“Cahili Sistemlerde Kültürel İlişkiler"
Bu hafta Elazığ Özgür-Der'de Musa Üzer tarafından “Cahili Sistemlerde Kültürel İlişkiler" başlığıyla sunulan bir seminer düzenlendi.
Müslümanların yaşadığı dünyayı anlamlandırmada problem yaşadığını belirten Musa Üzer, cahili sistem tanımlamasının önemli olmasına rağmen içeriğinin yeterince doldurulmadığını belirtti. Cahili sistem denildiğinde sınırlı bir alan ve siyasetle ilgili daraltılmış bazı şeylerin anlaşıldığını söyledi. İnsanın bütün zaman, mekan ve ilişkilerini kontrol iddiası taşıdığını belirten Musa Üzer, insanın nasıl yaşaması gerektiği, neye ihtiyaç duyup neyi benimsemesi gerektiği, ahlak, özgürlük anlayışından tüketim anlayışına kadar hiçbir alanın başıboş bırakılmadığını aktardı.
Cahili sistem endişesinin Müslüman'ın nasıl bir dünyada yaşadığını, hangi hegemonyanın kuşatması altında olduğunu göstermesi açısından önemli olduğunu belirten Üzer, "Cahili sistem dediğimizde insanın nerede, ne zaman, nasıl davranması gerektiğini, bütün hayatının içerisinde yer alan ve bütün bunları vaaz eden yani insana bir seçme hakkı tanımayan sistem demiş oluyoruz. Bizler bugün bunu sadece devletin yönetim biçimine bağlıyoruz. Oysa daraltılmış bu siyasal alan, sokaktaki insanın muhatap olduğu bir durum değildir. Bu siyasal alan gündelik hayat politikalarının her anını kapsamıyor. Bu nedenle bütünsellikten kopmuş oluyor." dedi.
Bir bütün halinde insanın tüm hayatını kontrol iddiasındaki cahili sistemin özelliklerinden bahseden Üzer, buna karşı en önemli karşı koyuşun Kur'an ve sahih sünnet ile mümkün olacağını vurguladı. Müslümanların bu iki ana kaynakla ilişkisinin problemli olmasından dolayı sağlıklı bir kültürel iklimin ortaya çıkamadığını, dolayısıyla cahili sistemin kuşatmasından kurtulamadığını kaydetti. Kur'an'ı sadece belli konuların konuşulduğu bir kitap mesabesine indirgeyen, amel derdi olmayanlar ile Hz. Peygamber'in sünnetiyle alakası olmayan konuları mutlaklaştıran müfrit tutumun bugün cahili sisteme karşı sahih bir kimlik ve kültür inşa edilmesinin önündeki temel problemlerin başında geldiğini söyledi.
Musa Üzer, konuşmasında Müslümanların değerlerini yansıtan kültürel atmosferden uzaklaşma sürecine de değinerek emperyal, sömürgeci politikalar neticesinde meydana gelen Batıcı yönetimler ve onların Müslüman toplumu değiştirmesini örneklerle aktardı. Batının hegemonik yapısının oluşmasıyla birlikte dünyayı nasıl belirlediğine de değinerek buna karşı koyacak tek dinamiğin İslam olduğunu vurguladı. Ortadoğu'daki son gelişmelerin ve Türkiye'deki siyasal ve toplumsal değişmenin önümüzdeki süreç açısından önemli imkan ve potansiyel sunduğunu belirterek hikmetten uzak gündemlerin Müslümanları asli sorumluluğundan uzaklaştırdığını hatırlattı.