Alternatif Eğitim Derslerinde 17. Hafta

Alternatif Eğitim Derslerinde 17. Hafta

Özgür-Der alternatif eğitim derslerinde bu hafta Mesut Onat tarafından “Şükretmeyi Bilmeyen Sabretmeyi de Bilmez” konusu; Ahmet Yıldız tarafından da "Müslüman Genç ile Yürüyüş" dergileri anlatıldı.

Özgür-Deri'n düzenlemiş oluğu alternatif eğitim derslerinin  "Ayetler Işığında Hayat" başlıklı ilk bölümünü Mesut Onat, "1980-2000 Yıllarında İslami Dergilerin Misyonu"  başlıklı ikinci bölümünü de Ahmet Yıldız sundu.

"Şükretmeyi Bilmeyen Sabretmeyi de Bilmez"

İlk derste Mesut Onat "Şükretmeyi Bilmeyen Sabretmeyi de Bilmez" konusunu İsra 17/83 ayeti bağlamında değerlendirdi:

"İnsan'a bir nimet verdiğimizde sırt çevirir ve yan çizer;ona bir şer dokunduğu zamanda umutsuzluğa kapılır."

Onat, ilk olarak "şükür" kavramının anlam ve mahiyetini açıkladı. "Şükür" kelimesini sözlükte; semizlemek ve gelişmek, hayvanların bedenlerinde yedikleri gıdanın etkisinin apaçık ortaya çıkması anlamlarına geldiğini belirtti.

Onat, din dilinde ise şükrün; Allah'ın nimetinin etkisinin kulunun dilinde 'itiraf' ve 'övgü' olarak, kalbinde 'şahitlik ve muhabbet/sevgi' olarak, organlarında 'itaat etme ve boyun eğme' olarak ortaya çıkması hali olarak tanımladı. Şükür kelimesinin zıddının ise, küfür (nankörlük );nimeti unutup örtmek olduğunu belirtti. Ayrıca konuşmacı şükür kelimesinin şu anlamlara geldiğini de söyledi:

"Şükür; nimet vereni boyun eğerek itiraf etmek, ihsan yapan kimseyi ihsanını anarak övmek, bir nimeti verene teşekkür etmek-memnuniyetini ve minnettarlığını belirtmek, Allah'ın ihtiyacı olmadığı halde O'nu övmekle lezzet duymak, Allah 'ın verdiği nimet ile Allah'a isyan etmemektir"

Kur'an'ı Kerim' de "Şükür" Kavramı   

Kur'an'ı Kerim'de mü'minlerin çokça şükretmeleri gereğinin hatırlatıldığını ve şükretmeyenlerin örneklerinin ve akıbetlerinin anlatıldığını kaydetti. İnsanın şükretmek için birçok sebebi olduğunu belirten konuşmacı, evvela insanın en güzel biçimde yaratıldığından bahsetti. Şükretmenin sebebini belirten ayetler eşliğinde sunumuna devam etti.

"Biz onlara kendileri için boyun eğdirdik; işte bir kısmı binekleridir, bir kısmının da etini yiyorlar. Onalar da kendileri için daha nice yararlar ve içecekler vardır. Yine de şükretmeyecekler mi?" Yasin/72-73 ayetine binaen konuşmacı, kendisinden her türlü faydalandığımız hayvanların bizler için şükretme unsuru olduğunu belirtti. Devamında ise; Allah'ın gemileri suda yürütmesinin (İsra/66), yeryüzünde ki her türlü geçim vasıtasını Rabb'imizin bize vermiş olduğunu nimet olarak görmek gerektiğini (Araf/10), vd.nin Allah'ı şükretme sebeplerinden olduğunu ifade etti.

Konuşmacı, insanı şükretmekten alıkoyan sebep olarak modern cahiliyyenin insanı bireyselleştirmesinden bahsetti. Birey için şunları söyledi: "Birey kendi kendisine yeten, kimseye ihtiyacı olmayan, kimsenin ihtiyacı olmadığı birini var kılmak ister. Kendini hür ve bağımsız hisseder. Hiçbir otoriteye bağlılık hissi duymaz. Ancak yönlendirilmeye kendisinden isteneni yapmaya, tabii olmaya hazır bir insanı üretir. Kısacası zihnimizi Allah'ın istediğinin dışında tanımladığımızda bireyselleşiyoruz." . Onat, modern algıdaki insanın kendisini ancak hayatın içinde statüsü yükseldiğinde, çokça mal edindiğinde, çocuğu olduğunda kendisini başarılı hissettiğini anlattı. Modern algıdaki insan tanımından sonra, Kur'an'daki insan tanımını -"Gerçek şu ki, biz emaneti yere ve dağlara sunduk da onlar bunu yüklenmekten kaçındılar ve ondan korkuya kapıldılar; onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalim, çok cahildir."(Ahzab/72)- ayeti bağlamında değerlendirdi. İnsanın Allah'ı ve vahyi tanımasa zalim ve cahil kalacağını zikretti. İnsanın bencil olduğunu, kendisini müstağni gördüğünü, bir kötülük dokunduğu zaman feryat ettiğini, hayır dokunduğunda engelleyici olduğunu vurguladı (Mearic/19-21).

