İnsanları işkence görecekleri ülkelere geri göndermek vicdansızlıktır!
30 Ağustosta İstanbul Tuzla’daki Geri Gönderme Merkezinden Diyarbakır’a oradan Erzurum’a gönderilen Türkmenistan vatandaşı Maksat Baymyradov deport kararına karşı yapılan itiraza karşın Türkmenistan’a geri gönderildi.
30 Ağustosta İstanbul Tuzla’daki Geri Gönderme Merkezinden Diyarbakır’a gönderilen Türkmenistan vatandaşı Maksat Baymyradov'un ülkesine deport edildiği için kötü muamele ve hatta ölüm riskiyle karşılaşması muhtemel.
Baymyradov'un maruz kaldığı hukuksuzluk hakkında açıklama yapan Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya bu hukuksuzluğun sorumlularının ortaya çıkarılması çağrısında bulundu.
İnsanları İşkence Görecekleri Ülkelere Geri Göndermek Vicdansızlıktır!
Maksat Baymyradov’u eziyete uğrayacağı, işkence göreceği bilindiği halde yasalar çiğnenerek Türkmenistan’a iade edenler hesap vermelidir!
Türkiye’de çok sayıda Türkmenistan vatandaşı yaşıyor. Büyük kısmı yaşlı bakımı ve hizmet sektörünün değişik alanlarında çalışan bu insanlar Türkmenistan’da hayat şartlarının çok kötü olmasından dolayı ailelerinin geçimini ancak bu şekilde temin edebiliyorlar. Bilindiği gibi Türkmenistan toplam birkaç milyonluk nüfusuyla dünyada 4. doğal gaz rezervine sahip bir ülke ama kaynakların istismar edilmesi ve kötü yönetim yüzünden insanlar açlıkla, sefaletle karşı karşıyalar.
Türkiye’ye yerleşen bir kısım Türkmen vatandaşı ise Türkmen halkının sıkıntılarını dünyaya duyurmaya, ülkelerinde devam etmekte olan insan hakları ihlallerine dikkat çekmeye çalışıyorlar. Bu yüzden de Türkmenistan diktatörlüğünün hedefi haline geliyorlar.
Türkmen diktatörlüğü vatandaşlarının yaşadıkları sorunlara dair dilekçe iletmesini bile kabul etmiyor. Önceki yıllarda Türkmen insan hakları aktivistlerinin İstanbul’daki Türkmen Konsolosluğu önünde yapmaya çalıştıkları basın açıklamalarının nasıl vahşice saldırılara uğradığına dair haberler medyaya yansımış, bizler de bu vahşiliğe bizzat şahitlik etmiştik.
İşte böylesi bir despotizmin hüküm sürdüğü bir devlete maalesef Türkiye kendisine sığınmış insanları geri gönderebiliyor. Uluslararası sözleşmelere rağmen Haziran ayında yaşanan 2 geri gönderme vakasından sonra bir Türkmen insan hakları savunucusu daha geçtiğimiz hafta apar topar teslim edildi.
Maksat Baymyradov 1993 doğumlu bir Türkmen vatandaşı. Uzun yıllardır ikamet izniyle İstanbul’da ikamet ediyor ve burada Türkmen vatandaşlarının maruz kaldığı sıkıntıları gündemleştirmek için çaba gösteriyordu. 30 Ağustos tarihinde polis tarafından İstanbul’da gözaltına alındı ve kendisine ikamet izninin iptal edildiği bildirildi. İkamet izninin süresi dolmamış olmasına rağmen yapılan bu iptal işleminin Türkmenistan devletinin talebiyle gerçekleştirilmiş olabileceği düşünülüyor.
Ardından Maksat Baymyradov gerekçesiz bir şekilde Diyarbakır’a sevk edildi. Buradan da Diyarbakır Valiliği ve Göç İdaresince 6 Eylül tarihinde tesis edilen sınırdışı etme kararıyla Erzurum’a sevk edildi. 7 Eylül’de de Erzurum Valiliği ve Göç İdaresi tarafından hakkında idari gözetim kararının uzatılmasına karar verildi.
Avukatlığını yapan Gülden Sönmez, Rumeysa Kaboğlu ve Gül Enda Bayram 11 Eylül 2023 tarihinde Erzurum 2. Sulh Ceza Hakimliği’ne itiraz başvurusunda bulundular. Maksat Baymyradov’un gözaltına alınmasını gerektiren hiçbir durumun olmadığını, sınırdışı edilmesinin vahim sonuçlara yol açabilecek bir karar olacağını ifade ettiler.
Ne var ki, mahkemenin yürütmeyi durdurma kararına rağmen Erzurum Göç İdaresi bir hafta içinde Maksat Baymyradov’u Türkmenistan’a deport etti.
İstanbul’da konsolosluğun önünde bile Türkmen vatandaşlarının Türkmen görevlilerce nasıl saldırıya uğradıkları, kadın-yaşlı demeden acımasızca dövüldükleri, kan revan içinde bırakıldıkları ortadayken Maksat Baymyradov’un Türkmenistan emniyetinde ve hapishanelerinde ne büyük bir zulümle, işkenceyle karşılaşabileceğini tahmin etmek zor olmasa gerek! İnanıyoruz ki bu gerçeği yetkililer de en az bizim kadar bilmektedirler.
Buna rağmen bir insanın bu şekilde doğrudan işkenceye, ölüme gönderilmesi açık bir vicdansızlıktır, zulümdür.
Ne yazık ki son dönemde tırmanışa geçen yabancı düşmanlığı yetkilileri de kötü yönde etkilemiş ve bu tür vicdansız, merhametsiz karar ve uygulamalar artmıştır.
İçişleri Bakanlığı ve Göç İdaresi’nin Maksat Baymyradov hadisesi hakkında suskun kaldıklarını görüyoruz. Oysa bu zulmün kimler tarafından icra edildiği ortaya çıkarılmalıdır. Bu haksızlık, hukuksuzluk Erzurum Göç İdaresi’nin sorumsuzluğu mudur yoksa daha yukarıdan kullanılan bir insiyatifle ‘devletin âli menfaatleri’ gerekçesiyle temellendirilen ve maalesef artık sıradanlaşan hukuksuzluklar dizisinin bir halkası mıdır, mutlaka ortaya çıkarılmalıdır.
Üstelik deport işlemini durdurmaya yönelik mahkeme kararına rağmen bir insanı bu şekilde vahşi bir diktatörlüğün pençesine atmanın utanç verici bir eylem olduğun altını çiziyor, bu zalimliğin, vicdansızlığın sorumlularının hesap vermesini talep ediyoruz.
18 Eylül 2023
Rıdvan Kaya
Özgür-Der Genel Başkanı