“Eşcinsellik Lobileri İnsan Fıtratına Tuzak Kuruyorlar!”
Özgür-Der: “Gay, lezbiyen, biseksüel vs gibi isimlendirmelerle propaganda edilen iğrenç günahlara, mantık düşmanı sapmalara, vicdanları kanatan bağımlılıklara karşı bizlerden saygı, sevgi ve hoşgörü beklemek dahası bizleri bu yola zorlamak terbiyesizliğin dik alasıdır.”
"Dünya Kadınlar Günü" dolayısıyla bir gazeteye verdiği röportajda eşcinselliği "hastalık" olarak değerlendirdiği için neredeyse lince tabi tutulan Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf'ın açıklamalarını destekleyen Özgür-Der, konuyla bir basın bildirisi yayınladı. Özgür-Der Genel Başkan Yardımcısı Kenan Alpay'ın kaleme aldığı bildiride "Bakan Kavaf'ın hem eşcinsellik ile ilgili sözleri hem de dizi filmlerde pornografi ve ahlaksız ilişkilerin teşvik edilmesine dair bazı önlemler alınması gerektiğine dair görüşleri doğrudur ve desteklenmelidir." ifadelerine yer verildi.
Eşcinsellikle ilgili hastalık, sapma ve anormallik değerlendirmelerinin adeta bir suç, saldırı ve hedef gösterme olarak yaftalandığını belirten Kenan Alpay, "Ne zamandan beridir ve hangi gerekçelerle dinimizin haram kıldığı, giderilmesi gereken çirkin bir günah olarak vasfettiği bir ilişki biçimine saygı duyma, hoş görme zorunluluğumuz var acaba?" diye soruyor. "Irkçılığa, militarizme, hırsızlığa, cinayete, uyuşturucuya, kumara, alkole karşı olduğumuz gibi pornografiye ve homoseksüaliteye de karşıyız ve karşı olacağız." diyen Alpay, "dinci tepki" diyerek itikadi ve ahlaki değerlerimizi savunma pratiğimizi alay konusu etmeye girişen bu çokbilmiş, öğretmeyi ve eğitmeyi pek seven, üstelik de itirazlarımızı ağzımıza tıkamaya hevesli gruba karşı hakkı, adaleti, fıtratı, merhameti korumaya kesinlikle kararlı olduklarının altını çizdi.
Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklama:
Bakan Aliye Kavaf'ı Hedef Haline Getiren Eşcinsellik Lobileri İnsan ve Fıtratına Yönelik Ahlaksız Bir Tuzak Kuruyorlar!
10 Mart 2010
Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla bir gazeteye röportaj veren Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf diğer bazı konularla beraber eşcinsellik meselesine dair de görüşlerini beyan etmişti. Bakan Kavaf'ın konuşmasında eşcinselliği tedavi edilmesi gereken "bir hastalık, bir bozukluk" olarak tanımlaması anlaşıldığı kadarıyla (AB süreci ile birlikte) giderek güçlendirilen homoseksüellik lobileri tarafından kendilerine meşruiyet alanı açmak üzere yeni bir imkân olarak değerlendiriliyor. Bakan Kavaf'ın hem eşcinsellik ile ilgili sözleri hem de dizi filmlerde pornografi ve ahlaksız ilişkilerin teşvik edilmesine dair bazı önlemler alınması gerektiğine dair görüşleri doğrudur ve desteklenmelidir. Kadını, erkeği, çocuğu ile bütün bir toplumu cinsellik nesnesi ve bağımlısı haline dönüştürmeye çalışan bu ahlak dışı yayın ve ilişkilerin değil savunulması görmezden gelinmesi dahi mümkün değildir. Akla ve ahlaka uygun olan; bu akıldışı ve ahlak dışı saldırılarla mücadele etmektir.
Aliye Kavaf'ın sözlerinin hemen ertesinde eşcinsellik sorununu bir insan hakkı ve meşru bir tercih olduğu iddiası ile görüş bildiren bazı "uzman", sanatçı ve aktivistlerin karşı çıktıkları değerler ve gündeme getirdikleri önerilerle nasıl bir insan, ahlak ve toplum tasavvuruna sahip olduklarını ortaya koymaktadırlar. Eşcinsellikle ilgili hastalık, sapma ve anormallik değerlendirmeleri adeta bir suç, saldırı ve hedef gösterme olarak yaftalanmaktadır. Homoseksüellik başta olmak üzere her türlü cinsel sapmayı normalleştirme, meşrulaştırma, yaygınlaştırma ve yasallaştırma misyonunu üstlenen lobiler eşcinsellikle ilgili tüm itiraz ve eleştirilerin önünü kesmek üzere çok yüksek perdeden vaveylalar kopararak ev sahibini bastırmaya çalışan yavuz hırsıza benziyorlar.
