"Tarihi olayları karartarak anlatmak yalancılıkla eşdeğerdir"
Diyarbakır Özgür-Der'de bir konferans veren Prof. Dr. Adnan Demircan, tarihi olayları karartarak anlatmanın yalancılıkla eşdeğer olduğunu vurguladı.
Dinleyicileri selamlayarak konuşmasına başlayan Prof. Dr. Adnan Demircan, tarih ilminin oldukça önemli bir işlevinin olduğunu belirterek tarih tanımı yaparak konuya giriş yaptı.
Tarihin en genel tanımıyla geçmişte vuku bulan olayları ve olguları sebep ve sonuç bağlamında inceleme ilmi olduğunu vurgulayan Demircan, Sosyal, siyasal ekonomik yönü olan her bir olayın esasen tarihin alanına girdiğini ifade etti.
Prof. Dr. Adnan Demircan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Daha da geniş bir ifade ile tarih boyunca insanı ilgilendiren her olay tarih ilminin kapsamına girer. Burada işin belki de en önemli kısmı tarihi bilgilerin sahih bir şekilde aktarılmasıdır. Çünkü tarihsel anlatılarda vuku bulan olayın aslı ile arasında ciddi farklar görüyoruz."
“Gerçekte ne oldu?” sorusunu her müslümanın sorması gerektiğini ifade eden Demircan, hakikatin incitici bir yanının olduğunu ve ancak bu şekilde istikamet edindiğimizi belirtti.
Demircan, “Arayış çabası içinde olmak esastır. Bunu yaparken de farklı yorum ve bakış açılarının da var olduğu realitesini unutmamak gerekiyor. Şu da bir gerçek ki tarihi istismar etmek isteyenler yeniden tarih yazmazlar. Mevcut tarih üzerinde belli oynamalar yaparak tarihi bir olayı manipüle ederler.” dedi.
Birçok yapının, oluşumun halk nezdinde kendini takdim ederken muhakkak tarihi bir zemine dayandırma ihtiyacı duyduklarını ifade eden Demircan, Mekke’de Resule itiraz eden müşriklerin de kendi putperest inanışlarının doğruluğunu savunurken atalarının geçmişte aynı putperestliği yapmalarını delil getirdiklerini görüyoruz.
Kur’an’ın kendi tarihine ilişkin bilgiler içerdiğini ifade eden Demircan şunları söyledi: “Müslüman şahsiyetini inşa eden Kur’an’ın kendi tarihine ilişkin bilgiler aktardığını görüyoruz. Aynı şekilde Yusuf, Musa, İbrahim, Lokman gibi birçok tarihi kıssa ile tarihi derinliklere inen anlatılarla müslüman aklını şekillendiriyor. Tüm bu tarihi kıssalar Resulü ve ashabını güçlü kılmaya yöneliktir. Öte yandan insanın yeryüzünde gezip dolaşması ve kendinden öncekilerin başına nelerin geldiğini görmemiz açısından Kur’an'daki tarih anlatımı önem arz eder.”
Herhangi bir mezhebin, anlayışın veya ideolojinin gölgesinde bir tarih anlatımının adil olmadığını belirten Demircan, tarihi olayları karartarak anlatmanın yalancılıkla eşdeğer olduğunu belirtti.
Demircan, "Tarih bizlere geçmişimizi bilme ve ibret alma sorumluluğumuzu hatırlatıyor. Ve bunu yaparken de sahih bilgiye erişme sahih bilgiyi aktarmanın önemini de her daim akılda tutmak lazım." dedi