkları Libya'dan Türkiye'ye kadar vahiyle, fıtratla yeniden buluşur, İslam inkılâbına yönelme şerefine ulaşır. Şimdi en büyük sınavımız özgürlükleri korumak ve işbirlikçi münafıklara, ABD'ye özgürlüklerimizi çaldırmamaktır.

Zafer zulme ve zalime karşı gelenlerindir.

İnşallah zafer haktan adaletten, fıtrattan ve vahiyden yana olanlarındır.

(HAKSÖZ-HABER)

Önceki ve Sonraki Haberler