“Genelkurmay, Karanlık Gidişatı Örtemeyecek!”
Özgür-Der: “Genelkurmay, tutarlılıktan uzak ve hiçbir inandırıcılığı olmayan açıklamalarla bu kirli, karanlık gidişatı örtemeyecek!”
Genelkurmay Başkanı'nın Bülent Arıç'a yönelik suikast iddiası hakkındaki konuşması üzerine bir açıklama yapan Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, militarizmin medyadaki ve siyasetteki uzantılarının içler acısı halini gözler önüne serdi.
Yaşananların inanılmaz boyutlarda bir rezalet tablosu olduğunu ifade eden Rıdvan Kaya, militarizmin ülkeyi ne derin bir hukuksuzluğa, ahlaksızlığa, çürümüşlüğe mahkûm ettiğine dikkat çekiyor. Militarizmin kendisini hızlı bir biçimde imha sürecine soktuğunu belirten Kaya, ama sadece askerlerle sınırlı kalmayıp politikacısıyla, akademisyeniyle, gazetecisiyle militarizmin arkasında saf tutmuş tüm kesimlerin de bu batağa giderek daha fazla saplandığını ifade etti.
Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklama:
GENELKURMAY: KORUMA VE KOLLAMA TAVRINA DEVAM!
24 Aralık 2009
Türkiye uzunca bir süredir merkezinde askerlerin yer aldığı garip olaylarla çalkalanmakta. Ardı arkası kesilmeyen darbe girişimleri ve cunta hazırlıklarına bulaşmış askerler; çeşitli mekânlara silah depolayan askerler; komutanlarına suikast planlayan askerler; müzeye bomba koyup içindeki çocuklarla havaya uçurmaya, gayrimüslimleri katletmeye hazırlanan askerlerden sonra şimdi de Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç'a yönelik suikast girişimi şüphesiyle gözaltına alınan Özel Kuvvetler mensubu askerlerle de tanışılmış oldu.
Militarizmin medyadaki ve siyasetteki uzantıları bekleneceği üzere bu iddiaları anında reddettiler, külliyen yalan ve uydurma bir senaryo olarak nitelediler. Ergenekon gibi aşikâr bir olaya dahi "fasa fiso" muamelesi yapan bir zihniyet açısından bunun gayet tutarlı bir tutum olduğu açık. İnkâr ile başlayanların sonuna kadar inkârda diretmelerinin mantıklı ve anlaşılabilir bir tutum olduğuna kuşku yok. Ne var ki, giderek daha da komik ve acınılası bir pozisyona düştükleri de kuşku götürmüyor!
Her defasında aynı teze sarılıyorlar: "Böyle şey olur mu? İyi eğitim almış, yetişmiş askerler böyle acemilikler yapar mı? Bu kadar özensiz, düzeysiz yazılar kaleme alırlar mı? Böyle basit hatalarla kendilerini ele verirler mi?" diye soruyor ve iddiaların tutarsız olduğunu bu yolla ispatlamaya çalışıyorlar.
Bülent Arınç'a suikast girişimi şüphesi ile yaşanan gözaltı olayında da aynı şeyleri söylediler. "Ordu içinde adam bitti de, bu işler albaylara, binbaşılara mı kaldı!" diye dalga geçtiler? "Böyle suikast hazırlığı mı olur, hani silahlar?" diye sordular. "Takip ve dinleme yapılıyorsa araçta cihazların olması gerekmez miydi?" diye sordular.
Ve günler sonra Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklaması geldi. Genelkurmay 2 mensubunu koruyan bir açıklama yaptı. Ne var ki bu yapılan iddialara net, somut izahlar getirmeyen, bilakis şüpheleri çoğaltan bir açıklama oldu. Genelkurmay bu 2 personelinin farklı bir görevle orada bulunduklarına inanılmasını istiyor. Neymiş görevleri? Bölgeye yakın bir yerde oturan ve bilgi sızdırdığı iddia edilen kurum mensubu bir başka asker hakkında bilgi topluyorlarmış!
Bir an için Genelkurmay açıklamasını aynen doğru kabul edelim ve günlerdir asker aklama makinesi gibi çalışan politikacı ve gazetecilerin iddiaları üzerinde düşünelim. Acaba bir albay ve binbaşının bu tarz bir işe kalkışmalarının mantıksızlığını ileri sürenler şimdi Genelkurmay açıklaması hakkında ne buyuracaklar? Bülent Arınç hakkında "Teknik takip işi kala kala bir albay ve binbaşıya mı kaldı!" diye müstehzi bir edayla soru yöneltenler, acaba "Orduda şüpheli bir şahıs hakkında bilgi toplama işi kala kala albaylara, binbaşılara mı kaldı?" diye Genelkurmay'a da soru soracaklar mı?
Yaşananlar inanılmaz boyutlarda bir rezalet tablosudur! Militarizmin ülkeyi ne derin bir hukuksuzluğa, ahlaksızlığa, çürümüşlüğe mahkûm ettiğini ortaya koymaktadır. Bu süreç aynı zamanda militarizmin kendisini hızlı bir biçimde imha sürecine soktuğunun ama sadece askerlerle sınırlı kalmayıp politikacısıyla, akademisyeniyle, gazetecisiyle militarizmin arkasında saf tutmuş tüm kesimlerin de bu batağa giderek daha fazla saplandığının da ifadesidir.
Bu vesileyle Genelkurmay'ın tutarlılıktan uzak ve hiçbir inandırıcılığı olmayan açıklamalarla bu kirli, karanlık gidişatı örtemeyeceğinin bir kere daha altını çiziyor; darbeci, cuntacı oluşumları koruma-kollama tutumunun altında ezilmekte olduklarını hatırlatıyoruz.
ÖZGÜR-DER