Günlerdir İsrail'in işlediği katliamlara tepki gösteren halkın Siyonist çete ile TSK arasındaki askeri alanda sürdürülen ittifak ve işbirliğine ilişkin sorularına, itirazlarına hiçbir biçimde cevap verme gereği duymayan, adeta kulağının üzerine yatan Genelkurmay'ın Ergenekon davası kapsamında ortaya koyduğu hareketlilik dikkat çekici oldu. Özgür-Der'in konu üzerine basın açıklaması:

Basın Açıklamasının tam metni:

GENELKURMAY ERGENEKON DAVASINDA TARAF MI?

08 Ocak 2009

Günlerdir İsrail'in işlediği katliamlara tepki gösteren halkın Siyonist çete ile TSK arasındaki askeri alanda sürdürülen ittifak ve işbirliğine ilişkin sorularına, itirazlarına hiçbir biçimde cevap verme gereği duymayan, adeta kulağının üzerine yatan Genelkurmay'ın Ergenekon davası kapsamında ortaya koyduğu hareketlilik dikkat çekici olmuştur! Ergenekon operasyonları çerçevesinde dün yaşanan gözaltılara ilişkin olarak askeri bürokrasinin sergilediği görüntü açıkça darbecilere sahip çıkılmaya çalışıldığını ortaya koymaktadır.

Genelkurmay'da dün gece yapılan ve saatler süren zirve, bugün için planlanan çeşitli etkinliklerin iptali ve Genelkurmay başkanının eşinin yanına diğer kuvvet komutanlarının eşlerini de alarak çete şüphelisi bir emekli generalin evine ziyarete gitmeleri gibi eylemlerle verilmek istenen mesajı anlamak zor mudur? Bu şekilde mesleki dayanışmadan öte kamuoyuna gözdağı verilmeye çalışıldığını anlamak Türkiye'de ordunun siyaset içindeki rolünü ve konumunu bilenler için hiç de zor olmasa gerek! 

Darbeci çete ile irtibat ve ilişki içinde oldukları şüphesiyle gözaltına alınan ve aralarında MGK eski sekreteri Org. Tuncer Kılıç'ın da bulunduğu kimisi emekli, kimisi ise muvazzaf mensupları ile ilişkili olarak Genelkurmay'ın kamuoyuna yansıttığı rahatsızlık mesajı öncelikle hukuk açısından ciddi bir rahatsızlık kaynağı olmuştur.

Benzer şekilde Yargıtay'ın Başkanlar Kurulu toplantısı düzenleyerek bu konuyu müzakereye kalkışması; barolar adına ortaya konan tepkiler; ana muhalefet partisi CHP'nin bunca delil ortaya çıkmış ve Ergenekon adı verilen bataklıktan bunca pis koku yükselmişken hala çete avukatlığından vazgeçmemesi çok çarpıcı manzaralardır.

Bundan önceki operasyonlarda olduğu gibi, bu son gözaltı operasyonuna ilişkin olarak da medyada aynı bayat söylemlerin tekrarlandığını ve çete şüphelilerinin "memleketin değerli evlatları" klişesiyle savunulmaya çalışıldığını ibretle izlemekteyiz. Bu tutumun çok çirkin ve utanmaz bir yaklaşım olduğu açıktır. Bundan önce de her biri "ülkeye büyük hizmetler etmiş, kahraman vatan evlatları" diye savunulan tiplerin çoğunun,  halen Silivri'de devam etmekte olan yargılamalarda kirli icraatlarının hesabını vermekte zorlanan sanıklar olduğu görülmüyor mu?

Bu kirli ittifak ve işbirliği, Ergenekon pisliğinin sonuna kadar üzerine gidilmesi gerektiğini daha da netleştirmiştir. Kamuoyunu bu yönde atılan adımları desteklemeye, çete dayanışmasını ise teşhir etmeye çağırıyoruz. 

Özgür-Der Genel Başkanı
Hülya Şekerci