İLKAV’ın Cuma Namazında Yaşananlar İnanç ve İfade Özgürlüğüne Müdahaledi
İLKAV’da Cuma namazı esnasında yaşanan hadiseye dair bir açıklama yapan Özgür-Der, polis baskını ve gözaltıları kınayarak bunun inanç ve ifade özgürlüğüne müdahale olduğunu kaydetti.
Özgür-Der tarafından konuyla ilgili yapılan basın açıklamasının tam metni şöyle:
İLKAV'ın Cuma Namazında Yaşananlar İnanç ve İfade Özgürlüğüne Müdahaledir!
11 Mart 2017
Düşünce ve ifade özgürlüğü açısından sicili parlak olmayan Türkiye'de son yıllarda olumlu anlamda ciddi mesafe kat edilmesine rağmen zaman zaman geçmiş dönemleri çağrıştıran uygulamalara da şahit olunmakta. Nitekim dün Ankara'da İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı (İLKAV) Konferans Salonu'nda Cuma namazı sonrasında yaşanan hadise bunun son örneğidir.
Cuma namazı öncesinde Yalçın İçyer'in konuşması ve Hayati İsaoğlu'nun okuduğu hutbede yer alan bazı ifadeler gerekçe gösterilerek İLKAV polis tarafından basılıp üç kişi gözaltına alınırken, derneğe ait bazı evraklara da el konuluyor. Hayati İsaoğlu'nun evi de polis tarafından aranıp bilgisayar ve hard diski Emniyete götürülüyor. Cemaatin hassasiyetine dikkat etmeden, provokatif denilecek mahiyette Emniyet güçlerinin hadiseye müdahalesi insanların aklına "polis devleti" uygulamasını getirmektedir. Emniyet yetkililerinin bir telefon açmaları halinde vakıf yetkililerinin Emniyete gidip konuyla ilgili bilgilendirmede bulunmaları çok daha uygun iken polis baskını ile problemi Vakıf kapsamını aşacak şekilde toplumsallaştırması açık bir yanlıştır. Seçim arefesinde toplumsal hassasiyetlerin yüksek olduğu bir vasatta kolluk güçleri herkesten daha fazla dikkat etmek zorundadırlar.
İnsanlar Cuma hutbelerinde inanç ve değerleriyle uyumluluk arz edecek hutbeler hazırlayıp okuyabilirler. Kendi iradeleriyle katıldıkları bir ortamda eleştirel mahiyet arz eden, sert, kışkırtıcı hatta gerçeklerle örtüşmediği düşünülen bir konuşma ve metin ile muhatap olabilirler. Buna karşı zecri tavır geliştirmek yanlıştır. Düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken konferans ve metnin okunmasından dolayı da kimse yargılanamaz.
İLKAV mensupları, 1993 yılından beri yaklaşık 24 yıldır her Cuma günü konferans salonunda Cuma namazı kılmakta ve okunan hutbeyi de kendi sitesinde yayınlamakta. Bu anlamda inandığı doğruları, düşüncelerini herkese açık bir şekilde ortaya koymakta ve bu düşüncelerinin de arkasında durmakta. Dolayısıyla Emniyet güçlerinin sanki gizli saklı bir hutbeyi ele geçirmiş gibi baskına gelmesi ve bu "suç unsuru" metnin hangi bilgisayardan çıktığını tespit için ev baskını yapması komedidir.
İktidar sahipleri emirleri altındaki güvenlik kuvvetlerinin uygulamalarından sorumlu oldukları bilinci ile hukuksuz ve keyfi icraatlara müdahale etmek zorundadırlar. Aksi takdirde yapılan yanlışa ortak olmaktadırlar. Onun içindir ki, inanç ve ifade özgürlüğünün açık bir ihlali anlamına gelen bu hadise ile ilgili olarak yetkililerden açıklama beklerken, gözaltına alınan Yalçın İçyer ve Hayati İsaoğlu kardeşlerimizin biran önce bırakılmalarını talep ediyoruz.
Musa Üzer
Özgür-Der Genel Sekreteri