“Başörtüsüne Her Yerde Özgürlük” Eylemi Yapıldı
Özgür-Der, Saraçhane Parkında başörtüsünün tüm okullarda ve her kademede özgür bırakılması çağrısında bulundu.
2012 yılı sonunda yapılan düzenlemeyle de 2013-2014 eğitim-öğretim dönemine ilişkin olarak başörtüsü yasağı kısmen kaldırılmış, tüm okullarda seçmeli Kur’an derslerine katılan ve İmam Hatip Okullarına devam eden kız öğrencilere başörtüleriyle eğitim görme hakkı tanınmıştı. Bu şekilde yeni açılan İmam-Hatip Ortaokullarında ve İmam-Hatip Liselerinde başörtüsü sorunu ortadan kalkarken, orta ve lise düzeyindeki diğer tüm okullarda ise korunmuştu.
Konuyla ilgili bir Fatih Saraçhane Parkında bir eylem yapan Özgür-Der, MEB yönetmeliğindeki yasakçı zihniyet kalıntısı sınırlamayı kaldırılmasını ve başörtüsünün tüm okullarda ve her kademede serbest bırakılmasını istedi.
“Yasakçı Yönetmelik Kalksın! Tüm Okullarda ve Her Kademede Başörtüsü Serbest Olsun!” “Başörtüsüne Hemen Şimdi Her Yerde Özgürlük!” yazılı pankartların açıldığı eylemde “Başörtüsüne Okul ve Yaş Sınırlaması Kabul Edilemez!” “Neden Başörtümle Anadolu Lisesine Gidemiyorum?” “Yeni Türkiye Eski ve Yasakçı Yönetmelikle mi?” yazılı dövizler taşındı. Eylemin sunumu Özgür-Der Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ali Kaçmaz tarafından yapıldı. Kaçmaz, okullarda konuyla ilgili yaşanan sıkıntılara şahitlik ettiğini belirterek eylemin amacı hakkında bilgi verdi.
Eylemde bir konuşma yapan Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, AK Parti hükümetleri döneminde birçok alanda başörtüsünün serbest bırakılması yönünde adımlar atıldığını; kamusal hayatını yanı sıra başörtüsünün Meclis’e de girdiğini hatırlattı ve bu adımların güzel gelişmeler olduğunu belirtti. Ne var ki, okullarda İmam Hatiplerde çözülen sorunun diğer ortaokul ve liselerde devam ettiğini belirtti.
Kızlarımızın Rablerine teslimiyetin bir gereği olan başörtüsü emrini yerine getirirken yasakçı, işgüzar öğretmen ya da idarecilerin baskı ve dayatmalarıyla mücadele etmek durumunda kaldıklarını ifade eden Rıdvan Kaya, çocuklarının İmam Hatip okullarına gitmesini istediklerini ancak bunun “Başörtülü okumak istiyorsa imam hatip okullarına gitsin!” şeklinde bir dayatmaya dönüştürülmesinin zulüm olduğunu söyledi. Çeşitli nedenlerle kimi kızlarımızın Sağlık Lisesi, Anadolu Fen, Meslek ve diğer liseleri de tercih edebileceğini söyleyen Kaya, bu okullarda kızların okullarına girerken başörtülerini çıkarıp çantalarına koymalarının sorun olmadığını iddia etmenin de büyük bir zulüm olduğunu vurguladı.
Hükümetin bazı alanlarda sürdürdüğü çekingen tutumları, neye hizmet ettiği anlaşılamayan erteleyici yaklaşımları kabullenmenin mümkün olmadığını belirten Kaya, yasağın ilkokullarda dahi uygulanmaması gerektiğini ifade etti. Kimilerinin “İlkokul çağında çocuklar başörtüsü takmamalı/takamaz!” şeklindeki tutumunu eleştiren Kaya, “Kendi çocuklarımızın ne giyeceğine başkası karışamaz.” dedi.
Kaya, konu harici olarak ABD Başkanı Obama’nın NATO Zirvesinde “IŞİD’e yönelik ortak operasyon” kararına Türkiye’nin de dâhil olduğunu açıklaması hakkında yorumda bulundu. Kaya, “Türkiye’nin emperyalist bir oluşumun İslam coğrafyasındaki herhangi bir yere müdahalesi içinde yer alması kabul edilemez.” dedi.
