Beyazıt'tan Gazze'ye selam, Siyonizm'e lanet!
İslami kuruluşların çağrısıyla Beyazıt Meydanı’nda bir araya gelen binlerce kişi Aksa Tufanı’na desteklerini gösterdiler.
7 Ekim tarihinde Hamas’ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları tarafından gerçekleştirilen Aksa Tufanı bütün dünyanın gündeminde. İslam coğrafyasının farklı ülkelerinde Filistin için binlerce insan meydanlara akın etti.
Türkiye’de İHH ve Özgür-Der’in çağrısı, çeşitli İslami kuruluşların da desteğiyle cuma namazı çıkışında Beyazıt Meydanı’nda toplanan Müslümanlar, Siyonist işgal rejiminin saldırılarında şehit olanlar için kılınan gıyabi cenaze namazının ardından Hamas’a desteklerini yinelemek için bir araya geldiler. Okunan Kur’an-ı Kerim’in ardından Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya söz aldı.
Hamas’ın Aksa Tufanı ile yıllardır tüm Müslümanların içinde birikmiş olan öfkeyi bir kasırgaya dönüştürerek Siyonistlere gereken dersi verdiğini ifade eden Rıdvan Kaya, mücahitlerin direnişinin çok büyük dersler içerdiğini vurguladı.
“Günlerdir Gazze’de işlenen insanlık suçlarını lanetlemek için buradayız. Ancak bundan önce biz Aksa Tufanı ile iftihar ettiğimizi ilan etmek istiyoruz. Kassam ortaya koyduğu direniş ile yalnızca Allah’ın iradesine teslim olanların zulme ve zalimlere asla teslim olmayacağını bir kere daha tüm dünyaya haykırmıştır. Aksa Tufanı, Siyonistlerin ne kadar vahşi ve hukuk dışı olduğunu da bir kere daha göstermiştir. Katil İsrail ile birlikte ABD emperyalizmi de lanetlenmelidir.”
İşgal çetesi tarafından bombalanan camiler, hastaneler ve evleri görmezden gelenlerin savaşın sorumlusu olarak Hamas’ı göstermesinin bir dezenformasyon olduğuna dikkat çeken Kaya, işgali kim başlattıysa mesuliyetin de onda olduğunu söyledi.
“Hamas’ı suçlayanlar 7 Ekim’den önce Filistin’in işgal altında olduğunu bilmiyor mu? Mescid-i Aksa her gün Siyonistlerin necis elleriyle kirletilmiyor muydu? Filistin’in her bir karış toprağı paramparça edilip Filistinliler tehcire zorlanmamış mıydı? Gazze bir açık hava hapishanesi değil miydi? Müslümanlardan ve mücahitlerden ne isteniyor? Bu zulme boyun eğip işgale rıza göstermeleri mi? Bu asla gerçekleşmeyecektir, ümmet asla bu işgali tanımayacaktır!”
Rıdvan Kaya son olarak Siyonistlerle barış ve normalleşme söylemlerinin İslam ümmeti için hiçbir anlamının olmadığını, bunu gündemleştirenlerin hain değillerse ahmak olduklarını belirtti.
“Siyonistlerle barışçıl çözüm saçmalıktır, abesle iştigaldir! Siyonist katiller ancak mücahitlerin direnişiyle dize getirilebilir! Dolayısıyla Siyonistlerle barışçıl çözümden bahsedenler eğer hain değillerse ahmaktırlar! Şunu bir kere daha haykırıyoruz ki Siyonistlere teslim olmak sizin için barış anlamına geliyorsa bizim için zillet anlamına gelmektedir. Bunu asla kabul etmeyeceğiz! Siyonistlere direnmek ise terör değil cihaddır, izzettir, şereftir!”
Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya’nın ardından sözü İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım aldı. Filistinli direnişçilerin asla teslim olmayacağını ifade eden Yıldırım, Kudüs ve Mescid-i Aksa özgürlüğüne kavuşuncaya dek direnişin devam edeceğinin altını çizdi.
“ABD ve İngiltere’nin ortaya koydukları tavır Siyonistlerin nasıl bir hezimet yaşadıklarının kanıtıdır. Gayrı meşru yollarla korumaya çalıştıkları İsrail’i korumak için geliyorlar ancak bir anlamı yok. İsrail, ABD’nin bölgedeki karakoludur. Türkiye’nin bütün sokaklarını direniş bilinciyle aydınlatmamız gerekiyor.”
Tüm İslam âleminin işgale ve emperyalizme karşı bir araya gelmesi gerektiğini belirten Bülent Yıldırım, Filistin’e destek vermek için Müslümanların bütün varlıklarını ortaya koymaları gerektiğini söyledi.
“Tarihi günler içinden geçiyoruz. Bugünlerde yaptıklarımız ahirette bizler için şahit olacak. Direnenlerin yanında bütün gücümüzle durmazsak gelecekte kimsenin yüzüne bakamayız. Bütün devletlerin, STK’ların, kurum ve kuruluşların Filistin’in haklı mücadelesini daha fazla insana ulaştırmak için çalışması ve işgale karşı açıktan tavır alması gerekmektedir.”
