Keyfi ve dayanaktan yoksun iddialarla ev, iş adresleri bilinen, çevrelerinde tanınan insanların gece yarısı operasyonlarına maruz kalmaları açık bir hukuksuzluk olduğunu ifade eden Özgür-Der, Van, Bursa, Erzurum, Hatay, Sakarya, Konya, Batman, İstanbul, Adana'da yapılan operasyonlar sonucu gözaltına alınan ve tutuklanan Müslümanların serbest bırakılmasını istedi.

Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklama:

El- Kaide Yaftasıyla Yapılan Keyfi Operasyonlara Son Verilsin!

17 Ekim 2009

Türkiye'de "el-Kaide ile irtibatlı olmak" isnadıyla emniyet ve yargı tarafından mütemadiyen keyfi operasyonlar, gece yarısı baskınları gerçekleştiriliyor. Son olarak 14 Ekim Perşembe gecesi Van, Bursa, Erzurum, Hatay, Sakarya, Konya, Batman, İstanbul, Adana'da TEM ve Özel Harekât ekipleri tarafından eşzamanlı düzenlenen operasyonlarda yine El-Kaide isnadıyla yaklaşık 50 kişi gözaltına alındı. Yapılan operasyonların hedefinde ise çevrelerinde Müslüman kimliğiyle tanınan insanlar yer almakta.

Polisin iddiası her zaman olduğu gibi gözaltına alınan kişilerin el-Kaide örgütüne üye oldukları, Afganistan'daki NATO operasyonları nedeniyle Almanya ve Türkiye'ye yönelik saldırı eylemlerini planladıkları yönünde. Her ne hikmetse "eylem hazırlığı" içinde oldukları iddia edilenler hiçbir zaman silahlarıyla "ele geçirilmiyor". Erdem-Der'de yapılan aramalarda "örgütsel döküman" olarak bilgisayar ve CD'ler ele geçiriliyor. Sormak lazım: İddia edilen eylemler bu dökümanlarla mı gerçekleştirilecekti? Elbette ki bu iddianın sergilenen hukuksuzluğa kılıf uydurma çabası olduğu ortada. Gözaltına alınanlar arasında çalışmalarıyla, aktiviteleriyle İslami camianın yakından tanıdığı kişilerin olması operasyonun sindirme amaçlı olduğunu göstermektedir. Keyfi ve dayanaktan yoksun iddialarla ev, iş adresleri bilinen, çevrelerinde tanınan insanların gece yarısı operasyonlarına maruz kalmaları açık bir hukuksuzluğu ortaya koymaktadır.

Medyaya gözaltına alınan şahısların "el-Kaide ile irtibatlı, son derece tehlikeli kişiler" olarak lanse edilmeleri ise mağduriyet zincirinin devam ettirilmesidir. Geçmiş örneklerde olduğu gibi bu şekilde gözaltına alınan insanlar somut hiçbir delil olmadığı için savcılık tarafından ya da ilk duruşma sonrasında serbest bırakılmaktadırlar. Geriye sebepsiz yere günlerce ve hatta aylarca süren tutukluk nedeniyle oluşan mağduriyet kalmakta ve bu mağduriyetlerin hesabı ise sorulmamaktadır. "El-Kaide üyesi olmak" ya da belli bir düşünce çizgisine sahip olma şeklindeki keyfi isnatların sergilenen hukuksuzluğu örtmeye yetmediği çok açık ortadadır.

Baskı ve sindirme amaçlı, gözdağı vermeye yönelik bir girişim olduğunu düşündüğümüz bu tarz hukuk dışı yöntemler derhal son bulmalıdır. Soyut ve mesnedi bulunmayan şüphelerden hareketle somut çok sayıda insanın mağdur edildiği Terörle Mücadele ekipleri ve güvenlik güçlerinin sıklıkla yapmaya devam ettiği keyfi, gece yarısı operasyonların hesabı sorulmalı ve sebep olunan mağduriyetler giderilmelidir.

Özgür-Der