Konuşmacı insanın olumsuz tanımını yaptıktan sonra Kur'an' dan irade sahibi insan tanımına yer verdi. İnsanın yeryüzünün halifesi olarak yaratılan (Bakara/30), eşyanın isimleri öğretilen (Bakara/33), ahlaki vicdana sahip iyiliği ve kötülüğü seçmede iradesini kullanabilen bir varlık olduğunu (Şems/8-10,İnsan/3) ifade etti. Onat, "İnsan, varoluş sebebini anlayınca, eşyaya anlam yükleyebilirse şükretmemesi için hiçbir sebep yoktur. Şükredebilmesi için kendisine verilen nimetleri tanımlaması gerekiyor." dedi. Normal yaşantısında şükretmek için bir sebep "bulamayan" insanın sıkıntıya düştüğü zaman hemen Allah'ı hatırladığı ve sıkıntı geçtiği zaman tekrar unuttuğunu kaydetti ve Kur'an'ı Kerim'den "Gemi Halkı" örneğini verdi. 

Konuşmacı, şükür kavramının sadece dille yapılan bir fiil olarak algılanmasının yanlış olduğunu, eylemliliğin de gerekli olduğunu vurguladı. Şükrün iman ve risalete sahip olmak olduğunu belirtti. Öte yandan şükür için" Şükür: bir itiraftır. Nimete değil nimeti verene bakmaktır. Hem yokluk hem de bolluk halinde buna sebep olanın Allah olduğunu, rızık vericinin O olduğunu bilmektir. Şükretmeyi bilmeyen insan Allah'a sırt çevirir. " diye konuştu.

Onat, sabır kavramına da değindi. Sabrın sözlük anlamı; darlıkta kendini kontrol altına almak, acıya katlanmak terim anlamının ise; İslam'ın emir ve yasaklarını uygularken imtihan özelliği olan musibetler karşısında bir durgunluk göstermeyip cesaret ve dayanıklılık göstermektir dedi. Sabrın yalnızca acılara dayanma, katlanma anlamına gelmediğini, etkileyici bir olay karşısında kızgın hareketlere girmemek, uzuvları yanlış hareketten korumak olduğunu vurguladı. Sabır kelimesinin anlamının toplumda "sessiz kalmak" olarak anlaşıldığını böylece eksik zihinlere kazındığını söyleyen Onat, zulüm karşısında eylemlilik göstermenin gerekliliğin altını çizdi.

Şükretmenin insanı isyan etmeden alı koyduğunu ve insanın böylece sabrettiğini belirten Onat, Kur'an 'dan ayetler okuyarak sunumuna son verdi.

------------------------------ 

"Müslüman Genç ve Yürüyüş Dergileri "

İkinci derste Ahmet Yıldız "Müslüman Genç" ve "Yürüyüş" dergilerini anlattı. İlk olarak üniversiteli gençliğin hazırlamış olduğu Müslüman Genç dergisini işledi.

1991 yılının Ocak ayında aylık olarak yayınlanmaya başlayan derginin 1992 yılının Aralık ayında yayınına son verdiğini belirtti.

Ahmet Yıldız, ilk olarak derginin çıktığı dönemi değerlendirdi. Körfez Savaşının rüzgârlarının sert estiği, Amerika'nın Ortadoğu işgali için hazırlıklarının, eylemlerinin yatığı bir dönem olduğunu belirtti.  

Dergi'nin üniversiteli gençlerden oluşan yazar kadrosu için, yazılarında müstear isimler kullandıklarını söyledi. Kullanılan yazı dilinin antiemperyalist, direnişçi, eylemliliğe davet eden bir dil olarak değerlendirdi. Konuşmacı Müslüman Genç Dergisi için "Üniversitede Müslüman Gençlik diye ifade edilen aslında birkaç bileşenden ama zihin ve hareket boyutuyla birbirine benzeyen öbeklerden oluşan" kesimi öncelediğini belirtti.

"Niçin çıktı?" sorusuna cevaben Yıldız, Dergi'nin ilk sayısında ki şu açıklamayı aktardı: "Müslüman gençliğin haber ağını oluşturabilmek ve Müslüman gençliğin gelişiminde yanlış yönlendirmenin önüne geçerek enerji israfını önlemek maksadıyla." Dergi'nin kendisini, tartışma ve uzlaşma platformu olarak gördüğünü ve insanları dergi sayfalarına davet ettiğini, fikir-sanat ve haber boyutu olmak üzere iki boyuttan oluştuğunu söyledi. Daha sonra dergilerde işlenen konuları ele aldı. İlk olarak dergide usulu'd-din ile ilgili başlıklara yer verilmediğini buna ilişkin yalnızca Kur'an'ın hayatımızdaki yeri içerikli bir yazının bulunduğunu belirtti. Dergide kavramların incelendiğini ve modern kavramlara ciddi anlamda eleştiri getirdiklerini kaydetti. Avrupa Toplumu, modernizm, demokrasi, ulusçuluk, iktidar eleştirilerinin oldukça altı çizilerek yapıldığından bahsetti.