Türkiye’de ırkçı çevrelerin aynı zamanda İsrail’i savunmak için ellerinden geleni yaptığını belirten Bülent Yıldırım, Siyonistler nasıl hesap veriyorsa Ümit Özdağ başta olmak üzere Türkiye’deki ırkçıların da hesap vermesi gerektiğini vurguladı.
“Son aylarda Arap düşmanlığı üzerinden kaos çıkartmaya çalışan ırkçılar Siyonist katilleri aklamak için sıraya girmiş durumda. Ümit Özdağ gibi ırkçılar İsrail’in hesabına çalışarak tıynetlerini bir kere daha göstermişlerdir. Ancak bu topraklar ırkçı rezillerin değil “La İlahe İllallah Muhammeden Resulullah” bilinciyle hareket edenlerin topraklarıdır!”
Türkiye’deki yardım faaliyetlerinin devam ettiğini vurgulayan Bülent Yıldırım aynî ve nakdi yardımların artırılması gerektiğini ifade ettikten sonra Türkiye vatandaşı olup İsrail adına savaşanların Türkiye vatandaşlığından çıkartılması gerektiği çağrısında bulundu. Yıldırım'ın ardından sözü İnsan ve Medeniyet Hareketi kurucu başkanı Mehmet Güney aldı.
Beyazıt Meydanı’nda gerçekleştirilen şahitliğin ve dayanışma bilincinin önemine dikkat çeken Güney, ümmet coğrafyasının her bir yanında direnişe destek mesajları yükseldiğine işaret etti.
“İzzetten ve akıldan yoksun kimseler canını ortaya koyan Filistinli kardeşlerimizin samimiyetini sorgulama hadsizliğini gösterdiler. Ancak bizler Beyazıt Meydanı’nda toplanarak tarafımızın direniş ve izzetten yana olduğunu haykırmak istiyoruz. Direnişin yanında olmak doğal olarak zulmün ve zalimlerin karşısında olmaktır!”
Osmanlı'nın bölgeden çekilmesinden bu yana zulmün devam ettiğini ifade eden Mehmet Güney, işgal rejiminin kurulmasıyla zorbalığın had safhaya çıktığının altını çizdi.
“Ev sahibi olan Filistinliler tehcir ve zorbalıkla sindirilmeye çalışılırken dünyanın dört bir yanından toplanan Siyonistlerin bir devlet kurmak için yapmadıkları zulüm kalmadı. Dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş olan bu zulüm rejimini meşru olarak asla tanımayacağız! Filistinlilerin kayıtsız şartsız bir şekilde vatanlarına dönmesini ve özgür Filistin’in kurulmasını istiyoruz!”
Davet ve Kardeşlik Vakfı Başkanı Maruf Çelik, Filistin ve Kudüs davasının sadece Filistinlilerin davası olmadığına dikkat çekerek sözlerine başladı. Çelik, direnişe destek vermek için toplumsal bilinci artırmamız gerektiğini belirtirken Filistin’de yaşananların doğru bir şekilde bilinmesi ve aktarılması gerektiğini vurguladı. Dezenformasyon yoluyla Siyonist çetenin algı operasyonu peşinde olduğunu kaydeden Maruf Çelik farkındalık çalışmalarıyla direnişe omuz verilmesi çağrısında bulundu.
Saldırılarda çocuğunu ve torununu kaybeden Filistinli öğretim görevlisi Doktor Kemal, Filistinlilere yapılan zulümlere dikkat çekerek Siyonist rejimin içine düştüğü korkuyla kadın, çocuk demeden saldırdığını ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere camileri hedef aldığını vurguladı. 76 yıldır zulüm devam ederken Aksa Tufanı ile yeni nesillerin Siyonistleri daha iyi tanıdığını ifade eden Doktor Kemal, işgal çetesinin kurşunlarının bir anlamı olmadığını belirtti; zulmün bir gün son bulup Filistin’in özgürleşeceğine olan inancının altını çizerek sözlerine son verdi.
Eylem Siyer Vakfı Başkanı Muhammed Emin Yıldırım’ın duasının ardından sona erdi.
Eylemde "Siyonist Kuşatmayı Kıran Aksa Tufanı'na Bin Selam", "Gazze Siyonist Katillere Mezar Olacak, Yaşasın Filistin İslami Direnişimiz", "Mücahitlerin izzeti ve kararlılığı İsrail ve ABD’ye korku salıyor", "Filistin’de ABD-İsrail işgaline karşı yaşasın Kudüs intifadası" yazılı pankartlar taşınırken; "Aksa Tufanı Siyonizmi Yenecek", "Yaşasın Filistin Direnişimiz", "Hamas'a Selam Direnişe Devam", "Zalimler İçin Yaşasın Cehennem", "Yaşasın Ümmet Dayanışması", İstanbul’dan Gazze’ye Direnişe Bin Selam", “Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi”, “Yaşasın Küresel İntifada" sloganları atıldı.