Daha sonra Özgür-Der mensubu Zehra Türkmen de bir konuşma yaptı. Türkmen, kızlarımızın yaşadığı psikolojiye değindi ve MEB Yönetmeliğinde yer alan “okul içinde baş açık” ifadesinin yeni eğitim-öğretim dönemi başlamadan kaldırılması gerektiğini söyledi.
Eylem boyunca “Başörtüye Özgürlük; Hemen Şimdi Her Yerde!” “Yasakçı Yönetmelik Kaldırılsın!” “İnanca Saygı Başörtüye Özgürlük!” “Çocuklar Bizimdir Devletin Değil!” “Yasak Sürüyor Zulüm Devam Ediyor!” şeklinde sloganlar atıldı.
Foto Galeri İçin Tıklayınız >>>
Eylemde dağıtılan basın açıklaması metni:
Yeni Hükümete ve Milli Eğitim Bakanlığına Çağrı:
YÖNETMELİK DEĞİŞSİN,
OKULLARDA BAŞÖRTÜSÜ SINIRLAMASINA SON VERİLSİN!
2 Eylül 2014
Türkiye Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı ve Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığında yeni bir döneme giriyor. Yeni dönemin gerek bu ülkenin gerekse de tüm dünyanın Müslüman ve mazlum halkları için hayırlar getirmesini umuyor; Kemalist resmi ideolojik dayatmaların tasfiyesine, Kürt sorununa çözüm arayışlarının geliştirilmesine, bürokratik tahakkümün sonlandırılmasına yönelik adımların hızlandırılarak sürdürülmesini arzu ediyoruz.
Kemalist ideolojik dayatmanın ve bürokratik oligarşinin en şedid, en zalim yansımalarından biri olan başörtüsü yasağı konusunda AK Parti hükümetleri döneminde önemli gelişmeler yaşandığını, üniversitelerden kamu hizmetlerine kadar pek çok alanda özgürlük ortamının genişletilmesine yönelik hayati adımlar atıldığını kabul ediyoruz.
İslami kimliğe yönelik düşmanlığın açık bir tezahürü olan ve halkı ezen, sindiren bu büyük zulmün geriletilmesi yönünde yapılan düzenlemelerin sadece kişi hak ve özgürlüklerinin tanınması açısından değil, toplumsal yapının daha erdemli, daha insani bir zemine oturtulabilmesi açısından da çok değerli ve anlamlı çabalar olduğu açıktır. Ne var ki, bazı alanlarda ısrarla sürdürülen çekingen tutumların, neye hizmet ettiği anlaşılamayan erteleyici yaklaşımların ise bu yönelimle taban tabana zıt bir görüntü oluşturduğu da tartışmasızdır.
İşte tam bu noktada yeni hükümetten, yeni bir eğitim-öğretim döneminin eşiğinde, özgürleşme süreci önünde ciddi engellerden birini teşkil eden MEB yönetmeliğindeki yasakçı zihniyet kalıntısı sınırlamayı kaldırmasını talep ediyoruz.
Kısmi Özgürlük Yarım Adalet Demektir!
2012 yılı sonunda yapılan düzenlemeyle 2013-2014 eğitim-öğretim dönemine ilişkin olarak başörtüsü yasağı kısmen kaldırılmış, tüm okullarda seçmeli Kur’an derslerine katılan ve İmam Hatip Okullarına devam eden kız öğrencilere başörtüleriyle eğitim görme hakkı tanınmıştı. Bu şekilde yeni açılan İmam-Hatip Ortaokullarında ve İmam-Hatip Liselerinde başörtüsü sorunu ortadan kalkarken, orta ve lise düzeyindeki diğer tüm okullarda ise korunmuştu.
Yasakçılığa kısmi çözüm anlamına gelen bu düzenleme yapıldığı tarih itibariyle de anlamsız ve gereksizdi. Adeta aşırı ürkek, hatta evhamlı bir ruh halinin izlerini taşımaktaydı. Bugün hala bu düzenlemenin korunuyor olmasının ise artık hiçbir mazereti kalmamıştır.
Başörtüsü sadece İmam Hatip okullarına devam eden kızlar için değil, iman eden her mümin genç kız ve hanımın kamusal alanda uygulamak zorunda olduğu Rabbimizin açık, tartışmasız bir emridir. Çeşitli nedenlerle İmam Hatiplere gitmeyen ya da gidemeyen kız öğrencilerin kategorik bir tarzda başörtüsüzlüğe mahkum edilmesi kabul edilemez.
