"28 Şubat'ın aktörleriyle hesaplaşılmalıdır!"
28 Şubat darbesinin yıldönümü dolayısıyla bir açıklama yapan Özgür-Der, Kemalist yargı ve rektörler de dahil olmak üzere hiçbir gücün 28 Şubat sürecini devam ettiremeyeceğini bildirdi.
Özgür-Der Genel Merkezi, 28 Şubat 1997'de gerçekleştirilen askeri darbenin yıldönümü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada 28 Şubat darbe sürecinin insanlık tarihine kara bir leke olarak geçtiği vurgulandı ve BÇG'den Ergenekon'a, Susurluk'tan Şemdinli'ye değin uzanan insanlık düşmanı silahlı çetelerle hesaplaşma süreci başlatılmadan 28 Şubat darbe sürecinin bitirilmesinin mümkün olmayacağının altı çizildi.
Açıklamanın tam metni:
Kemalist Yargı ve Rektörler Dahil
Hiçbir Güç 28 Şubat Darbe Sürecini Devam Ettiremez!
27 Şubat 2008
28 Şubat 1997'de MGK üyesi generaller tarafından hükümete dayatılan ve siyasi, sosyal, ekonomik bütün alanlarda etkisini uzun yıllar devam ettiren darbe süreci bugün de Türkiye'nin en önemli sorunudur. Silahlı Bürokrasi tarafından bütün bir ülkeyi ablukaya altına almak, toplumsal kesimleri resmi ideolojinin elinde rehin tutmak, insanlık onuruna, akıl ve mantık ilkelerine deli gömleği giydirmek üzere devlet çeteleri tarafından organize edilen 28 Şubat darbe süreci insanlık tarihine kara bir leke olarak geçmiştir.
28 Şubat darbe süreci; Kemalizm, laiklik, çağdaşlık, batılılaşma gibi değerleri halka zorbalıkla benimsetmek, siyasetin işleyişini silahla hizaya sokmak için andıç, brifing, provokasyon, psikolojik savaş ve en nihayet darbe gibi ülke halkının hiç de yabancısı olmadığı insanlık dışı araçların kullanılmasından başka bir şey değildir.
Bugün de bu darbe sürecini devam ettirmek hatta daha zorbaca yöntemleri devreye sokmak isteyenler mevcuttur. Darbe süreçlerinin baş aktörleri olan askeri zevat en son 27 Nisan e-muhtırasını yayınlamanın bedelini 22 Temmuz seçimlerinde aldıkları ağır bir yenilgiyle ödedi. Bu sebeple bir zaruret olarak üniformalı darbeciler geri plana çekildi. Darbe sürecinin yeni stratejilerini icra etmek üzere Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi gibi yüksek yargı mensupları ile rektörler daha fazla rol alarak, daha provokatif çıkışlar yapmak için harekete geçtiler.
Artık toplumun daha geniş kesimleri tarafından da daha net olarak anlaşılmıştır ki; 28 Şubat post-modern darbe sürecini planlayıp icra eden askeri cunta ile yakın geçmişte darbe sürecini devam ettirmek için Cumhuriyet gazetesi bombalamalarını, Danıştay saldırısını, Hrant Dink cinayetini, Rahip Santaro ve Malatya'daki misyonerlere karşı işlenen cinayetleri, Cumhuriyet mitinglerini planlayıp icra eden cunta aynı cuntadır. Halka karşı darbe yapmak, seçilmiş hükümeti silahlı operasyonlarla düşürmek, başta bankalar olmak üzere kamu malını hortumlamak, ulusalcı/ırkçı propagandalarla İslam karşıtı ve tek tip eğitimi zorunlu hale getirmek şeklinde tezahür eden 28 Şubat darbe sürecini Batı Çalışma Grubu, Atabeyler, Ergenekon gibi çeteler, ADD ve ÇYDD gibi çete müsveddeleri şevkle, tutkuyla devam ettirmek için yanıp tutuşuyorlar.
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde ve üniversitelerde başörtüsüne serbestlik getiren anayasal değişiklikler karşısında sergilenen tutumlar hukuk, cumhuriyet, demokrasi gibi kavram ve değerler Türkiye'deki darbe sürecini örgütleyen Silahlı Bürokrasi ve bu sürece çanak tutan CHP, TÜSİAD, Yargıtay, Danıştay, Hürriyet, Milliyet gibi siyaset, sermaye, yargı ve medya unsurları açısından sadece bir psikolojik harp silahı olarak kullanılabildiği oranda işlevsel ve değerlidir.
Askeri cunta ve işbirlikçilerinin başörtüsü, namaz, imam hatip lisesi düşmanlığı ile iyice somutlaşan fanatik-inatçı tutumlarının, İslam'ı ve Müslümanları toplumsal hayattan tamamen silmek isteyen korku iktidarlarının sonu yaklaşmaktadır. BÇG'den Ergenekon'a, Susurluk'tan Şemdinli'ye değin uzanan insanlık düşmanı silahlı çetelerle hesaplaşma süreci başlatılmadan 28 Şubat darbe sürecinin bitirilmesi mümkün değildir. Hükümet 28 Şubat darbe sürecinin tüm aktör, kurum ve sonuçları ile hesaplaşmak ve tüm hak sahiplerinin gasp edilen haklarının iadesi için kapsamlı çalışmalar yapmak zorundadır. Adalet, özgürlük ve kardeşliği tesis etmek somut girişimleri geciktirmeksizin yürürlüğe sokmakla mümkün olacaktır!
Hülya Şekerci
Özgür-Der Genel Başkanı
28 Şubat 2007 / Beyazıt...