'Gözaltı ve Yargı Süreçlerinde Hak İhlalleri' paneli gerçekleştirildi
Özgür-Der’in 2020-2021 aylık panel serisinin dördüncüsü olan "Gözaltı ve Yargı Süreçlerinde Hak İhlalleri" başlıklı program Haksöz Okulu Youtube kanalı üzerinden canlı yayınla gerçekleştirildi.
Ömer Faruk Şeker / HAKSÖZ HABER
Özgür-Der’in 2020-2021 aylık panel serisinin dördüncüsü "Gözaltı ve Yargı Süreçlerinde Hak İhlalleri" başlıklı program Haksöz Okulu Youtube kanalı üzerinden canlı yayınla gerçekleştirildi. Programın moderatörü Av. Mehmet Alagöz olurken konuşmacılar Av. Mehmet Okatan ve Av. Kaya Kartal oldu.
Türkiye’de 15 Temmuz’a kadar insan hakları ihlallerinin azalmış olduğunu fakat 15 Temmuz’dan sonra hak ihlalleri, işkence iddialarının ortaya çıktığını belirterek paneli başlatan Av. Mehmet Alagöz, “Türkiye’de henüz sistematik işkencenin yer almadığını ama tarihe bakıldığında bir işkence kültürünün de yer aldığını ve bu nedenle hak ve adalet noktasında bir anda geri dönüşlerin yaşanabileceğini” ifade etti. Alagöz, “Adam öldürmeden cezaevine girenlerin kader mahkûmu, siyasi mahkumların ise devlet haini ilan edildiğini ve hak ihlalleri bağlamında yargılamanın çok uzun sürmesinin insanların haklarını ortaya koyabilmesinin önüne geçtiğini” belirtti.
Hak ihlallerinin tarihine bakıldığında 90’lı yıllarda işkencenin neredeyse devlet politikası olduğunu ve saklanmaya bile ihtiyaç duyulmadığını belirterek sözlerine başlayan Av. Kaya Kartal, “Günümüzde ise çıplak arama meselesi hakkında bazı milletvekillerinin çok üst perdeden red geliştirdiğini ancak bunun mevzuatta yer alan bir arama yöntemi olduğunu, özellikle kamuya mal olmuş ve siyasi dosyalarda hukukun, adaletin önüne farklı şeylerin konulduğunu, herkes için en azından şekli olarak adil bir yargı sisteminin inşa edilmesi gerektiğini” beyan etti. Son olarak mahkemelerin dosya içeriğine değil de konjonktüre göre karar verdiğini aktaran Kartal, “Yerel cemaat ve grupların hiçbir şiddet eğilimi olmamasına rağmen tamamen ideolojik düşünceler üzerinden El Kaide dosyalarının içine atıldığını” belirtti.
Av. Mehmet Okatan, “Özellikle siyasi sanıkların göz ardı edilmesi durumunda bu insanların daha çok işkenceye muhatap olabildiğini, siyasi olarak Türkiye’ye sığınan mülteciler için kod belirlenip insanların yaftalanarak, mevzuatta misafirhane şeklinde düzenlenmesine karşın cezaevi şartlarının uygulandığı Geri Gönderme Merkezlerine gönderildiğini, bu insanlar hakkında bilgilerin istihbarat teşkilatı ile temin edildiğini ve birçok usulsüzlüğün ortaya çıktığını” belirtti. Çıplak arama hususuna değinen Mehmet Okatan, “Siyasi olarak giren insanlara daha çok çıplak arama yönteminin uygulandığını, buradaki mantığın kişiyi rencide etmek olduğunu ve bunun bir işkence olduğunu, meclis alt komisyonu raporlarında Bakırköy, Diyarbakır ve Elazığ’da çıplak arama iddialarının ele alındığını ve çıplak arama yönetmeliğinin dahi olmasının doğru bulunmaması gerektiğini bunun İslami ve insani olmadığını” sözlerine ekledi. Okatan, “Avukatlar ve insan hakları savunucuları olarak iktidarın yaptığı iyiliklere bakarak mevcut işkenceleri örtmeyelim, tamamını ortadan kaldırılması için mücadele edelim” diyerek sözlerini sonlandırdı.