‘Birey Cemaat İlişkileri ve İslami Şahsiyet’
Elazığ Özgür-Der Temsilciliğinde ‘Birey Cemaat İlişkileri ve İslami Şahsiyet’ konulu semineri Batman Özgür-Der Şubesinden Şefik Sevim sundu.
Elazığ Özgür-Der Temsilciliğinde "İslami Mücadelede Güncel Fıkıh ve Kimlik İnşası" üst başlığı ile on beş günde bir devam eden seminerler dizisinde bu hafta 'Birey Cemaat İlişkileri ve İslami Şahsiyet' konulu seminer Batman Özgür-Der Şubesinden Şefik Sevim tarafından sunuldu.
Konuşmasına Al-i İmran Suresi'nin 104 sayılı ayetinde ifade edilen "Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten nehyeden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler bunlardır" sözleriyle başlayan Şefik Sevim, bu ayetin en genel çerçevemizi oluşturduğunu söyledi. İyiliği yaygınlaştırmak, kötülüğü engellemek için hep birlikte Allah'ın ipine sarılmalıyız diyen Sevim, Al-i İmran 103'te ifade edilen "topluca Allah'ın ipine sarılmanın" anlam çerçevesini cemaat olarak da anlamanın yerinde bir tespit olacağının altını çizdi. Bunu sağlayabilmek için de kendimize ait sahih bir dil üretmeliyiz, dedi.
Cemaatin, dar bir çerçevede değil adaletin ve ihsanın sosyal hayatın tüm alanlarında bir iradeye dönüştürülmesi olarak anlaşılmasının daha yerinde olacağını vurguladı. Bu durumda cemaatin siyasal, sosyal ve ekonomik alanlarda bir karşılığı olabilir. Cemaat olmak sadece bir araya gelen bir topluluk olmak anlamına gelmediğini, İslami şiarları yücelteceğimiz bir Müslüman topluluk olmak demek olduğunu vurguladı.
Cemaat olmayı küçümseyen bireyselciliğin tehlikelerine değinen Sevim, "bugün sorunumuz klasik bir geleneksel cemaat olmanın taşıdığı problemlerle yüzleşmekten öte, cemaat olmayı dışlayan bireyci, modern bir özgüven ve özgürlük anlayışının yaygınlaşmasına karşı birliktelik hukuku oluşturmanın zorlukları" olduğunu belirtti.
'Ey İman Edenler' ifadesinin çok önemli bir çağrı olduğunu, bu hitabın kendisinin tek başına bizi iyiliği çoğaltmaya, cahili değerlere karşı müminler olarak karşı durmaya davet eden bir çağrı olduğunu, cemaatin özgürlüğü kısıtladığını, şahsiyet gelişimini engellediğini belirten modern algıların insanlarımızı ve fertlerimi yalnızlaştırdığını ve ifsada elverişli hale getirdiğinin altını çizdi.
İnsanın yalnızlaşması ve cemaat anlayışının küçümsenmesi kötülüğün de yaygınlaşarak olağanlaştırılmasına yardım ettiğini söyleyen Sevim, böylece yakini imanın yok olmasının yolları açılmaktadır, dedi.
Hud Suresi'nin 116. Ayetine vurguda bulunan Şefik Sevim, "Sizden önceki asırlarda yeryüzünde bozgunculuktan alıkoyacak faziletli kimseler bulunsaydı ya! Fakat onlardan kurtuluşa erdirdiğimiz az bir kısmı müstesna. (Bunlar görevlerini yaptılar.) Zulmedenler ise kendilerine verilen refahın peşine düştüler. Zaten günahkar idiler." Ayetinde ifade edilen kurtuluşa eren kimselerin, disiplinli bir çalışmayla salih ameller işleyen müminler olduğunu ifade etti.
Örgütlü küfrün karşısında bireysel, mistik ve duygusal yaklaşımlarla konulacak tepkinin yeterli olmayacağını, örgütlü ve organize bir karşı duruş gerektiğini, bireysel çabaların vicdani tatminden öteye gidemeyeceğinin bilinmesi gerektiğinin altını çizdi.
Aşırı özgüven ve sınır tanımayan bir sorgulayıcılık nedeniyle vefasızlığın da boy gösterdiğini söyleyen Sevim, 'Müslüman şahsiyetin cemaat zemininde olgunlaştığını ve amellerinin bereket bulduğunu belirtti ve ancak böylece sabikun olma vasfı kazanılabilinir' dedi. Zihni ve ameli hicret ile birlikte amel, risk alma sorumluluğu ve bedel ödeme İslami şahsiyetin gelişebileceğini söyledi. Zihni ve ameli hicretin vahyi ve fıtri buluşmayı sağlayabileceğini belirtti.
Bedevilerin her şeyi tartıştığı gibi bir taşralı ruhunun aşılması gereken bir problemolduğunu söyleyen Sevim, bunun da merhamet zemininden insanı uzaklaştırarak katılaştırdığını, konuşma zeminlerimizi, merhamet ekseninde sürdürmemizin önemine değindi. İslami cemaatler arasında bu zeminde müzakere etmeli ve tartışmalıyız dedi.
'Entelektüel birikimlerimiz cemaat terbiyesinden geçmeyince sapmalar açık hale gelen bir sorumsuzluk alanı oluşturmaktadır' diyen Sevim bugün bu örneklerin çoğaldığından söz etti.
Cemaatin İslami şahsiyetlerden oluştuğunu, İslami şahsiyetlerin toplamının şahsi manevisinin cemaati teşkil ettiğini, cemaatin de bu şahsiyeti koruduğunu ve geliştirdiğini belirten Sevim, 'Kur'an bizim için ehliyet ve kabiliyetin önemli olduğunu, ehil insanlarımızla bir cemaat teşkil etmemiz gerektiğini, bununla sahaya çıkarak iyiliği yaygınlaştırmak ve kötülüklerin önünü almak üzere vazife yüklenmemiz gerektiğini emreder' diyerek konuşmasını tamamladı.