Gazze nöbeti Saraçhane'de: Irkçı çetelerin Siyonistlerden farkı yok!
Gazze Dayanışma Platformu'nun çağrısıyla Fatih Camiinden Saraçhane'de yürüyüş gerçekleştirildi.
HAKSÖZ HABER
9 aydır Gazze'de katliam devam ediyor. 7 Ekim'de yaşadığı ağır mağlubiyeti ört bas etmek için Gazzeli Müslümanları tüm imkanlarıyla hedef alan Siyonist çete mağlubiyeti hezimete çevirdi bile. Dünya işgal rejimine hiç olmadığı kadar tepkiliyken Gazze halkı her platformda destekleniyor.
Türkiye'de ise geçtiğimiz hafta ırkçı saldırılar yüzünden gündem oldukça yoğun geçti. Kayseri’de patlak veren kaos sebebiyle Suriyeli mültecilerin ev ve iş yerleri yağmalandı. Linç görüntüleriyle gittikçe yükselen tansiyon bir nebze düşmüş olsa da ırkçı dezenformasyonun ne kadar tehlikeli olabileceği bir kere daha kanıtlandı.
Gazze Dayanışma Platformu, Gazze'deki direnişe destek gösterilerine devam ederken bir yandan ise Türkiye’deki ırkçı saldırıları telin etmek ve mültecilerle dayanışma mesajını yinelemek için bu hafta Fatih Camiinden Saraçhane'de yürüyüş gerçekleştirdi.
Muhammed Emin Bektaş tarafından okunan Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından Murat Ayar sunuş konuşmasını gerçekleştirdi.
"Hicretin yıldönümünde muhacirlere ensar olmanın önemini daha iyi idrak ediyoruz. Türkiye’deki ırkçı saldırıları lanetlerken Filistinli kardeşlerimizle dayanışma mesajını yinelemek için buradayız. Irkçı çeteler tıpkı işgal rejimi gibi insanların canına kast ediyor, yakıyor yerle bir ediyor. Yabancı kimdir? Alnı secdeye giden kardeşlerimiz mi yabancı yoksa muhacirleri hedef gösteren ağzı küfürlü çeteler mi?"
Necmettin Irmak, Gazze halkına iman kardeşliği sebebiyle destek verildiğini aynı şekilde muhacirlerle de dayanışma içinde olacaklarını vurguladı.
"Ey iman edenler. Direnin, hep beraber direnin ve Allah'ın dini için murabıtlar olun. Birbirinizle rabıtanızı asla bırakmayın Allah'tan korkun ki kurtuluşa erin...
Tam dokuz aydır direnen kardeşlerimizin yanında olduğumuzu göstermek için meydanlardayız. Mücahitlerin amansız mücadelesi müminlerin taşıması gereken hasletleri hepimize gösteriyor. Nice az topluluk çok topluluğu bozguna uğratmıştır. Bugün kardeşlerimiz de Allah'ın izniyle zalimleri bozguna uğratacaklardır.
Gazze'deki kardeşlerimizle aramızda hiçbir fark yok. Bizler onlarla birlikte direniyor ve onları her yerde desteklemek için elimizden geleni yapıyoruz. Bizleri birbirimizle tanışalım diye ayrı kavimlerden yaratan rabbimizin buyruğuna karşı gelenler ırkçı ideoloji sahipleridir. Bizlerse bu toprakları ırkçı faşistlere teslim etmeyeceğiz. Gazze ile beraberliğimizin sebebi kardeşler olmamızdır. Türkiye’deki ırkçılara bu ülkeyi de yine aynı sebeple teslim etmeyeceğiz. Asla bu zulme göz yummayacağız. Suriyeli, Afgan, Doğu Türkistanlı fark etmez bizler Müslümanız. Kemalizm'in deli gömleğini bu topraklardan söküp atacağız..."
Rıdvan Kaya, Türkiye’deki ırkçı saldırıları örgütleyen çetelerin Siyonistlerden farkı olmadığını vurguladı.
"Geçtiğimiz haftalarda Türkiye gündeminin en öncelikli konusu sokak köpekleriydi. Son bir haftadır ise sokak köpeklerinden daha vahşi olan ırkçı çetelerin estirdiği terörü konuşuyoruz.
Gazze'de dokuz aydır işgal rejimi ve işbirlikçilerinin vahşeti tüm dünyanın gündeminde. Şimdi ise bir de ırkçı vandalların terörüyle iyice zorbalaşan bir ortam içindeyiz. Şunu çok iyi biliyoruz ki Suriyelileri hedef alan şiddet aslında İslam'a duyulan nefretin bir sonucudur. Kemalist laik ırkçı despotizmin beynini iğdiş ettiği çeteler kardeşlerimiz için Türkiye'yi cehenneme çevirmeye çalışıyor. Kemalist ideoloji en az Siyonist çete kadar İslam'a düşmandır. Birileri unuttuysa hatırlatmanın faydası var. 28 Şubat'ta İslami değerleri hedef gösterenler şimdi ise 'Mülteci istemiyoruz' diyorlar. Hayır, asıl biz sizi istemiyoruz!