Şüphesiz çocuklarımızın, gençlerimizin dini eğitim görmesi açısından İmam Hatiplere yönlendirilmesini olumlu bir uygulama olarak görüyor, destekliyoruz. Mamafih çeşitli nedenlerle farklı okullarda eğitim görmeyi arzu eden öğrenciler için, örneğin evine daha yakın olduğu için, iyi bir eğitim verdiği için, üniversiteye girişte daha fazla imkan tanıdığı için veya belli bir mesleki beceriye sahip olabilmek için İmam Hatipler haricindeki okulları tercih eden kız öğrencilerin başörtüleri ya da seçtikleri okul arasında bir tercihe zorlanmasını hiçbir şekilde doğru bulmuyor, kabul etmiyoruz.
Aslında gerek orta, gerekse de lise seviyesinde birçok okulda yönetmeliğe rağmen pek çok kız öğrencinin başlarını örttüğü bilinmektedir. Genelde idarecilerin göz yumması ile sağlanan bu serbestiyetin birilerinin insafına bırakılmadan genel bir norm haline dönüşmesi aklın ve vicdanın gereğidir. Haddizatında yönetmeliğe rağmen başörtüsüyle devam edilebilen okullarda kimsenin hiçbir zarar görmemesi, hiçbir aksaklık yaşanmaması bu yasağın anlamsızlığına ilave bir delildir.
Sayın Bakan,
Kızlarımızın Rablerine teslimiyetin bir gereği olan başörtüsü emrini yerine getirirken yasakçı, işgüzar öğretmen ya da idarecilerin baskı ve dayatmalarıyla mücadele etmek durumunda kalmaları inanıyoruz ki sizleri de rahatsız etmektedir. Yine okul kapısına kadar başörtüsüyle gidip içeri girerken başörtüsünü çıkartmak mecburiyetinde kalan kızlarımızın yaşadıkları tahkir ve ezikliğin tarifi mümkün değildir. Bu hepimiz için bir vebaldir!
Bu iç parçalayıcı manzaraların sizin vicdanınızda da derin bir sızı oluşturduğundan eminiz. Öyleyse bu vebalden kurtulmak için adım atmalısınız!
MEB’in yapması gereken şey gayet açık ve de basit bir düzenlemedir. Yasağa yasal kılıf oluşturan "Milli Eğitim Bakanlığı'na Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik" içinde yer alan “okul içinde baş açık” ifadesi yeni eğitim-öğretim dönemi başlamadan kaldırılmalıdır.
Ayrıca bu düzenleme yapılırken, yasakçı zihniyetin bir biçimde etkisini sürdürdüğü bazı okullarda ‘okul kıyafeti’, ‘okul üniforması’ adı altında başörtüsüne izin verilmemesi türünden uygulamalara gidilebileceği kaygısından hareketle yasakçı uygulamalara kapıların tümden kapatılması gerektiğini de hatırlamak isteriz.
Başörtüsünü engellemeye yönelik her türlü gayretin inanca dönük açık bir saldırı ve kişi özgürlüğüne yönelik bir kısıtlama olduğunun sarih bir tarzda belirtilmesi ile bu tür muhtemel işgüzarlıkların önü alınmalı, çocuklarımızın örtüsü üzerinden İslami kimliğimize savaş açmaya yeltenmiş zalimlere fırsat verilmemelidir.
Başörtüsü Yasağı ‘Eski Türkiye’de Kalsın!
‘Yeni Türkiye’ sloganı son dönemde geniş kesimlere umut aşılamaya yönelik çok sık tekrarlanan bir slogan olarak karşımıza çıkmakta. ‘Eski Türkiye’nin köhnemiş, kangrenleşmiş bir takıntısı olduğu aşikâr başörtüsü yasağını tümüyle tarihin çöplüğüne yollamanın, ‘Yeni Türkiye’ hedefi için gereken cesaret ve kararlılığın bir göstergesi olacağına inanıyor; MEB Yönetmeliğinin acilen yasakçı anlayıştan temizlenmesini talep ediyoruz!
Rıdvan Kaya
Özgür-Der Genel Başkanı