Ant Dayatması Mutlaka Tartışılmalı!
“İlkel kabile ayinlerini andıran tarzda çocuklarımıza her sabah ırkçı kalıpların tekrar ettirilmesi formunda gerçekleştirilen ant olayı açıkça eğitimde otoriter-faşizan bir dayatmadır...” Yaptığı açıklamayla Özgür-Der, “Andımız”ın mutlaka tartışılması ger
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun "tartışılabilir" ifadesiyle tekrardan gündeme gelen "Andımız" ile ilgili bir açıklama yapan Özgür-Der, Kemalist medya terörüne maruz kalan Bakan Çubukçu'yu cesaretli olmaya ve dürüst davranmaya çağırdı. "Militarist bir formda gerçekleşen, ırkçı anlayışın öne çıkartıldığı ve ancak Allah'a atfedilmesi gereken birtakım sıfatlarla rejimin kurucusunun tazim edildiği bu ant içme ritüeli inancımıza doğrudan bir saldırı ve açık bir insan hakları ihlalidir." diyen Özgür-Der, değerlerimize uygun olarak yetiştirmek istediğimiz çocuklarımıza korkuyla, tehditle, baskıyla sistemin ideolojisinin enjekte edilmeye çalışıldığını ifade etti.
"Bizler çocuklarımızı 'Elhamdulillah Müslümanım!' şiarıyla yetiştirmeyi hedefliyoruz!" diyen Özgür-Der, dayatma ve zorbalık içeren, akla, mantığa ve vicdana aykırı ilkel dayatmanın son bulmasını talep ediyor.
Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklamanın tam metni:
Milli Eğitim Bakanı Sayın Nimet Çubukçu'ya Sesleniyoruz:
"TARTIŞILABİLİR" DEMEK YETMEZ,
ANT DAYATMASI MUTLAKA TARTIŞILMALIDIR!
23 Mayıs 2009
Okullarda her sabah düzenlenen törenler ve bu törenlerde çocuklara okutulan ant konusu birkaç gündür tartışma gündemine gelmiş bulunuyor. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'ya atfen konunun "tartışılabilir" olduğuna dair bir görüş beyanının bile kimi çevrelerde uyandırdığı tepkiler konunun ne denli önemli olduğunu ve mutlaka tartışılması gerektiğinin bizatihi delili olarak görülmelidir.
İlkel kabile ayinlerini andıran tarzda çocuklarımıza her sabah ırkçı kalıpların tekrar ettirilmesi formunda gerçekleştirilen bu ant olayı açıkça eğitimde otoriter-faşizan bir dayatmadır. Muhtemelen bu garip uygulamanın Türkiye'den başka dünyada bir başka örneği de yoktur. Militarist bir formda gerçekleşen, ırkçı anlayışın öne çıkartıldığı ve ancak Allah'a atfedilmesi gereken birtakım sıfatlarla rejimin kurucusunun tazim edildiği bu ant içme ritüeli inancımıza doğrudan bir saldırı ve açık bir insan hakları ihlalidir.
Devlet kimseye, hiçbir alanda kimlik dayatma hakkına sahip değildir. Hele bu dayatma zorunlu eğitim kapsamında okula mecbur tutulan çocuklara yapıldığında bu çok daha vahim bir insanlık suçu olur. Ne yazık ki bu ülkede resmi ideolojik dayatmalar daha 7 yaşından itibaren çocuklarımızı adeta bir hamur gibi şekillendirmeye kalkmaktadır. Kendi inancımıza ve değerlerimize uygun olarak yetiştirmek istediğimiz çocuklarımıza korkuyla, tehditle, baskıyla sistemin ideolojisi enjekte edilmeye çalışılmaktadır. Oysa bu büyük bir zulümdür.
Bizler çocuklarımızı "Elhamdulillah Müslümanım!" şiarıyla yetiştirmeyi hedeflerken, resmi ideoloji etnik kimliği öne çıkartmakta ve ırkçı bir anlayışı dayatmaktadır. Bu yapılan inancımızın yok sayılmasıdır. Doğrudan kimliğin sekülerleştirilmesi ve devletleştirilmesi çabasıdır. Ayrıca da düpedüz ırkçılıktır. Bu ülkede yaşayan Türk kökenden olmayan milyonlarca insana da açık bir hakaret ve kimlik inkarıdır. On yıllardır yaşanan bunca acının adeta üzerine tüy dikmektir!
Ant konusuna dair tartışmaya ürkek bir biçimde katılan ve Kemalist medya terörüne maruz kaldığı ve baskı altına alındığı görülen Milli Eğitim Bakanı Sayın Çubukçu'yu cesaretli olmaya ve dürüst davranmaya çağırıyoruz. Bu ölçüde çarpıklık içeren bu konu hakkında çekingen bir dille "tartışılabilir" demek yetmez, mutlaka tartışmaya açmalısınız, tartışmalısınız! Haksızlıkların giderilmesi, yanlışların tasfiyesi ciddi, ısrarlı ve cesur girişimlerle gerçekleşir. Bu ülkede yaşayan geniş kitlelerin inancına aykırılık taşıyan, açıkça dayatma ve zorbalık içeren, akla, mantığa ve vicdana aykırı bu ilkel dayatmayı daha fazla vakit kaybetmeksizin en azından toplumun gündemine taşıyarak, tartışmaya açmak sağlıklı bir adım olacaktır.
ÖZGÜR-DER