Irkçılar referandum çağrısı ile Suriyelilerin ülkeden gitmesini istiyorlar. Geçtiğimiz yıl Mayıs 2023 seçimlerinde 'Suriyeliler gidecek' diye kampanya yapan zihniyet kaybetti. Seçimleri de mülteciler için referandum olarak sunan sizdiniz ancak Türkiye halkı sizi rezil etti. Aynı referandumun Almanya'da da yapılmasını ister miydiniz? Mazlumları hedef göstermek için referandum düzenleme çağrısı hukuka değil vahşete çağrıdır.
1993'te Almanya Solingen'de ırkçı çeteler beş Türk vatandaşını katletti. 2000 ve 2007 arasında 'dönerci cinayeti' olarak adlandırılan seri cinayetlerde de sekiz Türk vatandaşı katledildi... Peki, geçtiğimiz hafta Antalya Serik'te 17 yaşındaki Ahmet hangi suçtan dolayı katledildi? Almanya'daki vahşeti, ırkçılığı kınarken burada yaşananı görmezden gelemeyiz. 17 yaşındaki bir çocuğun ölümü bir maç kadar gündem olmuyorsa çok ciddi bir sorun var demektir.”
Kaya, iktidarın ırkçı gruplara taviz veren bir görüntü içine girmesinin kabul edilemez olduğunu bu bağlamda Esed katili ile görüşme gündeminin kabul edilemezliğini vurguladı.
“İktidara sesleniyoruz, ırkçılığa taviz vererek bu kaosu yatıştıramazsınız. Irkçılığı mahkum edin ve ırkçılardan hesap sorun. Irkçılarla, katillerle müzakere edilmez mücadele edilir! Türkiye'de hukukun gereği mültecilerle dayanışma ve ırkçılarla hesaplaşmadır. Sabah akşam düzensiz göçle mücadele diyerek yayımladığınız rakamlar ırkçıları kışkırtmak dışında bir işe yaramıyor. Mültecileri ise kriminalize ederek sorunlu bir algı oluşturuyor. Irkçı medya ve muhalefete karşı taviz vererek hiçbir kazanım elde edemezsiniz. Oy kaybetme hesabıyla hareket ettiğinizi biliyoruz ancak ahiret hesabı seçim hesabından daha şedittir!
Diğer bir gündem ise Esed katili ile diyalog söylemidir... Ne amaçla olursa olsun Suriye halkının katili Esed ile görüşmek kabul edilemez bir hatadır. Esed tıpkı Netanyahu gibi bir suç örgütü lideridir ve aynı şekilde meşru değildir. Esed, Suriye halkını temsil edemez. Muhacirlere düşmanlık yapanlar aynı Siyonistler gibi zalimdirler. Irkçı duygulara kapılan insanlara şunu hatırlatmak istiyoruz:
Bizler kardeşlerimizi her zeminde savunacağız. Gazze'de mücahitler için atan yüreğimiz Türkiye’de muhacirlerle Doğu Türkistan’da mazlumlarla ve Suriye halkı ile beraberdir... Sözlerimi Mekke'nin fethinden sonra Resullullah (sav) tarafından dile getirilen şu ifadeyle sonlandırmak istiyorum:
Ey İnsanlar! Allah sizden câhiliye gururunu ve atalarla övünme âdetini gidermiştir. İnsanlar iki gruptur: İyi, takva sahibi, Allah katında değerli kişi ve günahkâr, bedbaht, Allah katında değersiz kişi. İnsanlar Âdem'in çocuklarıdır. Ve Allah da Âdem’i topraktan yaratmıştır!"
Mehmet Ali Aslan, "Bizler itikadi kimliklerimizle var olduk olmaya devam edeceğiz. Milliyetçi hezeyanları kabul etmiyoruz" dedikten sonra "Ben insanım" ezgisini söyledi. Eylem ezgi ile son buldu.
Gazze nöbeti Saraçhane'de: Irkçı çetelerin Siyonistlerden farkı yok! https://t.co/goAqQUtvAt pic.twitter.com/EoFQHD1dHN
— HAKSÖZ HABER (@HaksozHaber) July 7, 2024
Ben İnsanım- Mehmet Ali Aslanhttps://t.co/goAqQUsXKV pic.twitter.com/HbKYwgNzRJ
— HAKSÖZ HABER (@HaksozHaber) July 7, 2024