Katil Ehud Barak Türkiye’ye Gelememelidir!
17 Ocak’ta Türkiye’ye geleceği duyurulan eli kanlı katil Ehud Barak’ın, ziyaretinin iptal edilmesi çağrısında bulunan Özgür-Der, yaptığı açıklamada Türkiye Büyükelçisi’ne yapılan hakaretin de hesabının sorulması gerektiğini söyledi.
Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, temelleri gasp, katliam ve tehcir üzerine atılan bir işgal devletinin saldırı bakanının gerçekleştirmeyi planladığı ziyareti şiddetle protesto ederek, ziyaretin iptal edilmesini istedi. Livni için İngiliz mahkemelerinde alınan kararı da anımsatan Kaya, Türkiye yargısının da sorumluluklarını hatırlattı.
Başbakan Erdoğan'ın Siyonistlerin işledikleri cinayetler ve ambargo zulmüne karşı tavrının önemli olduğunu belirten Kaya, Hükümet'in son yaşananları da göz önünde bulundurarak Siyonist çete ile ilişkilerini gözden geçirmesi; haklı tepkiler ve gerçekçi tespitlerin sözden öteye geçip, ete kemiğe büründürülmesi için daha somut ve etkin adımlar atması gerektiğini belirtti. İlk adım olarak da Ankara'daki Siyonist elçi geri gönderilmesini isteyen Kaya, Barak ziyaretinin iptal edilmemesi durumunda ise tepkisiz kalınmayarak bu ziyaretin protesto edileceğini söyledi.
Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklama:
Savaş Suçlusu Siyonist Katil Ehud Barak Türkiye'ye Gelememelidir!
12 Ocak 2010
İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın 17 Ocak'ta Türkiye'ye resmi bir ziyarette bulunacağına dair basında yer alan haberleri kaygıyla izliyoruz. Filistin'de kardeşlerimizin kanlarının ara vermeksizin akıtıldığı bir vasatta gerçekleştirilmesi planlanan bu ziyaret hangi gerekçeyle izah edilmeye çalışılırsa çalışılsın bir savaş suçlusunun ağırlanması demektir. Özgür-Der olarak, temelleri gasp, katliam ve tehcir üzerine atılan bir işgal devletinin saldırı bakanının gerçekleştirmeyi planladığı bu ziyareti şiddetle protesto ediyor ve hükümetten bu ziyareti iptal etmesini talep ediyoruz.
Bir işgal çetesinin şefi olarak tüm hayatı sistematik savaş suçları ile dolu bir kişilik olan Ehud Barak on yıllardır Filistin halkına karşı sayısız zulüm gerçekleştirmiş bir kişidir. Dünya kamuoyu ise "öldürmeyi iyi bilen" bu katili Haziran 2007'de Gazze'ye karşı başlatılan vahşi ambargo ile ve yine açık bir vahşet göstergesi olan "Dökme Kurşun" operasyonu emrini veren kişi olarak tanımaktadır. 27 Aralık 2008 tarihinde başlayıp 22 gün süren İsrail saldırılarında 1.400'den fazla Filistinli katledilmiş, binlerce insan yaralanmış, Gazze şehri yakılıp yıkılmıştır.
Ehud Barak fosfor bombaları da dâhil olmak üzere uluslararası anlaşmalarca yasaklanmış çeşitli silahların da kullanıldığı bu barbarlığın "Savunma Bakanı" sıfatıyla 1. dereceden sorumlularından biridir. BM ve birçok uluslararası insan hakları örgütü Başbakan Ehud Olmert ve Dışişleri Bakanı Tzipi Livni ile birlikte Barak'ın da Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'nde yargılanmaları gerektiğini ısrarla dile getirmektedirler. Yine bu çerçevede İngiltere'de bir mahkemenin geçtiğimiz ay Tzipi Livni hakkında İngiltere'ye gelmesi durumunda tutuklama kararı çıkartması üzerine, Livni'nin bu ülkeye yapmayı planladığı ziyaretini iptal ettiği bilinmektedir. Bu vesileyle Barak'ın ziyaretinin Türkiye yargısına da sorumluluk yüklediğini hatırlatmak isteriz!
Hükümetin Filistin sorununa yaklaşımı ve özellikle de Gazze'yi hedef alan saldırganlık ve hukuksuzluk konusunda bugüne dek sergilediği tutum Türkiye'nin bilinen işbirlikçi dış politika geleneği ile karşılaştırıldığında şüphesiz önemli bir gelişme, halkımız açısından büyük bir kazanımdır. Bilhassa Başbakan Erdoğan'ın Siyonistlerin işledikleri cinayetler ve ambargo zulmüne karşı tavrı tüm dünyada ciddi bir yankı bulmuş, Ortadoğu'da halklarımızın birbirlerine yakınlaşmalarına katkı sağlamıştır. Bu durumun Siyonistleri ve dostlarını ciddi biçimde tedirgin ettiği ve kızdırdığı da bilinmektedir. Nitekim daha dün Erdoğan'ın sarf ettiği sözler üzerine, Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçisi, İsrail Dışişleri Bakanlığı'na çağrılmış ve burada ırkçı-faşist Liberman'ın yardımcısı Daniel Ayalon tarafından istiskale uğratılmış, kendisine açıkça hakaret edilmiştir.
Türkiye bu yaşananları ciddiyet ve tutarlılıkla değerlendirmeli ve Siyonist çete ile ilişkilerini gözden geçirmelidir. Haklı tepkiler ve gerçekçi tespitlerin sözden öteye geçip, ete kemiğe büründürülmesi için daha somut ve etkin adımlar atılmalıdır. İşgal devleti ile zaten hiç olmaması gereken ilişkiler böylesi açık saldırganlıklar ve hukuksuzluklardan sonra artık daha fazla sürdürülmemelidir. Ve ilk adım olarak Büyükelçiye yapılan hakaretin hesabı sorulmalı, Ankara'daki Siyonist elçi geri gönderilmelidir.
Siyonist kabine içindeki görüş ayrılıkları, politika farklılıkları üzerinden politika geliştirmek gibi bir ucuzluğa düşülmeden işgal, katliam ve hukuksuzluk olgusuna adalet temelinde tutarlı bir tavır alınmalı ve katil Barak'ın Ankara ziyareti derhal iptal edilmelidir. Her şeye rağmen bu ziyaretin gerçekleşmesi durumunda Türkiye halkının tepkisiz kalmayacağını da ifade etmek istiyoruz.
Özgür-Der