Ahlak Karşıtı Kara Propagandalar...
Eşcinsellik meselesine dair itirazları klasik pozitivist/din dışı ve karşıtı propagandalarla ilkel, geri, çağdışı vs gibi ucuz etiketlerle mahkûm etmeye yeltenenler "Bu meselenin artık tartışmalı bir yönü yoktur. Tıbbın, psikiyatrinin görüşü net. Hastalık değil normal bir tercihtir." benzeri söylemlerle İslam'ın, ahlakın ve insan fıtratının iğrenç bir saldırıya maruz kalmasına rıza göstermemizi istiyorlar. Gay, lezbiyen, biseksüel vs gibi isimlendirmelerle propaganda edilen iğrenç günahlara, mantık düşmanı sapmalara, vicdanları kanatan bağımlılıklara karşı bizlerden saygı, sevgi ve hoşgörü beklemek dahası bizleri bu yola zorlamak terbiyesizliğin dik alasıdır. Ne zamandan beridir ve hangi gerekçelerle dinimizin haram kıldığı, giderilmesi gereken çirkin bir günah olarak vasfettiği bir ilişki biçimine saygı duyma, hoş görme zorunluluğumuz var acaba? "Kimse ahlak zabıtalığına soyunmasın!" jargonu ile özgürlük havarisi moduna girenler "eşcinsellik teşvikçiliği"ne soyunduklarını gizlemeye mi çalışıyorlar? Homoseksüellikle ilgili her türlü eleştiri, itiraz ve İslam-ahlak merkezli karşı çıkışları "cinayet ve nefret suçlarını teşvik", "ötekileştirme ve nefret körükleme" ve "utanç verici cehalet örneği ve hedef haline getirme" diye birkaç klişe söylem etrafında dönen akıl ve mantık dışı üstelik ahlak karşıtı kara propagandalar basit psikolojik savaş taktikleri olarak sırıtmaktadır. Eğer homoseksüellerle ilgili bir şiddet veya cinayet varsa genelde bu şiddet veya cinayetin arkasında ya bir başka homoseksüelin ya da bu homoseksüellerle ilgili bir başka sapkın karakterin olduğunu görmüyor değiliz.
Homofobik Değiliz; İkiyüzlü ve Oportünist Hiç Değiliz!
Dinen, ahlaken, mantıken normal insanlara ters, sağlık ve toplumsal güvenlik açısından son derece zararlı bir tutumu hoş gördüğümüzü söylememiz ikiyüzlülük ve oportünizm olur. Anti semitik olmadığımız gibi homofobik de değiliz. Elhamdulillah mantık dışı/fobik hiçbir korkumuz, ırkçı/ulusalcı hiçbir damarımız yok. Kınayıcıların kınamasından korkmadan sadece Âlemlerin Rabbi olan Allah-u Teala'nın mümin kullarına yüklediği "iyiliği emir ve kötülüğü men" misyonuna uygun bir hayat inşa etmeye çalışıyoruz. Irkçılığa, militarizme, hırsızlığa, cinayete, uyuşturucuya, kumara, alkole karşı olduğumuz gibi pornografiye ve homoseksüaliteye de karşıyız ve karşı olacağız. İyilik ve kötülüğün de doğru ve yanlış gibi öz olarak zamandan ve mekândan bağımsız olduğunu savunuyoruz.
Kendilerine sanat, edebiyat, siyaset, bilim dünyasının sözcülüğü payesini biçmiş ve buyurgan bir mevkide konuşlanmış 'cinsel sapkınlık lobisi' insan ruhunu ve bedenini ifsat edici kamuoyu yönlendirme girişimlerine karşı sessiz ve tepkisiz bir koyun sürüsü bekliyor herhalde. "Dinci tepki" diyerek itikadi ve ahlaki değerlerimizi savunma pratiğimizi alay konusu etmeye girişen bu çokbilmiş, öğretmeyi ve eğitmeyi pek seven, üstelik de itirazlarımızı ağzımıza tıkamaya hevesli gruba karşı hakkı, adaleti, fıtratı, merhameti korumaya kesinlikle kararlı olduğumuzu bir kez daha hatırlatmak isteriz.
ÖZGÜR-DER