Trabzon’da Aliya İzzetbegoviç Konuşuldu

Trabzon’da Aliya İzzetbegoviç Konuşuldu

Trabzon Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezinde ‘Aliya İzzetbegoviç ve Bosna Direnişi’ konuşuldu.

Özgür-Der Eynesil Temsilciliği ve İlim Yolcuları Derneği’nin düzenlediği ‘İslami Mücadele de Öncü Şahsiyetler’ ana başlıklı konferanslar serisinin ikincisi olan ‘Aliya İzzetbegoviç ve Bosna Direnişi’ adlı konferansı Hüseyin Kansu sundu.

Serkan Kaplan’ın sunuculuğunu yaptığı program Arif Uzun’un Kuran-ı Kerim tilaveti ile devam etti.Aliya İzzetbegoviç’in mücadelesiyle alakalı kısa bir sinevizyon gösteriminden sonra Hüseyin Kansu’nun özgeçmişi takdim edilerek konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet edildi.

Hüseyin Kansu, Aliya’nın hayat hikâyesini anlatarak başladığı konuşmasında Aliya’nın ablası Hayriye Hanım’ın ‘Her zaman annemiz bizi sabah namazına kaldırırdı. Evin yakınındaki mescide annem götürür. Biz sabah namazlarını daha çocukken cemaatle kılardık’ dediği anekdotu hatırlatarak Aliya’nın yetiştiği aile hayatıyla alakalı arka plan vermek istediğini söyledi.

Kansu, Aliya’ya küçükken ne olmak istediği sorulduğunda hukukçu olacağını,15–16 yaşına geldiğinde ise neden hukukçu olacağı sorulduğunda ise Müslümanların haklarını korumak için dediğini aktararak Aliya’nın bilgi, birikim ve perspektif olarak arkadaşlarına oranla ileri seviyede olduğunu söyledi.

Aliya’nın hayatında ki dönüm noktası ise 1939 yılında kurulan Genç Müslümanlar hareketine katılmış olmasıdır. Maddi yetersizlik yüzünden toplantılarını El-Hidaye cemiyetinin salonlarında yaptığını aktaran Kansu, Komünist Rejim tarafından dava arkadaşlarının faili meçhul cinayetlere kurban gittiğini söyledi. Bosna’nın kurtuluşunun bu şehitlerin kanlarından dolayı olduğunu söyleyerek Aliya’nın şehit olan dava arkadaşları için ’İyiler erken öldüler, iş bize kaldı’ sözünü aktardı. Aliya’nın hayatı 3 mücadele safhası ile özdeşleşmiştir.

1-İslam’ı anlamak ve yaşamak mücadelesidir. Aliya’nın bu mücadelesi doğduğu günden ölümüne kadar sürmüştür. Bu sahada önemli eserler bırakmıştır. Savaştan sonra kaleme aldığı ‘Hatıratı(Tarihe Tanıklığım)’,hapishanede geçen yıllarında yazdığı ‘Özgürlüğe Kaçışım’,’Doğu-Batı Arasında İslam’ ve dava arkadaşlarıyla beraber ortak akıl ürünü olan ‘İslam Deklarasyonu’ kitabı örnek olarak verilebilir.

2-Sosyalist baskılar döneminde halkı ile verdiği mücadelesidir. Bu mücadelenin bedelini 9 yıl hapishanede yatarak ödemiştir. Bu dönemde çeşitli işkencelere maruz kalmıştır.’Hapishane’nin Müslüman hayatında nimet olabileceğini ben yaşadım’ diyen Aliya mevcut eserlerini ortaya koymada bu dönemin önemli olduğunu söyler. Koğuşlarda seminerler verdiğini söyleyen Kansu, Komünist Rejim’in en şiddetli baskılarının sürdüğü dönemde ‘Davanızdan vazgeçtiğinizi söylerseniz sizi serbest bırakacağım diyen Hâkimle Aliya arasında geçen ‘Ben İslam’ın bir neferiyim. Ölünceye kadar da böyle kalacağım’ sözünü aktararak nasıl öncü olunması gerektiğini dinleyicilerle paylaştı.

3-1992 ile 1995 yılları arasında halkıyla birlikte verdiği bağımsızlık mücadelesidir. Öyle bir mücadeledir ki bu 400 milyonluk Avrupa’da sadece Müslüman olduğu için yok edilmek istenen bir Müslüman topluluğun ölüm kalım mücadelesidir. Bu mücadelede Aliya en ön saflardadır.3,5 yıl süren savaşta başkomutanlık Aliya’ya veriliyor. Kendisine çok zor bir görevin verildiğini söylediği konuşmasında ‘Büyük Allah’a yemin ediyorum ki Biz Asla Köle Olmayacağız’ diyerek kürsüden iniyor. Savaş esnasında sürekli nasihatler de bulunan Aliya ‘Hiçbir ibadethaneye, sivillere, kadınlara ve çocuklara ateş etmeyeceksiniz. Bu Allah’ın emridir. Bunu çiğnerseniz Allah’ın yardımı çekilir’ diyerek savaş ahlakını,’Bosna dışında hiçbir coğrafya’da Sırpların bir eşyasına bile dokunmayın. Yoksa terörist olmakla itham edilirsiniz’ diyerek savaşı yönetebilecek bir basirete de sahip olduğunu gösteriyor.

Hüseyin Kansu, Aliya’nın Cumhurbaşkanı iken bile mütevazı bir hayat sürdüğünü verdiği şu örnekle ortaya koyuyor.’Geç kaldığı bir Cuma namazında hutbe devam ederken arka sıralara oturuyor. Kendisini fark eden imam hutbeyi yarıda keserek Cumhurbaşkanının teşrif ettiğini söyleyerek kendisini ön saflara davet ediyor. Aliya İmama; Biz Müslümanlar eşitiz. Ben yerimden memnunum. Lütfen hutbenize devam edin diyerek müdahale ediyor’.

Hüseyin Kansu,19 Ekim 2003 vefat eden Aliya’nın cenaze merasimden bahsettikten sonra soru-cevap bölümüyle program sona erdi.

eynesil-20121217-02.jpg

eynesil-20121217-03.jpg

eynesil-20121217-04.jpg 

Önceki ve Sonraki Haberler