Derginin "demokrasi"yi İslam karşıtı olarak gördüğünü onu basit bir siyasi görüş olarak dreğil bir "iz'im" olarak tanımladığını nakletti. İslami kavram olarak da cihad, fitne, tağut, mücadele, tasavvuf, şahadet gibi kavramların geniş çerçevelerde işlendiğini söyledi.  Bir başka yer edinen konuların ise; başörtüsü eylemleri ve farklı meselelerden dolayı üniversitelerde yapılan diğer eylemler, Müslümanların mahkemeleri, savaş halinde olan bölgeler, (Filistin, Keşmir, Bosna Hersek, Tataristan, Tacikistan, Cezayir, Irak, Afganistan, vs.) Kürt sorunu, gibi konuların işgal ettiğini söyledi. Konuşmacı, derginin içerdiği Kürt sorunu ile ilgili yazılarda çözüme yönelik, ulus devlet mantığının aşılması ve ümmetçi bir bakış açısıyla değerlendirme yapılması gerektiğinin vurgulandığını belirtti. Derginin 19. sayısında tebliğ ve tebliğcinin özellikleri, davetçinin önündeki engeller gibi mevzuların kaleme alındığını ifade etti. Konuların ekseriyetle haber, röportaj ve söyleşi tarzında işlendiğini de sözlerine ekledi.

Yıldız, derginin 22 sayı çıktıktan sonra "İslami hareketin yeni oluşun dinamikleri illegallik laboratuarında her türlü etkiden uzak olarak olgunlaştıktan sonra Müslüman kamuoyunun gündemine kontrollü legallik usulüyle sunma azmindeyiz. Birinci yayın dönemine ara veriyoruz" açıklamasıyla,  gerekli bir açılım yapılamadan yeni açılımlar için kapandığını söyledi.  

Ahmet Yılrdız, Müslüman Genç Dergisi'ni anlattıktan sonra, "Yürüyüş Dergisi"ni anlatmaya başladı. 1 Aralık 1998 yılında iki aylık olarak çıkmaya başlayan Derginin. 2002 Nisan-Mayıs ayında yayın hayatının son bulduğunu söyledi.

Yıldız, Yürüyüş dergisinin çıkma gayesi birikimli arkadaşların birikimlerini ortaya koymaları, birikimsiz arkadaşların ise yazı çalışmaları yaparak birikim kazanmaları olduğunu söyledi.  28 Şubat sürecinin eylem sıcaklığında üniversiteli gençler tarafından çıkarılan bir dergi olduğunu söyleyen Yıldız, gençlerin dergide müstear isimlerle yayınlar yaptıklarını de sözlerine ekledi. Yıldız, üniversiteli gençliğin ilgisini çeken bir yayın organı olmasını amaçlamalarından dolayı yapılan "üniversiteli gençlik" vurgusunun altını çizdi. Bugün söylenmesi ve yapılması gerekenlerin yarına bırakılmasının bir sorumluk olduğunu ve zor zamanda konuşmanın bir mecburiyet arz ettiği düşüncesiyle yayınlamış olduklarını belirtti.

Dergide üniversite gençliğin sorunları, eğitim durumu, tesettür, dünyevileşme, imtihan bilinci, okumak gibi başlıklarla ilgili her sayıda bir dosya çalışmasının yapıldığından bahsetti. Konuşmacı ele alınan şu başlıkları da  zikretti: Üniversite eylem haberleri, şehit haberleri, F tipi cezaevleri, ölüm oruçları, Müslüman tutsaklar, İslamcılık, İslami hareketler, vs. Ayrıca sabır, şahadet, oruç, azimet, ruhsat,amel defteri, hicret ve benzeri kavramların işlendiğini; Kosova, Keşmir, Cezayir, Endonezya gibi İslami mücadele içersinde olan ülkelerin haberlerinin yayınlandığını; kitap ve dergi tanıtımlarının yapıldığını ifade etti.  Öte yandan dergide bulunan "Kültür-Sanat" kısmının da şiir ve öykülerin oluşturduğunu nakletti. Usulu'd-din ile ilgili bir gerekli yazıların olmamasına rağmen Kur'an'a yaklaşma usulü ile ve Kur'an'ı hayatla irtibatlandırmak için bazı yazıların kaleme alındığını söyledi ki, soru cevap bölümünde bu yaklaşımların ve Yürüyüş dergisinin Müslüman Genç dergisinden daha ileri ve mesafe almış bir konumda olduğu üzerinde duruldu..

Toplam 12 sayı olarak çıkmış olan Yürüyüş Dergisi'nde İslamcı gençlerin farklı düşüncelerinin karşılık bulduğunu kaydederek sözlerine son verdi.

Sündus Altuntaş / Haksöz-Haber

Önceki ve Sonraki Haberler