Halep cihadı Saraçhane’de selamlandı!

Mücahitlerin Halep’teki kazanımları vesilesiyle Saraçhane’de destek eylemi yapıldı.

30 Kasım 2024

HAKSÖZ-HABER

Özgür-Der’in çağrısıyla Saraçhane’de bir araya gelen katılımcılar Suriye’de mücahitlerin Halep ve çevresindeki başarıları hiç hamd ederek mücahitler için duada bulundu.

Ümit Kudbay’ın yönettiği eylemde “Gazze’de, Halep’te Direniş Her Yerde!”, “Katil Rusya, Katil İran!”, “Katil Esed Hesap Verecek!”, “Yaşasın Suriye Direnişimiz!”, “Yaşasın İslami Mücadelemiz!” ve “Yaşasın Ümmet Dayanışması!” sloganları atılırken “Gazze’de Halep’e Direnen Mücahitlerin Yanındayız!”, “Suriyeli Kardeşlerimizin Direnişine Bin Selam!”, “Yaşasın Suriye Direnişimiz!”, “Söyleyin Ölmedik Biz Daha!” ve “Halep Kuşatmasını Kıran Mücahitler Onurumuzdur!” yazılı pankart ve dövizler açıldı.

Kudbay, Suriye’de devrimin kaldığı yerden devam ettiğini ifade ederek Baas cuntası tir tir titrediğini, rejimin yıkılıp yerlerine mücahitlerin geleceğini söyledi.

Direniş bayrağı Müslümanların elinde

Ali Emre uzun bir süredir Müslümanların Gazze için yapılan eylemler ile direnişe destek olup şahitliği yerine getirmeye çalıştığını ifade ederek Gazze halkının şehit şehit cennete yürürken dünyanın umulmayan beldelerinde dahi bir dirilme ve ayılma yaşandığını anlattı.

Gazze’deki gelişmeler sebebiyle bir süredir üzüntü duyan Müslümanlara Halep ile Allah’ın yeni bir kapı açtığını söyleyen Emre, Halep’in geçmişten beri önemine vurgular yaptı.

Direnişin takip edilmesi ve sahiplenilmesi gerektiğini kaydeden Emre, bütün emperyalizm türlerine Müslümanların direndiğinin altını çizerek Doğu Türkistan’dan Keşmir’e, Balkanlar’dan Suriye ve Filistin’e her yerde türlü emperyalizmin karşısında direniş bayrağının Müslümanların elinde olduğunu söyledi.

Uzun soluklu bir mücadele

Dünya hayatının bir imtihan süreci olduğunu hatırlatan Ahmet Varol ise mücadelenin süreklilik arz ettiğini, şehit olanların dünya süresinin bittiğini fakat hayatının ebedi olarak devam ettiğini anımsattı.

“Filistin’de, Suriye’de, her nerede olursa olsun, zulme karşı mücadele edenlerle birlikteyiz.” diyen Varol, İnşirah Suresine atıfla dünya hayatında zorlukla birlikte kolaylık da bulunduğuna dikkati çekti.

Her ne kadar kötülüğün dünyaya hakim görünüyorsa da aslında bir çöküş yaşandığını ve bu çöküşün yerine İslam’ın yükseleceğini anlatan Varol, bu yükseliş için uzun soluklu bir mücadelenin bilincinde olunması gerektiğini vurguladı.

Allah zalimleri sevmez

Necmettin Irmak, Ali İmran Suresine atıfta bulunarak “Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz.” müjdesini hatırlattı ve devamındaki “Eğer bir yara aldıysanız, o kavme de benzeri bir yara değmiştir. İşte o günleri biz onları insanlar arasında döndürüp dururuz. (…)” ayeti ile mücadelenin bitimsiz olduğunun altını çizdi.

Allah’ın zalimleri sevmediğinin altını çizen Irmak, coğrafyanın kuzeyinden güneyine doğusundan batısına mücadele ederek zulme karşı gelinmesi gerektiğini hatırlattı.

İran’a endeksli mücadele perspektifi

Adem Özköse de söz alarak Suriye’de zindanda kaldığı dönemden izlenimlerini aktararak, oralarda dışarı çıkmayı bekleyen binlerce mazlumun çıkması için de Halep zaferinin önemli olduğuna işaret etti.

“Dünyanın bütün halklarına mücadele hakkı verilirken Suriyelilerin adalet ve özgürlük mücadelesi saçma iddialar ile karalanma çalışılıyor.” diyen Özköse, “Bütün mücadele perspektiflerini İran rejimine endeksleyenleri protesto ediyorum!” dedi.

Öncelikle Halep’e sonrasında diğer tüm Suriye şehitlerine geri dönmeyi temenni ettiğini anlatan Özköse, Gazze’den Halep’e tek bir ümmet olduğumuzu ve tüm bir mücadelenin sahip çıkılması gerektiğini vurguladı.